“Dünyayı Gezmek Bana Diğer Tüm Uğraşlarımı Filizlendirme Olanağı Sağlıyor”

“Dünyayı Gezmek Bana Diğer Tüm Uğraşlarımı Filizlendirme Olanağı Sağlıyor” “Dünyayı Gezmek Bana Diğer Tüm Uğraşlarımı Filizlendirme Olanağı Sağlıyor”

Profesyonel turist rehberi, gezi yazarı ve belgesel yapımcı Özge Ersu kişilere rüya gibi bir tatil deneyimi sunan ayrıcılıklı hizmetlerini Klass'a anlattı

Türkiye’nin en başarılı turist rehberlerinden biri olan özge Ersu gezi yazarlığı, belgesel yapımcılığı ve müzikolog kimliğiyle on parmağında on marifete sahip bir isim. Dünyayı gezerek kendini besleyen profesyonel turist rehberi, düzenlediği rüya gibi gezi programlarıyla misafirlerinin unutamayacakları bir tatil deneyimi yaşamalarını sağlıyor. Alanında uzman firmalarla iş birliği gerçekleştirerek misafirlerine kusursuz bir gezi programı sunan Ersu, konuklarının seyahatleri boyunca rahat etmeleri için hiçbir detayı atlamıyor. Bugüne dek aralarında Cumhurbaşkanları, dünya çapında yazarlar ve ünlü müzisyenlerin olduğu 50 bin konuğu ağırlayan başarılı rehber 31 yıllık meslek hayatına dair detayları ve misafirlerine sunduğu ayrıcalıklı hizmeti Klass’a anlattı.

 

 

“Dünyayı gezmek, bana diğer tüm uğraşlarımı filizlendirme olanağı sağlıyor. Değişik coğrafyaları gezdikçe, gezdirdikçe, anlattıkça, öğrendikçe bundan besleniyorum.”

 

“Her konuğumuzu yakından tanırız. Yeni katılımcılarımızı da en kısa zamanda tanımaya çalışırız. çoğu konuğumuz için bizimle yaptıkları gezilerin neden son derece özel olduğunu aldığımız iltifatlardan anlarız.”

 

Profesyonel turist rehberi, gezi yazarı, belgesel yapımcısı olarak pek çok alanda faaliyet gösteriyorsunuz. Bunların yanı sıra müzisyen, daha doğrusu sizin adlandırdığınız üzere “Müzikolog” kimliğiniz, NTV Radyo’daki müzikal belgesel Laterna programınız ve web üzerindeki Lateradio’nuz ise her biri itibarı ile ayrı röportajların konusu. Bu kadar çok kimliği nasıl aynı anda taşıyabiliyorsunuz?

Aslında hepsi benim. Tek bir gömlek giyiyorum ama yaptığım iş, yani dünyayı gezmek, bana diğer tüm uğraşlarımı filizlendirme olanağı sağlıyor. Değişik coğrafyaları gezdikçe, gezdirdikçe, anlattıkça, öğrendikçe bundan besleniyorum. Gözümü açtığımda bilgim ve görgüm artıyor; kulağımı açtığımda ise müzik, sesler doluyor içime. Hiç ummadığım ayrıntılardan yeni güzellikler derleyebiliyorum. Elbette biraz da antenlerimin son derece açık olması ile ilgili bunlar. Aslında, kısaca özetlemek gerekirse, bu yaşam bana çok şey verdi. Biriktirdim. Aslında hepsi tek, hepsi ben olsa da, işte böyle taşıyabiliyorum bu kadar kimliği...

 

“BAŞLICA İŞİ GİDİLEN YERİ SEVDİRMEK OLAN BİRİ ORAYI öNCE KENDİ SEVMELİ”

Otuz yılı geçen profesyonel turizm kariyerinizde dünyanın farklı noktalarına gittiniz. On binlerce gezgini uç coğrafyalarda ağırladınız, sayısız tur düzenlediniz. Sizi en çok etkileyen ve halen etkilemeye devam eden coğrafya hangisi? Neden sizde bu etkiyi yaratıyor?

