Dünya tarihinde altın takıların ilk üretilip kullanıldığı, 5000 yıldır altın kültür mirasına ev sahipliği yapan Anadolu topraklarından beslenen Türkiye’nin ilk ikonik mücevheri ‘NeFes’ i, mücevher sektöründe 79 yıllık köklü bir geçmişi olan Atasay için ünlü Mimar Zeynep Fadıllıoğlu tasarladı. Modern zevklere hitap ederken aynı zamanda bu coğrafyanın zarafetini de yansıtan ‘NeFes’, Zeynep Fadıllıoğlu’nun tasarımıyla Atasay’ın geleneğe kıymet veren köklü bir marka olması ve bu coğrafyalardan beslenen bir figür ile Türk mücevher sektöründe bugüne kadar yapılmamış olan ikonik bir mücevher tasarımına hayat verme arzusu ile hayat buldu. “‘NeFes’ tasarımında ya bir pırlanta durağı ya da bir altın durağı var; Biz bunlara ‘NeFes’ adını verdik bu da koleksiyonun adını oluşturdu” diyen 22 parçadan oluşan ikonik mücevherlerin mimarı Zeynep Fadıllıoğlu ve projenin ‘nefesi’ Atasay Mücevherat Grup Başkanı çiğdem Kamer ile Atasay’ın deneyimli ve ödüllü tasarım ekibi tarafından titizlikle işlenerek vücuda getirilen ‘NeFes’ koleksiyonunun var oluş hikayesini, dünya ikonik mücevherleri arasında alması planlanan yeri ve projenin Atasay’ın global şirket yolculuğundaki anahtar teşkil edecek rolünü Klass okurları için konuştuk.
çİĞDEM KAMER
- Atasay olarak 79 yıllık köklü geçmişimiz ile dünyada 110 milyon kadını takılarımız ile buluşturduk. Pek çok yenilik yaptık, sektörümüzde önemli işlere imza attık elbette, kendi alanında çok güzel ve özel projelerimiz oldu. Şimdi sırada; kalıcı, tüm zamanlarda akıllara gelecek, ikonik ve evrensel bir değere imza atmak var.”
çİĞDEM KAMER
- Biz dünya ikonik mücevherlerinin arasına girmesi vizyonuyla yola çıkarak Nefes’i hayata geçirdik. Nefes aynı zamanda global şirket yolculuğumuzun da önemli bir anahtarı olacak.”
çİĞDEM KAMER
- Türk markalarının global marka yolculuğunda, kendi coğrafyasından kültür ve değerleriyle beslenmesi gerektiğine inanan ortak bakış açımız, kendi kültürüne olan saygısı ve evrensellik anlayışı ile eşi benzeri olmayan bir tarza sahip olması nedeniyle Sevgili Zeynep Fadıllıoğlu ile yolumuzun kesişmesini arzuladık.”
ZEYNEP FADILLIOĞLU
“Benim için doğru tasarım hem göze hitap eden hem rahat kullanılandır. Hayatımın her alanında mükemmeli yakalamaya çalışıyorum ki Atasay da öyle olduğu için mükemmel bir işbirliği ortaya çıktı. Yöre kültürüne saygımız ve kime servis vereceğimizin bilincinde olarak tasarımlarımızı geliştirmemiz Atasay ile işbirliğimiz için de önemli bir bileşen oldu ve ‘NeFes’ projesini hızlıca hayata geçirdik. çok da içimize sinen bir ikon karşımıza çıktı.”
ZEYNEP FADILLIOĞLU
“Nefes mücevherlerinin tasarımında tezhip sanatında kullanılan duraklar gibi birçok noktada durak var. Tezhip sanatında yazıda bir nefes gibi kullanılan bu duraklardan esinlenerek biz de hem bir durma hem de aynı zamanda bir nefes almayı hatırlatması için ikonik mücevher Nefes’e duraklar koyduk. Ya bir pırlanta durağı ya bir inci ya da bir altın durağı… Dolayısıyla bu duraklara verdiğimiz ad koleksiyonun da adını oluşturdu.”
