Mutlu Çocuklar “Mutlu Yarınlar” Demektir

Mutlu Çocuklar “Mutlu Yarınlar” Demektir Mutlu Çocuklar “Mutlu Yarınlar” Demektir

Bahar geldi diye sevinemiyorum bu sene. Terör olayları, şehitlerimiz ve çocuk istismarı yüzünden hepimiz çok gergin ve üzüntülü günler geçiriyoruz. Ben şahsen “Evde oturun, dışarı çıkmayın. AVM’ye gitmeyin” diyen felaket tellallarına kızıyorum. İnançlı bir insan olarak “Kaderimizde ne varsa onu yaşarız” diye düşünüp normal hayatıma devam etmeye çalışıyorum. Dileğim tüm bu yaşanan terör olaylarının özellikle çocuk tacizlerinin bir son bulması!

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk Bayramımız Kutlu Olsun

Her şeye rağmen hepimizin amacı çocuklarımız için iyi bir gelecek bırakmak olmalı. çocuklarımızı “mutlu” yetiştirmenin önemine inanıyorum. Kızım doğduktan sonra sık katıldığım eğitimler sonrası aldığım notları, Uzman Psikolog Gamze Eser’in önerileri ile birleştirip 23 Nisan dolayısıyla sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

Eğer mutlu bir çocukluk geçirmişseniz özgüveni yüksek, kendine ve başkalarına karşı saygılı olmayı başarabilen, mutlu bireyler olarak büyüyorsunuz. çocuklarımızın tüm yaşamını etkileyecek bu dönemde neler yaparsak mutlu çocuklarımız olur? İşte yanıtı:

 

TUTARLI OLUN: Tutarlılık; herkesin kendisi için istediği ama çoğu zaman karşısındakine uygulayamadığı bir kavramdır. çocukların yetiştirildiği ortamda olması gereken en önemli davranış biçimi tutarlılıktır. Doğru rol model olabilmek; sözlerimizle davranışlarımızın birbirine örtüşmesi ile mümkün.

 

SEVGİNİZİ DOĞRU GöSTERİN: Eminim ki her anne-baba çocuğunu çok sever. önemli olan bunu doğru biçimde göstermek ve sevginin koşulsuz olduğunu öğretmektir. Koşullar ve istekler üzerine kurulmuş sevgi ilişkileri, hem karşılıklı güven sorgulamasına açıktır hem de temel olarak değersizlik hissi yaşatır. Her birey koşulsuz sevildiği zaman mutludur ve koşulsuz sevmeyi öğrendiği zaman huzurludur.

 

YAPABİLECEĞİ İŞLERİ ELİNDEN ALMAYIN: çocuklar hangi yaş grubunda olursa olsun işe yaradığını hissetmek ister ve bu duygu var olma güdülerini güçlendirir; yeterlilik hissini pekiştirir. Merdivenden çıkmak, masa hazırlamak, kapıyı açmak ve bunun gibi her yaş grubuna uygun birtakım fiziksel eylemleri gerçekleştirmesine izin vermek, çocuğunuzun özgüvenini pekiştirir ve başarma duygusunu tatmasını sağlar. Bu duyguyu çocuğunuzun elinden almayın.

 

REKABETİ DEĞİL İŞBİRLİĞİNİ öĞRETİN: Rekabetçi yaklaşım her birey için uygun değildir. Herkeste aynı etkiyi göstermez. Ama işbirliği duygusu, bütünleştirici, öğretici ve içinde saygı barındıran bir duygudur. Oynadığınız oyunlar, okul projeleri gibi faaliyetlerde birleştirici ve tamamlayıcı yaklaşımda bulunmak önemli.

 

SAYGIYI öĞRETİN: çocuğumuzun sahip olması gereken temel duygulardan biri de; kendisine ve başkalarına saygı duymasıdır. çocuklarımıza bu durumu ancak davranışlarımızla gösterebiliriz. Onlar bizim aynamızdır. Ne konuştuğumuza değil nasıl davrandığımıza bakarlar ve bu şekilde kendilerini yönlendirirler.

 

MüKEMMEL DİYE BİR ŞEY YOKTUR: Mükemmel olmasını istemek çocuğa zarar verir. Kimse mükemmel değildir. Sizler de değilsiniz. Eksiklerimizi ve yapamadıklarımızı çocukların tamamlamasını istemek onları yarış atı gibi zorlamak mutsuz birey yetiştirmekten başka bir şey sağlamaz.

 

öNEMLİ HİSSETTİRİN: çocuklarımıza değerli olduklarını maddi temellerle gösteremeyiz. Bu, sadece onların değerli olma algısını tamamen yanlış şekillendirmiş olmakla kalmaz; aynı zamanda mutluluğun temelini paraya dayandırmış oluruz. önemli hissetmek için sizin güzel sözleriniz ve davranışlarınız yeterlidir.

 

LüTFEN KIYASLAMAYIN: Kıyaslanmaktan ben de hep rahatsız olmuşumdur. Hoşunuza gitmeyen, rencide edici ve özgüven kırıcı bu davranışı çocuklarınıza uygulamayın. Herkes dünyaya farklı parmak iziyle gelirken okulda aldığı notlar, sosyal ve fiziksel becerileri yüzünden kıyaslanmayı hak etmez. Herkes özeldir. Hepimizin becerileri farklı farklıdır.

 

SORGULAMAYI öĞRETİN: Ne kadar az yapıyoruz bunu farkında mısınız? çocuklarımıza isteklerini, davranışlarını, söylemlerini yargılamadan sorgulamayı öğretin. Bunun için sorular sorun ve cevaplar bekleyin. “Ben öyle istiyorum, öyle olacak!” en tehlikeli kalıptır. Bundan uzak durun. çocuğunuza “evet” veya “hayır” cevabını verirken mutlaka gerekçesini de sunun. Bu sayede o da sorgulamayı, her söyleneni doğru kabul etmemeyi öğrenecektir.

 

VE EN öNEMLİSİ ONU çOK AMA çOK SEVİN.