Başlıca işi gidilen yeri sevdirmek olan biri orayı önce kendi sevmeli. Bu nedenle sorunuzu tek bir cümle ile yanıtlamam gerekirse, parmaklarımın hiç birini kesemem, hepsi aynı acır. Beni en çok etkileyen yer, ‘o gün, o anda gezdirdiğim’ yerdir. Bende yarattığı etki ise, o coğrafyanın gezdirdiğim dostlarımın üzerinde benim yardımımla, birikimimle bıraktığı etkidir. çünkü hep aynı heyecanı taşırım içimde. Bir ülkeyi, bölgeyi, şehri ya da insanları sevdirmek, benim sihirli sözcüklerimde saklıdır. örneğin Nepal’in en gelişmemiş, koşulları bir gezgin için en olumsuz gibi görünen yerdeki heyecanım ne ise, Londra’nın en ışıltılı, Avustralya’nın en ilginç meydanında da aynı olmalıdır motivasyonum. Yoksa bu kimliğimi çıkartıp, işi bırakma zamanım gelmiştir.

 

“OTUZ BİR YILDA YAKLAŞIK ELLİ BİN KONUĞU AĞIRLADIM”

Bugüne kadar gezdirdiğiniz en ilginç kişi kimdir?

İlginç mi bilmem ama protokol rehberliği de yaptığımdan uzunca bir süredir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı makamlarına, T.O.B.B. ve DEIK heyetleri ile 90’lı yılların sonundan itibaren hizmet verdim. Birkaç Başbakan ve Cumhurbaşkanımızı gezdirdim. Otuz bir yılda yaklaşık elli bin konuğu ağırladım. Bunların içerisinde dünya çapında yazarlar, ülkemize emeği geçmiş büyüklerimiz, ünlü müzisyenler var. Hepsinin isimlerini anımsama olanağımın olmadığı, her gezi sonunda bana minnet dolu gözlerle teşekkür eden, ismimi unutmayan ve yaptığımız gezileri anılarının en güzel yerlerine yerleştiren insanlar benim için en ilginç olanlardı.

 

Sizin gibi hayatı sürekli seyahatte geçen bir rehberin hikayelerini dinlemek çok keyiflidir. Klasik olacak belki ama sizi en çok etkileyen anınızı bizimle paylaşabilir misiniz? 

Yüzlerce anımdan elli tanesini yazıya döktüm ve kitaplaştırıyorum. Elbette hepsi ayrı ayrı saatler sürecek röportaj ve sohbetlerin konusu...  Tembellik değil ama arzu ederseniz kitabımda okuyana dek ben sadece birer cümle ile bir kaç hoş anımdan söz edeyim, okurlarımız da meraklansınlar. Hem kim bilir, belki bir kaçını da gülümsemek adına Klass’da arka sayfada yayınlarız? :) Evet, böyle tek bir satırda bir anlam ifade etmeyip hatta sizlere çok garip gelecek ama aklıma ilk gelenler arasında benimle aynı soyadını taşıyan, Atatürk’ün “manevi oğlu” Reşat Ersu’nun 1992 yazında Paris’te benimle iken vefat etmesi, aynı yıllarda bir tren yolu geçidini otobüsümüzle devirdiğimizden Slovenya’da bir gün içinde şoförlerle birlikte yargılanıp cezalandırılmam, Brezilya girişinde, uyarılarıma rağmen bir konuğumun ülkeye sokmaya çalıştığı elli kilo Kayseri pastırmasını gümrük alanında kısa bir süre içinde yememiz, Milano Havaalanı’nda koskoca Belediye Başkanımızın kaybolması, Romanya’nın bir dağ köyünde bir kış gecesi sırtımda bir ayı postu ile vahşi köpekler tarafından kovalanmam... Bu anılarımın bir bölümüne okurlarınız tadımlık olarak http://ozge.ersu.net/yazilar/anilar/ bağlantısından ulaşabilirler.