çiğdem Hanım ‘NeFes’ projesi nasıl doğdu ve gelişti? Atasay bu koleksiyonu hazırlamaya karar verdiğinde hangi hedefle yola çıktı ve geleneksel ile modernin özel bir sentezi olan ‘NeFes’ figürünü neden tercih etti?
çiğdem Kamer: 5000 yıldır altın üretip tüketilen ve altının dünyaya yayılımını sağlayan önemli bir coğrafya Anadolu. Ancak bugüne kadar “ikonik” bir mücevhere ev sahipliği yapamamış. İkonik mücevher denince hep yabancı markalı mücevherler arzulanmış, onlara sahip olunmuş. Biz Atasay olarak 79 yıllık köklü geçmişimiz ile dünyada 110 milyon kadını takılarımız ile buluşturduk. Pek çok yenilik yaptık, sektörümüzde önemli işlere imza attık, elbette kendi alanında çok güzel ve özel projelerimiz oldu. Şimdi sırada; kalıcı, tüm zamanlarda akıllara gelecek, ikonik ve evrensel bir değere imza atmak var. Bu projeyi markamız için kendimize misyon edindik; neden bir Türk mücevheri dünya klasik ikonları arasında yer almasın. Şu anda 4.neslin yönetmekte olduğu şirketimizin, ticaretten çok ülkemize karşı sorumluluğu olmalıydı bu. öyle bir figür olsun ki hem bu coğrafyadan beslensin hem de evrenselliğe ulaşabilsin istedik. Türk markalarının global marka yolculuğunda, kendi coğrafyasından kültür ve değerleriyle beslenmesi gerektiğine inanan ortak bakış açımız, kendi kültürüne olan saygısı ve evrensellik anlayışı ile benzeri olmayan tarza sahip olması nedeniyle Sevgili Zeynep Fadıllıoğlu ile yolumuzun kesişmesini arzuladık. Sağ olsun kırmadı bizi... Beraber güzel bir sinerji oluşturduk. Bu coğrafyadan beslenen Türkiye’nin ilk ikonik mücevherini Atasay için Zeynep Fadıllıoğlu tasarladı ve Atasay’ın ödüllü tasarım ekibinin ellerinde vücut bularak Türkiye’nin ilk ikonik mücevheri doğmuş oldu.
Bu koleksiyon ile mücevher sektörüne yepyeni bir nefes getireceğinizi düşünüyor musunuz? Sizce bu çalışmanız sektörde nasıl bir etki yaratacak?
ç. K. : Atasay, senelerce sektöre nefes veren bir marka oldu. Ve bu proje ile sektöre yeni bir nefes daha veriyor olacak. Şu ana kadar aldığımız tepkiler de çok olumlu.
‘NeFes’ ile Atasay, dünya ikonik mücevherleri arasına girebilecek mi? Nasıl bir geri dönüş almayı hedefliyorsunuz?
ç.K. : Biz dünya ikonik mücevherlerinin arasına girmesi vizyonuyla yola çıkarak Nefes’i hayata geçirdik. Nefes aynı zamanda global şirket yolculuğumuzun da önemli bir anahtarı olacak. Umarım Nefes, dünya ikonik mücevherleri arasında gurur duyacağımız yerini alır. Bunun bir süreç olduğunun farkındayız.
Zeynep Fadıllıoğlu ile çalışmanızın özel bir sebebi var mı? Zeynep Hanım hayalinizdeki çalışmaya nasıl bir farklılık kattı?
ç. K. : Türk markalarının global marka yolculuğunda, kendi coğrafyasından kültür ve değerleriyle beslenmesi gerektiğine inanan ortak bakış açımız, kendi kültürüne olan saygısı ve evrensellik anlayışı ile eşi benzeri olmayan bir tarza sahip olması nedeniyle Sevgili Zeynep Fadıllıoğlu ile yolumuzun kesişmesini arzuladık. Zeynep Hanım da teklifimizi memnuniyetle kabul etti ve çok güzel bir sinerji oluşturduk.
