Uğurcan Elektrik ve turizm sektörünün önde gelen markası Lissiya Hotel ile iş dünyasında önemli başarılara imza atan Coşkun Yılmaz, Uğurcan Elektrik’te bayrağı büyük oğlu Sinan Yılmaz’a devretti. 25 yaşında Uğurcan Elektrik’in Genel Müdürlük koltuğuna oturan Sinan Yılmaz, babasının iş dünyasında kendisine her zaman kılavuzluk yaptığını belirtiyor. Baba mesleğini devam ettiren Sinan Bey, babasının iş ve özel yaşama dair verdiği tavsiyeleri çok önemsediğini anlatırken, Coşkun Bey ise çocuklarıyla arkadaş gibi olduğunu ve oğullarını insanlara değer veren bireyler olarak yetiştirdiğini ifade ediyor. Uğurcan Elektrik’in Genel Müdürü olan büyük oğlu Sinan Yılmaz’ın şirketlerinin belkemiği olduğunu dile getiren Coşkun Yılmaz, oğlu ile iş ve özel yaşamlarındaki baba-oğul ilişkisini Klass’a anlattı.
Coşkun Yılmaz: “Para her zaman kazanılır. Ancak insan olarak toplumda saygınlık kazanmak her şeyden daha önemlidir. Bu açıdan çocuklarımı insanlara değer veren bireyler olarak yetiştirdim.”
Sinan Yılmaz: “Babam bana ve diğer çalışanlarına karşı hiç patron gibi davranmaz, hep arkadaş gibi yaklaşır. Babam işlerimde beni kontrol etse de patronluğu aslında bana bırakmış durumda. Dışarıdan bir gözlemci gibi adımlarımı takip ediyor ve gerektiğinde beni uyarıyor. Bu da işimde başarılı bir şekilde ilerlememi sağlıyor.”
Coşkun Bey, iş dünyasının başarılı isimlerinden biri olmanızın yanı sıra örnek bir babasınız. Baba olduktan sonra hayata bakış açınızda nasıl bir değişim oldu ve neler hissettiniz?
Coşkun Yılmaz: Büyük oğlum Sinan’ı 23 yaşında kucağıma aldım. O an içimi her erkeğin baba olduğunda hissettiği duygular kapladı. Oğullarım doğduktan sonra “Artık sırtım yere gelmez” dedim. çocuklarım büyüyüp iş sahibi olduklarında bu sözü boş yere söylemediğimi gördüm.
çocuklarınızı yetiştirirken nelere dikkat ettiniz? Bu süreçte kendi babanızdan aldığınız tavsiyeler oldu mu?
C.Y. : Oğullarımı yetiştirirken topluma saygılı bireyler olmalarına özen gösterdim. Para her zaman kazanılır. Ancak insan olarak toplumda saygınlık kazanmak her şeyden daha önemlidir. Bu açıdan çocuklarımı insanlara değer veren bireyler olarak yetiştirdim. Onlarla arkadaş gibiyim. Her yere oğullarımla birlikte giderim. Bir erkek çocuğu babasının genlerini 25 yaşına geldiğinde tam olarak taşımaya başlar. çocuklarımı yetiştirirken bir baba olarak tabii ki bazı yönlendirmelerim oldu. Ancak oğullarımın dünyaya bakış açısı, hayata ve insanlara olan sevgisi kendi kendine oluştu. Ebeveynler çocuklarını ne kadar yönlendirmeye çalışsalar da çocuklar yollarını kendi istekleri doğrultusunda çizerler. çocuklarıma gerek iş gerekse özel hayatlarında asla baskı yapmadım.
Sizden iş dünyasında birlikte başarılara imza attığınız büyük oğlunuz Sinan Yılmaz’ı anlatmanızı istersek bize neler söylersiniz?
C.Y.: Büyük oğlum Sinan benden çok daha soğukkanlıdır. Karar vermeden önce ince eleyip sık dokur. Bizim jenerasyonumuzla kıyasladığımda Sinan’ın biraz daha rahat olduğunu söyleyebilirim. O halledilmesi gereken bir işi daha sonraya bırakırken ben hemen yapılmasını istiyorum. Bu nedenle zaman zaman iş konusunda küçük çatışmalarımız olabiliyor. Ancak bu rahatlık içerisinde mutlaka kendine göre bir planlaması vardır. çok disiplinlidir. Her sabah vaktinde kalkıp işinin başında olur. Personelini iyi takip eder. çalışanlarına daha kurumsal yaklaşır. Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim; Sinan benden daha iyi bir patrondur.
