Türkiye’nin ilk sağlık turizmi konseptli cerrahi tıp merkezi olan Adem & Havva Cerrahi Tıp Merkezi’nin sahibi özlem Safiye Kurt, İstanbul’un en merkezi konumunda Şişli’de kurdukları sağlık kompleksiyle her segmente hizmet veriyor. Türkiye’de ilk olarak sosyal sorumluluk projelerini kapsayan Adem & Havva Cerrahi Tıp Merkezi, içinde bulunan resim galerisinin gelirlerini kimsesiz çocuklara, şehit ailelerine ve ihtiyacı olan kişilere ulaştırılması adına Engelsiz Yaşam Derneği’ne aktarıyor. Engelsiz Yaşam Vakfı Yönetim Kurulu üyesi, Otsad Ortadoğu Turizm Acenteler Derneği Komite Başkanı, Adem&Havva Grup Şirketi Yönetim Kurulu üyesi kimliklerine sahip olan özlem Safiye Kurt, Arap ülkelerinin gözdesi olmayı başaran ve 70 ülkeye hizmet veren tıp merkezini ve kendisi hakkında bilinmeyenleri Klass’a anlattı.
“Burası Türkiye’de ilk sosyal sorumluluk projelerini kapsayan cerrahi merkez. İçinde resim galerisi var, ünlülerin kıyafetleri var. Bunlar müzayedelerle veya gelen müşterilere satılıp gelirleri kimsesiz çocuklara, şehit ailelerine ve ihtiyacı olan kişilere ulaştırılması adına Engelsiz Yaşam Derneği’ne bağışlanıyor.”
“Yaklaşık 20 yıldır bu sektörün içerisindeyim ve yaklaşık 2003 senesinden sonra kraliyet ailelerine hizmet vermeye başladım. Sadece saç ekimi operasyonuyla ilgileniyordum ama sonra işlerim büyüdü ve bu sağlık turizmine döndü. Şu anda dünya genelinde 70 ülkeyle çalışıyorum. Yaklaşık 4 aydır Amerika pazarıyla güzel bir anlaşma yaptık ve İspanyollarla da çalışmaya başladık.”
Safiye Hanım, yıllardır sağlık sektörünün içindesiniz. Sağlık sektöründe yapılmış olan çok fazla yatırım var. Peki, Adem & Havva Cerrahi Tıp Merkezi’nin en büyük özelliği nedir?
Adem & Havva Cerrahi Tıp Merkezi Şişli’de yer alıyor. Türkiye’nin sağlık turizmi konseptli cerrahi tıp merkezi. İspanyol, Arap, İngiliz ve Amerikalı vatandaşlara hitap edebilecek her şey burada yer alıyor. Yatan hasta odalarının konforları dahi farklı. Bünyemizde İngilizce, Arapça ve diğer dillerde konuşan çok fazla tercüman çalışıyor. Restoran, kafe bölümünde ise tüm dünya mutfağını sergiliyoruz. İngiltere’den ya da Arabistan’dan gelen hastamız kendi kültüründeki yemekleri burada bulabiliyor. Ve her şey organik olarak yapılıyor. Estetik bölümü de tamamen ayrı. Saç ekimi septik salonlarını bulunduran cerrahi müdahalesi olan bir birim. Poliklinik kısımları ayrı, yatan hasta bölümleri ayrı, ameliyathane grupları ayrı olarak yer alıyor. Yani kişiler içeriye girdiği zaman karışıklık yaşamadan bölümlerine çok rahat bir şekilde yönlendirilebiliyorlar. Acil hastası estetik hastasını hiçbir zaman göremiyor, yatan hasta poliklinik hastasını görmüyor. Herkes burada klasıyla, segmentiyle hizmet alacak bölümlere ayrıldı. üç ayrı girişimiz var. Bir girişimiz ‘Estetik Vip’ dediğimiz giriş. A Plus, üst segmentte olan hastalarımızın valeler eşliğinde araçlarına alınıp vip girişten girip vip odalarda hizmet aldığı bölüm. İkinci girişimiz normalde günlük, acil, poliklinik hizmetlerinin, kalabalık, sirkülasyonun çok olduğu bir girişimiz. Bir de yönetim girişimiz var. Bunları planlarken hastalarımızın rahat edebileceği en uygun ortamı hazırlamaya çalıştık. Yabancı hasta Türk hastayı görmüyor, Türk hasta yabancı hastayı görmüyor. Bir de özellikle Arapların haremlik selamlık ortamlara dikkat ettikleri için eşleriyle birlikte hizmet alabilecekleri özel locaları var. Aynı zamanda burası Türkiye’de ilk sosyal sorumluluk projelerini kapsayan cerrahi merkez. İçinde resim galerisi var, ünlülerin kıyafetleri var. Müzayedelerle veya gelen müşterilere satılıp gelirleri kimsesiz çocuklara, şehit ailelerine ve ihtiyacı olan kişilere dağıtılıyor.
Hastanenin yapılım aşamasında mimarisinde neler ön plana çıkarıldı?