“BENİM İçİN DOĞRU TASARIM HEM GöZE HİTAP EDEN HEM RAHAT KULLANILANDIR”
Zeynep Hanım, Türkiye’nin ilk ikonik mücevheri ‘NeFes’i tasarlamayı nasıl kabul ettiniz? Sizin için kendinizi içinde hissedeceğiz doğru proje doğru tasarım nedir?
Zeynep Fadıllıoğlu: Atasay’ın geleneğe kıymet veren, 4 nesildir hizmet sunan köklü bir marka olması, bu coğrafyalardan beslenen bir figür ile Türk mücevher sektöründe bugüne kadar yapılmamış olan ikonik bir mücevher tasarımına hayat verme arzusu bizi bir araya getirdi. Eğer dünyaya açılmak istiyorsanız kendi coğrafyanızdan beslenebilmelisiniz ancak bu şekilde fark yaratabilirsiniz. Bizim de bu değerlere inanmamıza ek olarak; yerel kültürden öğeler taşıyan, evrensel tasarımlar oluşturan bir ofis olmamız daha önce benzeri olmayan bir tarza sahip olmamız ve farklı renkler, dokular, kumaşlarla, aksesuarlarla ve mimari detaylar üreterek çalışıyor olmamız sanıyorum Atasay’ın ilgisini çekti. Benim için doğru tasarım hem göze hitap eden hem rahat kullanılandır. Hayatımın her alanında mükemmeli yakalamaya çalışıyorum ki Atasay da öyle olduğu için mükemmel bir işbirliği ortaya çıktı. Yöre kültürüne saygımız ve kime servis vereceğimizin bilincinde olarak tasarımlarımızı geliştirmemiz Atasay ile işbirliğimiz için de önemli bir bileşen oldu ve “Nefes” projesini hızlıca hayata geçirdik. çok da içimize sinen bir ikon karşımıza çıktı.
çiğdem Hanım koleksiyon kaç parçadan oluşuyor? Bize koleksiyonun detaylarından bahseder misiniz?
ç. K. : Nefes’in başlangıç koleksiyonu 22 çok özel parçadan oluşuyor. Pembe ile yeşil altının, özel kesim damla ve yuvarlak pırlantalarla, incilerle harmanlandığı bu özel ikonik tasarımlar; Nefes ile farklı formlar ve değişik kullanımlar sunan kolyelerde, bilekliklerde, küpelerde ve şahmeranda hayat buldu.
“ASANSöR KOLYE VE UZUN İNCİLİ KüPE FAVORİM DİYEBİLİRİM”
22 parçalık koleksiyonda favori üç parçanız hangileri ve neden?
Z. F. : Koleksiyon ortaya çıktığında çok heyecanlandım. Farklı yaş ve hayat stillerine hitap edebilecek bir koleksiyonun ortaya çıktığını düşünüyorum. Her parça benim için çok özel, çok kıymetli. Bu sebeple içlerinden ayrım yapmam zor ama asansör kolye ve uzun incili küpe favorim diyebilirim. Tasarımlarım hayata geçirilirken, koleksiyonda her bütçeye uygun takı olması benim için çok önemliydi. O da Atasay’ın başarısı. İkonik bir mücevher olup, genç bir insanın da kendi bütçesine uygun versiyonunu satın alabiliyor olması çok önemli.
Sizce Atasay’ın bugüne kadar yaptığı sizde de özel bir yeri olan en farklı çalışmaları hangileri ve ‘NeFes’ bugüne kadar ürettiğiniz koleksiyonlarınız arasında nasıl bir yer tutuyor?
ç. K. : Aslında Atasay’ın bende özel yeri olan, ilklere imza atan, sektöre öncülük eden çok fazla çalışması var ve hepsinin yeri benim için ayrı ama Myras’ın ilk koleksiyonu ‘Yaşayan Anadolu Takıları’nın dünya moda merkezi New York’da dünya kültür eserlerinin beşiği N.Y. Metropolitan Müze’sinde New York’un ve İstanbul’un seçkin isimlerine sergilenmesi ve 75.yılımıza özel gerçekleştirdiğimiz Chopard for Atasay projemizin yeri benim için daha bir başka... Şimdi ise İkonik Mücevher Nefes, benim için bu özel projeler arasındaki yerini aldı.