“UĞURCAN ELEKTRİK’İN GENEL MüDüRü OLAN BüYüK OĞLUM SİNAN ŞİRKETİMİZİN BELKEMİĞİDİR”
Büyük oğlunuz şirketiniz bünyesinde görev almaya başladı. Peki, çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
C.Y.: Uğurcan Elektrik’in Genel Müdürü olan büyük oğlum Sinan şirketimizin belkemiğidir. Uğurcan Elektrik’in müşteri ilişkileriyle son altı aya kadar ben ilgileniyordum. Artık bu görevle de Sinan ilgileniyor. Yaklaşık 4 yıldır Uğurcan Elektrik bünyesinde görev alan Sinan hem müşteri ilişkilerini, hem idari işleri yönetiyor hem de şantiyeleri ziyaret ediyor. Uğurcan Elektrik’teki bütün işlerimi yavaş yavaş Sinan’a bıraktım. Bu sene sonu itibariyle taahhüt sektöründeki tüm işlerimi Sinan’a devrederek turizm alanındaki ve yurt dışındaki çalışmalarımıza ağırlık vermeyi planlıyorum. Bunların dışında Sinan’ın sayesinde diğer işlerime ve seyahatlerime daha çok vakit ayırabiliyorum. Bundan birkaç sene öncesine kadar iş yoğunluğumdan dolayı bir yerde iki günden fazla duramazdım. Şimdi ise bir haftalığına seyahat edebiliyorum. Şu an, iş dünyasında başarılı bir yere gelebilmek bizim zamanımızdakinden biraz daha zor. çok iyi bir pazarlama ve satış stratejisi geliştirilmesi gerekiyor. Sinan, bütün bu konularda çok başarılı çalışmalar gerçekleştiriyor.
Oğlunuza hem iş hem de özel hayatıyla ilgili olarak verdiğiniz tavsiyeler nelerdir?
C.Y.: Oğluma iş konusunda yalnızca kendilerine güvenmelerini öğütlüyorum. çalışanlar işlerini mutlaka iyi yapıyorlardır; ancak bir yöneticinin her zaman kontrollü olması gerekir. Sinan da ben de her sabah 6.30’da kalkarız. Ofisteki çalışanlar gelmeden, şantiye elemanları sahaya inmeden Sinan ve ben şirkette oluruz.
Onlarla bir aradayken neler yapmaktan keyif alırsınız?
C.Y.: Oğullarım küçükken iş dolayısıyla çok fazla seyahat ediyordum. Bu nedenle çocuklar anneleriyle daha çok vakit geçiriyorlardı. Sinan ve Uğur büyüyünce onlarla daha çok vakit geçirmeye başladım. Oğullarımla iş dışında fitness’e gideriz; sahilde yürüyüş yaparız. Birlikte sık sık akşam yemeğine çıkmaktan, sohbet etmekten ve sinemada film izlemekten büyük keyif alırız.
“BABAM DURUŞUYLA VE KALİTESİYLE üST DüZEY BİR İNSANDIR”
Sinan Bey, babanız Coşkun Bey’i sizin ağzınızdan dinlesek neler söylersiniz? Nasıl bir babanız vardır?
Sinan Yılmaz: Babam kendini sürekli geliştiren, her zaman ileriye yönelik düşünen bir insandır. Babam duruşuyla ve kalitesiyle üst düzey bir insandır. Kendisinin de belirttiği gibi bizimle arkadaş gibidir.
Babanız sizin için evde baba ama iş yerinde patron… Babanızı patron kimliğiyle tanımlamanızı istersek bize neler söylersiniz?
S.Y.: Babam bana ve diğer çalışanlarına karşı hiç patron gibi davranmaz, hep arkadaş gibi yaklaşır. çalışanlarıyla bir baba, bir dost gibidir. Babam işlerimde beni kontrol etse de patronluğu aslında bana bırakmış durumda. Ancak babamın ipleri tamamen bana vermesini istemiyorum. Dışarıdan bir gözlemci gibi adımlarımı takip ediyor ve gerektiğinde beni uyarıyor. Bu da işimde başarılı bir şekilde ilerlememi sağlıyor.
“BABAM İŞ DüNYASINDAKİ KILAVUZUMDUR”
İş ve özel hayat derken hayatınızdaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz ve bu konuda babanızdan ne gibi destek ve tavsiye alıyorsunuz?
S.Y.: Bunun için özel bir çaba sarf etmiyoruz. İş yerinde Sinan Bey ve Coşkun Bey şeklinde olan ilişkimiz evde baba-oğul ilişkisine dönüşüyor. İş ve özel yaşamımla ilgili babamın verdiği tavsiyeleri önemsiyorum. Babam iş dünyasındaki kılavuzumdur. Babam biraz hiperaktif bir yapıya sahiptir. Benim de öyle olmamı istiyor. Bense biraz daha sakin ve işlerini zamana bırakan bir insanım. Bu konuyla ilgili babamın çok fazla tavsiyeleri oluyor.
Babanızı hangi özelliklerinden dolayı kendinize örnek alırsınız?
S.Y.: Babam insanlara karşı çok sıcakkanlıdır. İnsanlarla iletişimi çok başarılıdır. Gerek iş hayatında gerekse özel hayatında insanlarla çok güzel ilişkiler kurar. Kime nasıl davranması gerektiğini bilir. Sevgisini de herkese dozunda veriyor. Babamın bu özelliklerini kendime her zaman örnek alıyorum.