Tek katta 3800 metrekare alanda hizmet veriyoruz. Normalde 5-6 katlı hastanenin iç kapasitesinden daha fazla bir alana sahibiz. Bütün metrekareleri çok iyi değerlendirdik. Projenin çizimi, içerideki sehpadan çiçeğe, duvar kağıdından koltuğa ve aklınıza gelebilecek her şey elimden geçti. Mimarisiyle bizzat kendim ilgilendim. Hasta odalarında Türkiye’yi anlatacak bazı bilgiler olsun istedim. örnek veriyorum; hasta odalarımız ismimiz de Adem & Havva olduğu için tamamen melek konseptinde tasarlandı. Meleklerin şifa vereceğinden yola çıkmıştık ama hasta odalarımızın banyoları hamam tarzında, peştamallar, taslar, beyaz sabunlarla bezeli. Hastanenin genelinde Afyon Mermeri’ni, Bursa çinileri’ni görebilirsiniz. Tuvaletlerimiz tamamen Bursa’nın özel çinilerinden yapılmış altın varaklarla bezenmiştir. Kadın eli de değdiği için ev konseptinde görünüyor.
“ŞU ANDA DüNYA GENELİNDE 70 üLKEYLE çALIŞIYORUM”
Neden bu şekilde büyük bir konseptteki bir projeyi hayata geçirmeyi istediniz?
Yaklaşık 20 yıldır bu sektörün içerisindeyim ve yaklaşık 2003 senesinden sonra kraliyet ailesine hizmet vermeye başladım. Kendim saç ekimi ve estetik uzmanı olarak çalışıyordum. Kraliyet ailesine hizmet vermeye başladıktan sonra memnuniyetleri fazla olunca bana Madam Safiye ismini taktılar. Ben sadece saç ekimi operasyonuyla ilgileniyordum ama sonra işlerim büyüdü ve bu sağlık turizmine döndü. Şu anda dünya genelinde 70 ülkeyle çalışıyorum. Orta Doğu’da Riyad, Abu Dabi, Dubai, Kuveyt, Cidde gibi ülkelerde şubelerim, partnerlerim var. Avrupa’da da aynı şekilde Almanya, Hollanda, İngiltere genelinde çalışıyoruz. Yaklaşık 4 aydır Amerika pazarıyla güzel bir anlaşma yaptık ve İspanyollarla da çalışmaya başladık. 70 ülkeye hizmet veriyorum, 70 ülkeden hasta alıyorum. Sosyal medyada @madamesafiye adı altında özellikle Araplarda çok ciddi olarak sosyal medyada fenomen oldum. Orta Doğu’ya gittiğim zaman çok fazla televizyon kanallarına çıkıyorum, röportajlar veriyorum. Kafelerde oturamadığım, yürüyemediğim zamanlar oluyor. Ben bunları Türkiye’de anlatsam kimse inanmaz diyorum kendi kendime. Orta Doğu hastalarımız geldiği zaman; Tayyip Erdoğan, Tuba Büyüküstün ve Madame Safiye diyorlar. çünkü orada Orta Doğu’nun çok ünlü sosyal medya fenomenleri olsun, kraliyet ailesi olsun, sanatçıları olsun onların hem saçlarını ekip hem plastik cerrahi, genel cerrahi operasyonlarını yürütürken ben onlara ister istemez anatomi imaj maker’lığı vermeye başladım. Artık onlar bana gelip “Madame Safiye sence ben ne yapmalıyım. Burnumu mu, saçımı mı düzeltmeliyim?” diyorlar. Onlar bana geliyor ve giyim tarzlarını, vücut şekillerini, saç şekillerini, her şeylerini düzene sokuyorum. Benzemek istedikleri bir sanatçı varsa onların örneğini bize getiriyorlar. çok seviyorum Arapları. Safiye de bir Arap ismi zaten. Allah’ın bana verdiği bir şans diye düşünüyorum bunu.
“BU HASTANEYİ AçMAMDAKİ EN BüYüK SEBEP CİDDİ SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİNE İMZA ATABİLMEKTİR”
Peki, Türkiye’den hasta beklentileriniz nasıl?
Ben yurtdışından 70 ülkeden hasta getiriyorum, tüm branşlarda tedavi ettiriyorum. Ama bu hastaneyi açmamdaki en büyük sebep ciddi sosyal sorumluluk projelerine imza atabilmektir. Bütün amacım bu. Hastanenin gelirinin bir kısmını tamamen sosyal sorumluluk projelerine yatırmak istiyorum. özellikle kimsesiz kız çocuklarıyla çok fazla ilgileniyorum. Bazen sokaklardan kızları toplayıp hastanede tedavi ettiriyorum, kıyafetleriyle ilgileniyorum, eğitimleriyle ilgileniyorum. Hayatta en çok istediğim şey dünyanın bütün çocuklarına sahip olmak. çocukları çok fazla seviyorum. O yüzden böyle bir yer açmayı planladım. Türk pazarını sorarsanız çok fazla güzel hastanemiz var. çalışan rakiplerimiz ve herkes çok güzel işler yapıyor. Ama benim şöyle bir avantajım var; Şişli’nin merkezindeyim. Tüm branşlarda hizmet veriyorum. İsmi duyulmuş ciddi bir hekim kadrosuyla çalışıyorum. Tüm birimlerdeki müdürlerim, hemşirelerim, estetisyenlerim sektörün önemli isimleri. O yüzden iyi bir segmentte başladığımıza inanıyorum. çok şık bir butik ortama sahibiz. Bizim kapımız herkese açık, yerli yabancı hiç fark etmiyor. Ama tabi ki de merkez olarak çok merkezi bir yerde olduğu için herkesin buraya seve seve geleceğini düşünüyorum. İnsanları çok seviyorum zaten o yüzden merkezimizin adını ‘Adem & Havva’ koyduk.
Fotoğraflar: Mert Can Alşahin