“KADINI GüZELLEŞTİREN EN öNEMLİ UNSURUN KENDİ ENERJİSİ OLDUĞUNU DüŞüNüYORUM”
Zeynep Hanım mücevherin sizin hayatınızda yeri nasıldır?
Z. F. : Kadını güzelleştiren en önemli unsurun kendi enerjisi olduğunu düşünüyorum. Sonuçta insanın enerjisi önemli. Takı onu taçlandırıyor sadece. Benim için doğru tasarım hem göze hitap eden hem de rahat kullanılandır. Zamansız, birbirinden farklı takıları kombinlemeyi tercih ediyorum.
Zeynep Hanım Türkiye’de bir ilk olacak olan ikonik mücevher nasıl olmalıydı, ilham kaynağınız ne oldu?
Z. F. : Dünya ve Türk mücevher kullanıcısının ikonik mücevher denildiğinde gözünde canlandırdığı semboller vardır. Mücevher severlerin dünyasında, bizim coğrafyamızdan beslenen bir ikon olsun istedik; tombak ve tezhip sanatlarında sıkça karşımıza çıkan damla formunu zarif Türk motifleriyle birleştirdik. Atasay için geliştirdiğimiz ikonik ‘NeFes’ figürü, dünün ve bugünün ortak belleğini canlandıran ihtişamlı bir koleksiyona dönüştü. ‘NeFes’, modern zevklere hitap ederken aynı zamanda bu coğrafyanın zarafetini de yansıtıyor. Beşi bir yerde yerine hediye edebileceğiniz bir mücevher olabildiği gibi bir kız çocuğuna ilerde her yaşta takabileceği bir hediye de olabiliyor.
İkonik mücevherin adı nasıl ‘NeFes’ oldu?
Z. F. : Nefes mücevherlerinin tasarımında, tezhip sanatında kullanılan duraklar gibi birçok noktada durak var. Tezhip sanatında yazıda bir nefes gibi kullanılan bu duraklardan esinlenerek biz de hem bir durma hem de aynı zamanda bir nefes almayı hatırlatması için ikonik mücevher Nefes’e duraklar koyduk. Ya bir pırlanta durağı ya bir inci ya da bir altın durağı… Dolayısıyla bu duraklara verdiğimiz ad koleksiyonun da adını oluşturdu. En yüceden bize üflenen, bize hayat veren hayata dair derin anlamlar içeren nefes kelimesinin taşıdığı anlam, marka ruhunu güzel de yansıttı. Ayrıca, bu isim hayatta nefes almanın önemine de vurgu yapıyor.
çiğdem Hanım ‘NeFes’i dün ile bugünü sentezleyerek siz nasıl tanımlıyorsunuz?
ç. K. : ‘NeFes’; zamansız, çekici, feminen ve her devrin kadınına hitap eden farklı yaşam biçimlerinin günün değişik saatinde kullanabileceği bir tasarım oldu. ‘NeFes’e baktığınızda bu yöreden çıktığını görüyorsunuz. Tam da Avrupa ve Asya’nın birleştiği yeri yansıtıyor. Ama çok çağdaş olduğunu, bugünün tarzı sadeliği barındırdığını da görüyorsunuz.
İkonik mücevherde hangi malzemeleri kullanmayı tercih ettiniz? Neden? Atasay’ın bu konuda yönlendirmeleri neler oldu?
Z. F. : Biz figürü tasarladıktan sonra Atasay’ın tasarım ekibi ile ortaklaşa malzemeler üzerinde çalıştık. Farklı zincirleri, kilitleri, malzeme ve dokuları inceledik. Atasay’ın deneyimli ve ödüllü tasarım ekibinin de yönlendirmeleri ve dokunuşlarıyla ortaya çok içimize sinen bir koleksiyon çıktı. Satın alınabilir bir tasarım yapmaya çalıştık. Atasay da bizi o noktalarda yine geçmiş deneyimlerine dayanarak doğru yönlendirdi. O nedenle zannediyorum başarıya ulaştık. Umarım Nefes, dünya ikonik mücevherleri arasında gurur duyacağımız yerini alır.
