Arzu Balcı : “Diyet Yapmadan Zayiflamak Artik Çok Kolay”
Fonksiyonel Tip Koçu Arzu Balci, Danişanlarinin Yaşamini Nasil Değiştirdiğini Klass’a Anlatti Kilo verme konusunda verdiği danışmanlık hizmetiyle birçok kişinin yaşamında yeni bir sayfa açmasına yardımcı olan Fonksiyonel Tıp Koçu Arzu Balcı, danışanlarının zihin programlarını değiştirerek kilo vermesini ve sürdürülebilir sağlıklı beslenme alışkanlıkları oluşturmalarını sağlıyor. Fonksiyonel Tıp Akademisi’nde edindiği bilgileri spiritüel deneyimiyle birleştirerek kişilerin oto kontrol yöntemiyle beslenme ve yaşam tarzlarını iyileştirmelerini hedefleyen bir program geliştiren Arzu Balcı, danışanlarına belirli bir diyet olmadan bir ayda dört-beş kilo verdirebildiğini söylüyor. Ünlü Fonksiyonel Tıp Koçu Arzu Balcı ile fonksiyonel tıpla tanışma öyküsünü, seanslarını nasıl gerçekleştirdiğini, kilo vermede bilinçaltının önemini ve kendi kilo verme hikayesini Swissotel The Bosphorus’un muhteşem ambiyansında Klass okurları için konuştuk.
İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi mezunuyum. Annemi obeziteden, babamı ise kolon kanserinden kaybettim. Beslenme ile hastalık arasındaki ilişkinin nelere sebep olabileceğini çok iyi gördüm. Bundan dolayı kiloma hep dikkat etmeye çalışıyordum. Vernon Frost diye ünlü bir hocamız var. Kendisi transformal katalist ve hipnoterapist. Onun eğitimlerine ve seminerlerine katıldım. Bu seminerlere tamamen kendim için katıldım. Zamanla self-hipnozu öğrendim. Kendi kendime oto-hipnoz ile komutlar vermeye başladım. Bu şekilde fazla kilolarımı verdim ve o kiloyu korumaya başladım. Daha sonra aynı yöntemi eşime uyguladım, eşim bu şekilde 25 kilo verdikten sonra bunu çevredeki insanlara uygulamaya başladım ve başarılı olduğumu gördüm. Gerçekten de insan kendi iştahını kontrol altına alabiliyor. Sonrasında da Fonksiyonel Tıp Akademisi bünyesinde fonksiyonel tıp eğitimleri aldım. Bunu beden-zihin-ruh bütünlüğü anlayışı ile kombinledim. Bu tamamen benim kendi yöntemim. Akademide öğrendiğim bilgileri spiritüel alanda öğrenmiş olduğum bilgilerle harmanlayarak ortaya çok güzel bir çalışma çıkardım.
“DANIŞANIMA NE YEMEYECEĞİNİ
DEĞİL NE YİYECEĞİNİ KODLUYORUM”
Bu yöntemde zayıflama süreci nasıl
ilerliyor?
Bu süreç beş hafta sürüyor. Danışan bana gelerek kaç kilo olmak istediğini söylüyor. O kiloya ulaşmaya kalben ve zihnen niyet ediyor. Sonrasında online olarak görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Bu görüşmelerde öncelikle hastanın bütün vücudunun gevşemesini sağlıyoruz. Daha sonrasında ben ona ne yemeyeceğini değil ne yiyeceğini kodluyorum. Kişi o gevşeme anında, uyku ile uyanıklık arasındayken bunları ona söylediğimizde seans sonrasında o şekilde davranmak için çok büyük bir arzu duyuyor. Onun bilinçaltı zihin ekranına iştahının yarı yarıya azalacağını kodladığımızda gittikçe normalde yediklerinin yarısını yemeye başlıyor. Danışanlarım bu çalışmadan sonraki hafta kendisine önemli değişiklikler fark ediyor. ‘Arzu Hanım hiçbir şey yiyemiyorum, bana ne yaptınız.” diyorlar. Birinci seansımızı yaptıktan sonra ben kişiye bir paragraf veriyorum. Kişi uyumadan önce her gece o paragrafı okuyor. Bu 45 gün boyunca devam ediyor. 21. günden sonra o okudukları bir yaşam biçimine dönüşüyor ve o şekilde davranmaya başlıyor.
Danışanlarınıza bir diyet programı
veriyor musunuz?
Bu süreçte miktarları belirli bir diyetimiz yok. Üç aylık bir beslenme programımız var ancak kişi neyi ne zaman yiyeceğini kendisi seçiyor. Bu programda kişiyi tok tutacak besinler de var. Kişi zaten dört-beş hafta içerisinde doğru bir şekilde beslenmeye başlarsa ortalama bir ayda dört-beş kilo civarında veriyor. Çoğu danışanım bunu başarıyor. Bu kilo yağdan gidiyor. Bu açıdan bakıldığında dört-beş kilo ciddi bir rakam. Bu beş haftalık programımın en önemli özelliği kiloyu verdikten sonra korumaya odaklı olması. Kişi elbette ömür boyu diyet yapamaz. Örneğin bir pasta yediğinde suçluluk hissetmemeli ancak tamamen eski hayatına da dönmemeli. Yemememiz gereken bir şey yediğimizde ve sonrasında suçluluk hissettiğimizde aslında stres hormonu salgılıyoruz. Bu da kişiye yağlanma olarak geri dönüyor. Bu yüzden kişiler bu süreçte kendilerini rahat hissetmeli. Danışanımız bu yöntemi bir yaşam tarzı haline getirmeli. Amacımız bu halin sürdürülebilir olması.
Fonksiyonel tıp alanında ne gibi hizmetler veriyorsunuz?
Fonksiyonel tıpta amacımız hastalığı oluşturabilecek sebepleri ortadan kaldırmak ve kişinin hayat şeklini iyileştirmek. Yapılan özel tetkikler ve incelemeler sonucunda besin destekleriyle kişinin yaşamını daha iyi bir hale getirmeyi hedefliyoruz. Örneğin haşimato, romatoid artrit, ürtiker, diyabet, insülin direnci gibi hastalıklar iyileşiyor. Özellikle tiroid hastalıkları fonksiyonel tıp bakış açısıyla tedavi edildiğinde insanlara kullandıkları tiroid ilaçlarını bıraktırıyor. Ben fonksiyonel tıp koçu olarak fonksiyonel tıbbın gerektirdiği şeyleri kişinin yaşamında kalıcı hale getirmesine yardımcı oluyorum. Örneğin kilo vermek isteyen bir kişi ele alalım. Ben onun hayatında beslenmeyi, hareketi ve stres faktörlerini düzelttiğimde üç ay içerisinde zaten vücudunda herhangi bir otoimmün hastalığı varsa kendiliğinden iyileşiyor. Bu noktada en önemli şey kalben niyet etmek ve çok istemek. Bunu başarabilen insanlarda çok güzel sonuçlar alıyoruz. Kişinin hak ettiği kilosuna ulaşacağına inanması gerekir. Yaptığımız çalışmalarda kişinin bilinçaltı zihin ekranına hayal ettiği kilodaki görüntüsünü yansıtıyorum.