 

“KONUKLARIMIZIN EN BüYüK ŞİKÂYETİ GİTTİKLERİ üLKEDE çOK PARA HARCAYAMAMAK”

Seyahat söz konusu olduğunda herkesin beklentileri, amaçları farklıdır. Siz bir geziye imzanızı nasıl atıyorsunuz? Sizin rehberliğinizde dünyayı keşfetmenin ayrıcalıkları nelerdir? özge Ersu Gezileri Signature & Dreams programlarını sektördeki diğer turlardan ayıran farklılıklar neler?

Birinci sırada coğrafya seçimimiz var. Bunu iki başlık halinde düşünebiliriz. Birincisi, az gidilen, az bilinen, operasyonu zorlu coğrafyalar. Buralarda yerleri, nasıl gezileceğini bilmeliyiz ki biliyoruz. Ayrıca kimlerle çalışacağımızı iyi seçmeliyiz ki seçiyoruz. İkincisi ise Vietnam, Kamboçya, Endülüs, Küba gibi daha kolay ulaşılabilen yerleri, farklı şehirleri, sürprizlerle ve değişik bir içerikle tümüyle farklı kılmaktır. Bunu da çok iyi başardığımızı düşünüyorum. Diğer yönden fiyat/lüks kalite oranı en yüksek seçeneklerle ilerliyoruz. Konaklama açısından bütçesel nedenlerle normalde zor kalınan, belki de gelgeç turizm anlayışında pek bilinmeyen şatolar, saraylar yerine beş yıldızlı deluxe oteller ile gezinin ruhuna uygun diğer butik seçenekleri danışanlarımıza sunuyoruz. “Boğazlar sorunu” dediğimizde ise, üstümüze yoktur. Yine şatolu, saraylı yemeklerden Michelin yıldızlı özel restoranlara, en yorgun olduğumuz anda bir “İngiliz Usulü High-Tea” molasından parmaklarımızı yediğimiz salaş lokantalarımıza, sürpriz ikramlarımıza kadar şükredelim ki, karnımız doyuyor. Her günü, her öğle ve akşamı da yemeğe boğmuyoruz ki konuklarımız da nefes alıp bazı zamanları kendi keyiflerine göre değerlendirebilsinler. Otobüslerimiz, yerel bağlantılarımız, ulaşım seçeneklerimiz, açıkçası hepsi deluxe kategoride. Biraz önce söylediğim birkaç öğle ve akşam yemeği haricinde, gezi ücretlerimize her şey dahil. Konuklarımızın en büyük şikâyeti, gittikleri ülkede çok para harcayamamak...

 

Bu yıl güçlü bir iş birliğine imza attınız. Travel Dreams markası turizm sektöründe birçok alışkanlığı değiştirecek gibi gözüküyor. özellikle on yıllardır sizinle gezenler için çok özel programlar hazırladığınızı biliyoruz. Bize Travel Dreams’i ve bu iş birliğini gerçekleştirmenizi sağlayan nedenleri anlatabilir misiniz?

Tüm gezilerimizi her zaman yurt dışına gezi düzenleme yetkisi olan A Grubu TüRSAB üyesi seyahat acenteleri ile gerçekleştiriyoruz. Sektörümüzde “Event” ya da “Kişisel Düzenlemeler” adı altında aslında seyahat acentesi olmayan ya da yetkisi bulunmayan kuruluşların düzenlediği organizasyonlarla mücadele içindeyiz. Tıpkı korsan rehberlik karşısında verdiğimiz savaş gibi. öncelikle gezilerimi gerçekleştirmiş olduğum diğer seyahat acentelerine teşekkür ederim. “Kazan-kazan” felsefesi ile birbirimize çok şey kattık. Tüm departmanları ile yoğun olarak çalışan bir seyahat acentesinin en az yedi personelini, bir iki üst düzey yetkilisini neredeyse aylar boyunca, yaklaşık yirmi beş kişilik ve on günlük bir gezi için meşgul ediyorum. Bu gezileri senede on beş ile çarpın. Oysa özellikle kurumsal geziler için çalışan acenteler aynı zaman ve emekle yüzlerce kişilik, kârlılığı daha yüksek programlar yapabiliyor. Bu da butik gezilere gereken önemi haklı olarak verememeleri anlamına geliyor. İşte Travel Dreams ile tüm bu engelleri aşmış durumdayım. Travel Dreams on yıllardır butik geziler yapan bir geleneğe sahip. Bunun yanı sıra kurumsal deneyimi son derece yüksek. Travel Dreams benimle aynı ışık hızında düşünüyor, beni solladığı da oluyor, hedef çıtamızı aynı heyecanda ve aynı yükseklikte tutuyoruz. Beni çalışmaları ile şaşırtıyor ve yeni ufuklar açıyor önümde. İş birliğimizin temel noktaları bunlar ve her sene daha da heyecan verici projeler gerçekleştiriyoruz.