“ ‘NEFES’, MODERN ZEVKLERE HİTAP EDERKEN AYNI ZAMANDA BU COĞRAFYANIN ZARAFETİNİ DE YANSITIYOR”
Atasay’ın Zeynep Fadıllıoğlu imzalı ikonik mücevherini kimin üzerinde görmeyi hayal ederek yola çıktınız?
Z. F. : Her devrin kadınına hitap eden değişik insanların farklı kıyafetlerle günün değişik saatlerinde kullanabileceği, çok farklı insanların farklı kıyafet tarzlarında yanına çok farklı takıları takıp daha da zenginleştirebileceği zamansız bir tasarım ‘NeFes’. ‘NeFes’, modern zevklere hitap ederken aynı zamanda bu coğrafyanın zarafetini de yansıtıyor.
“ŞİRKET OLARAK VİZYONUMUZU “DüNYA ŞİRKETİ OLMAK” OLARAK İFADE EDİYORUZ”
çiğdem Hanım son olarak her zaman öncü ve lider bir firma olan Atasay’ın bundan sonraki hedefleri neler? Mücevher tutkunlarını daha ne sürprizler bekliyor önümüzdeki yıllarda?
ç. K. : Şirket olarak vizyonumuzu “dünya şirketi olmak” olarak ifade ediyoruz. Hem Türkiye’de hem dünyada girdiğimiz her noktada global vizyon, lokal tüketici trendlerine uyumlu; tüketici önerileri ile hizmet vermeyi planlıyoruz. “Her hanede bir müşterisine dokunacak kadar yerel, marka değeriyle de globalde karşılık bulmuş bir Atasay” yaratmak için sürekli çalışıyoruz. Hızlı değişen trendlere hızlı ayak uydurabilmiş, tasarımdan, inovasyona, yenilikçi satış stratejilerinden, markalaşma proseslerine kadar her kademesinde tüketicinin Lovemark’ı olmaya devam etmek istiyoruz.
Atasay’ın yenilikçi vizyonunun bir sonucu olarak; Atasay 'Smart Jewelry' ve 'Smart Business' olmak üzere iki kategoride akıllı mücevherler geliştirdik. 'Smart Jewelery' içinde kişiye özel video, görsel barındıran kolye, bileklik, yüzük tasarımların yer aldığı, hayatımızı kolaylaştırabilecek ve Y kuşağının rahatça adapte olabileceği takılar oldu. 'Smart Business' içindeyse kartvizit tanımlı kol düğmeleri ve yüzükler var.
Bir diğer önemli projemiz pasaportlu pırlantalar. Atasay’da, tüm 0.10 karat ve üzeri tektaş pırlanta ürünlerimizin pasaportu var. Pırlanta sertifikasyonunda dünyanın en önde gelen iki kuruluşundan biri olan HRD (Pırlanta Yüksek Konseyi) ile 2010 yılından bu yana işbirliği içerisindeyiz. 4 yıldır üzerinde çalıştığımız projeyi 2016 yılının başında tamamlayarak tüm tektaş pırlanta ürünlerimizde uluslararası HRD sertifikasının güvencesi sunmaya başladık. Gerçekliği ve kalitesi laboratuvar ortamında derecelendirilebilen pırlanta taşlar için verilebilen HRD sertifikası, değerli taşlar piyasasında uluslararası anlamda bir güvenilirlik ve kalite garantisi olarak tanınıyor. Pırlantaya uluslararası standart getiren HRD sertifikası ile dünyada sadece Türkiye’de uygulanmaya başlanan bir yöntemle pırlantaya mikro lazerle bir kimlik numarası işleniyor ve bu kimlik numarası ile o pırlanta dünya çapındaki veri tabanında izleniyor. Bir anlamda işletilen bu numaralar pırlantanın pasaportu haline gelmiş oluyor ve kopyalanması imkânsız bu sertifika ile Atasay’dan alınan pırlanta tektaşlar dünyanın her yerinde geçerlilik kazanıyor.
Fotoğraflar: Uğur Atun