SAKİNLİK GÜÇTÜR..!

SAKİNLİK GÜÇTÜR..! SAKİNLİK GÜÇTÜR..!

Avazı çıktığı kadar bağırıyordu.. Her zaman haklı olan oydu.Söylenecek çok söz vardı.!. Boğazımda düğümleniyordu kelimeler. Mümkün olduğunca susuyor (!) sükunetimi korumaya çalışıyordum. Bir süre sonra sakinleşiyor, hiçbir şey olmamış gibi konuşuyordu. Hep böyleydi, karakteri buydu. Tepesi atmaya görsün..!!.. Ne acıklı bir durum..!!..

Karşınızdakini ezmek, üzmek, korkutmak. Kavga etmemeyi tercih edenlerdenim. Seviyemi korumak isterim. Karşımdakinin çirkinleşmesini görmek de mutsuz ediyor. Susuyorum…

Elbette zorlandığım, sonradan kendime kızdığım zamanlar da oluyor. İnsanlar gücü maddiyatta ve hükmetmekte arıyorlar ne yazık ki..!!..

Karşılarındakini dinlemek, anlamak zahmetine bile katlanamıyorlar. Haksız oldukları zaman da yüksek perdeden atıp tutuyorlar. Aslında kendileriyle kavgalı bu insanlar. Sorunlarını çözemiyorlar. Derinde yatan kompleksleri var belki… Yüzleşmekten kaçıyorlar. Saygınlıklarını kaybediyorlar. Sağlıklarını da tehlikeye atıyorlar. Dikkat ediyorum insanlar sürekli kavga çıkaracak sebep arıyorlar.

Oysa; “KüSMEK VE DARILMAK İçİN SEBEP DEĞİL. SEVMEK VE SEVİLMEK İçİN çARE ARAYINIZ” diyor Gülyüzlü… Şu iki günlük dünyayı kendimize de, başkasına da zehir etmek niye? Sağlık-Huzur-Başarı ve tevekkül sakinliğe ulaşmadan gelmiyor. Ve bu bizim elimizde! Kendimizle yüzleşerek ilk adımı atmalıyız. Sonrasında ümidimizi kaybetmeden kendimizi kontrol etmeliyiz. Hayat treninde yaptığımız yolculuk, insana verilen bir hazinedir. Yolculuğumuzun anlamını kavramak ve kıymetini bilmek dileği ile…

OLDUĞU GİBİ KABUL ETMEK Mİ? ETMEMEK Mİ?

Yıllar önce çok kıymetli bir insanla tanıştım. İletişim uzmanı CANTEN KAYA.. Hocamla her gün 2 saat hala unutulmayan bir TV programı yapmıştık. İnsanı baz alarak kadın-erkek sorunlarını üzerine tartışmıştık canlı yayında.

O günlerden beri hocamı takip ediyorum. Bilgilerinden yararlanıyorum. Facebook’taki sayfasını ve kitaplarını mutlaka okumalısınız derim. Geçenlerde bilgelik rehberinde Goethe’nin bir sözünü paylaşmış;

“EĞER BİRİNİ OLDUĞU GİBİ KABUL EDERSENİZ, OLDUĞU GİBİ KALIR, EĞER ONA OLMASI GEREKTİĞİ YA DA OLABİLECEĞİ GİBİ DAVRANIRSANIZ, O DA POTANSİYELİNE ULAŞIR.” Günlerdir düşünüyorum.

Bana göre; eğer gerçekten seviyorsak, sevginin gereği olan eylemleri uygularız. Karşımızdaki insanı her haliyle sever, hoş görür, affeder, kabul ederiz. Yalnız kabullenme, ne yaparsa yapsın, hayatımızda olacak anlamına gelmemeli. Kendimize olan saygımız önemlidir. Kimsenin bizi istismar etme hakkı yoktur. öyle bir yer gelir ki, en sabırlı en seven insan bile çekinmek zorunda kalır. Bir de hocamızın anlatmak istediği taraftan bakalım; Burada ince bir çizgi var. Karşımızdakini nezaketle, zarafetle, yargılamadan yönlendirebilmek. Ona sevgiyle, sabırla yol gösterebilmek, yanlışlarından kurtulmasına, özündeki güzellikleri bulmasına, kendinin farkına varmasına yardım etmek…Bütün bunları yaptığınız da bile değişmiyorsa, kendi haline bırakalım derim.

Hayat ve evren hepimizin anlayacağı dilden(!) konuşacaktır ne de olsa..