 

“HER KONUĞUMUZU YAKINDAN TANIRIZ”

Farklı bakış açınızı vurgulayan bazı tanımlamalar yapmışsınız. Grupla gezilmesine karşın konuklarınıza kişiye özel tatil yaptığını hissettiren bu tanımlamalardan söz edebilir misiniz?

Her konuğumuzu yakından tanırız. Yeni katılımcılarımızı da en kısa zamanda tanımaya çalışırız. Yemeklerde alerji, vejeteryanlık gibi çok önemli bir seçim sıkıntısı varsa bunları biliyor oluruz. Tüm konuklarımın benimle beraber birçok anısı birikmiştir. Gezilerde bunlara vurgu yapar, paralellikler kurarız. Konuklarımızın evlerine başka örneklerini görmediğim çok özel bir gezi paketi gider. İçi ise her geziye özel sürprizlerle doludur. çoğu konuğumuz için bizimle yaptıkları gezilerin neden son derece özel olduğunu aldığımız iltifatlardan anlarız.

 

Duyduğumuz kadarı ile sevenleriniz 2016 tur programları içerisinden seçim yapmakta zorlanıyormuş. Bu yıl hangi coğrafyaları keşfe çıkıyorsunuz? En ilgi çekici turunuz sizce hangisi veya hangileri olacak? Turlarınızda ne gibi sürprizler bekliyor misafirlerinizi?

İnanın biz de 2016 yılımızı kurgularken, istediğimiz farklı coğrafya içinde seçim yaparken zorlandık. Ama gün yirmi dört saat; bir sene de üç yüz altmış beş gün... Dedim ya, hepsi ayrı güzel. Misafirlerimizin karşılaşacağı sürprizler hakkında ipucu vermem gerekirse şunları söyleyebilirim: Karlar içindeki bir Orta Avrupa kasabasında kısacık bir kar kaçamağı, şehirleri keyifle gezerken umulmadık şarkıları dinleyeceğimiz yarışmalar, müzik festivalleri, İzlanda, Peru, Ekvator, Galapagos, Alaska gibi uç coğrafyalar, Güney Amerika’da ve Afrika’da şelalelerin hemen yanı başında uyumak, Maldivler’de suyun üzerinde keyif, Sri Lanka’nın çay tarlaları, Dubai’de Formula 1 yarışı, Montreux’da Blues Treni içinde ya da Caz Gemisi’nde olmak, yılbaşını Afrika’nın en ucunda karşılamak, bir sabah Everest’e karşı uyanmak… Kısacası 2016 tur programlarımızı www.traveldreams.com.tr web adresimizden inceleyebilirsiniz.

 

Son olarak fırsatınız olsa kimin rehberliğinde nereyi gezmek isterdiniz?

Herkes özge Ersu Gezileri’nden söz ediyor. Tüm Türkiye’yi tüm dünyada gezdirdim ama henüz ‘kendi turuma’ katılamadım. Hiç de olmayacak sanırım. Oysa ne çok isterdim, ben arka koltuğa kurulayım, özge Ersu Efendi de herkese gösterdiği özeni bana da göstererek beni nerede olursa olsun gezdirsin... Ben de yaslanayım arkama, bu güzel anılardan başka bir şey düşünmeyeyim, yorulmayayım...