90'lı yılların genç kuşağı O'nun şarkılarıyla tanıdı romantizmi... ‘Yaz Aşkım’, ‘Delice Sevda’, ‘Aşktan Söz Et’ ve ‘Senden Uzak’ gibi çok sayıda hit şarkıya imza atan Ege, aşkı en güzel anlatan şarkıları yaptı. Profesyonel müzik hayatına 1995'te başlayan, şarkıları 10 farklı dile çevrilen Ege, bugüne kadar 9 albüm ve 5 single yayınladı. Bir süredir ise yazar olarak karşımızda. “Bu yolculuk beni bir hayli zorlasa da hayatıma eşsiz bir mutluluk ve anlam kattığını fark ettim” diyen Ege, ilk romanı “İsyan”ı 2017'de okuyucuyla buluşturdu. Ardından varlıkların dilini anlama ve konuşma yeteneğine sahip olan Asil Dede'nin hikayesini konu ettiği “Asil Dede’nin Düğünü” adlı romanını yayınladı. Yazar kimliğiyle büyük beğeni toplayan ve merak uyandıran Ege ile kitap yazmaya nasıl karar verdiğini, yazarlık serüvenini, kitaplarını ve Kurtuluş Savaşı’nın 100. Yılına özel hazırladığı Kurtuluş Savaşı Destanı senfonisini Klass okurları için konuştuk.
“Dünyanın en şanslı insanı olduğumu düşünüyorum; hayatım boyunca bir gün dahi çalışmadım. Hobilerime yoğunlaştım ve zamanla mesleğim oldular. Yazarlık çok uzun bir yolculuk ve henüz başlarındayım. Yola devam edebilmek için rehberlere ihtiyacım var. O rehberler okuyucular olacak.”
“Kurtuluş Savaşı’nın 100. yılı için 10 senfonik bölümden oluşan Kurtuluş Savaşı Destanı yazıyorum. Yetiştirebilirsem 15 Mayıs 2020'de, ilk kurşunun atıldığı İzmir'de galasını gerçekleştirmek istiyorum.”
Ege Bey, sizi müzik sektöründeki çok yönlü kişiliğinizle tanıyoruz. Ancak edebiyat dünyasına da hızlı bir giriş yaparak kısa zamanda ikinci kitabınızı da çıkardınız. Edebiyat dünyasına merakınız nasıl başladı ve kitap yazmaya nasıl karar verdiniz?
Aralıksız yedi yaşından bu yana okuyan ve üreten biriyim. İlkokulda şiir yazmakla başlayan süreç lise yıllarında besteciliğe evrildi. Neredeyse 30 yıldır beste yapıyorum. Yaptığım besteler farklı ülkelerde de klasiklere girmekle birlikte 10 farklı dile çevrildi. Her üreten insan gibi sınırlarımı genişletmek çabası beni yazmaya zorladı yıllar boyunca. Bir gün yazmaya başlayacağımı biliyordum ama kendimi bu konuda hazırlamam gerekiyordu. Roman daha büyük bir kompozisyon, kurgu ve karakterler içeriyor. Bu yolculuk beni bir hayli zorlasa da hayatıma eşsiz bir mutluluk ve anlam kattığını fark ettim.
“FİKİRLERİNE SAYGI DUYDUĞUM OTORİTELERİN OLUMLU ELEŞTİRİLERİ YAZMAYA DEVAM ETMEK KONUSUNDA YüREKLENDİRDİ”
İlk kitabınız “İsyan” büyük bir ilgi gördü. Okuyuculardan ne gibi geri dönüşler aldınız?
Beni sadece müzikal yönümle tanıyanların genel eleştirisi “Bu kadarını beklemiyordum.!” Fikirlerine saygı duyduğum otoritelerin olumlu eleştirileri hem mutlu etti hem de yazmaya devam etmek konusunda yüreklendirdi. Her işte olduğu gibi bu meslekte de önyargılar olduğunu kabul ederek sabırlı olmam gerektiğinin farkındayım. Ne de olsa yıllardır şarkıcılık ve bestecilikle tanınmış biriyim. Yazar kimliği benim için yeni bir dönem.
Tanıtımını yaptığınız günden beri yoğun ilgi gören yeni kitabınız Asil Dede’nin Düğünü ile ilgili ne gibi beklentileriniz var?
Romanı bitirdiğim zaman çok kararsızdım çıkarıp çıkarmamak konusunda. Yeterince güçlü olmadığını düşünüyordum. Ne zaman kitap olarak elime aldım o zaman kavradım Asil Dede'nin gücünü. üst erdemi temsil eden karakterler, vicdanla cesaretin buluşmasından doğan umut, aynı ruha sahip insanları aynı paydalarda buluşturma çabası sadece bana değil okurlara da ilham verdi. Yalnızlıktan doğan, korku karanlığına tutulmuş, aydınlık dolu kandil oldu. Asil Dede’nin Düğünü bir “best seller” olmayacak ama okurun hafızasına uzun süre kazınacak bir “rehber” olacağına inanıyorum.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Kasım sayısında...