Çocuklarımın Benim Mesleğimi Devam Ettirmek İstemeleri Benim İçin Gurur Verici

Çocuklarımın Benim Mesleğimi Devam Ettirmek İstemeleri Benim İçin Gurur Verici Çocuklarımın Benim Mesleğimi Devam Ettirmek İstemeleri Benim İçin Gurur Verici

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Tahsin Beyzadeoğlu, oğulları Bartu ve Batuhan ile birlikte yaşadıkları keyifli anları ve babalık duygularını Klass’a anlattı..

Tıp dünyasındaki başarılarıyla tanıdığımız ve yaptığı çalışmalarıyla bizleri gururlandıran Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Tahsin Beyzadeoğlu hekimlik ve akademisyenlik kimliğinin yanı sıra aynı zaman da iki oğlu olan bir baba. Her fırsatta oğulları Bartu ve Batuhan ile eğlenceli vakitler geçiren Prof. Dr. Tahsin Beyzadeoğlu, onların gelecek hayatlarında örnek olan idol bir kişi. çocuklarının her zaman mutlu bireyler olarak istedikleri ve sevdikleri işi yapmalarını temenni eden Prof. Dr. Tahsin Beyzadeoğlu, oğulları Bartu ve Batuhan ile birlikte yaşadıkları keyifli anları ve babalık duygularını Klass’a anlattı.

 

TAHSİN BEYZADEOĞLU: “Bugüne kadar her iki oğlumun da topluma ve çevremize karşı bizi utandıracak en ufak bir davranışları olmadı ve yaptıkları işlerde de her zaman çok başarılı oldular.”

 

BARTU BEYZADEOĞLU: “Babamın zeki, çalışkan aynı zamanda da çok eğlenceli bir kişiliği var. Dışarıdan da bakıldığı zaman ciddiyeti, zekası fark ediliyor ama iş hayatının dışında özellikle bizimle geçirdiği zamanda çok eğlenceli biri.”

 

Tahsin Bey, ortopedi alanında spor dünyasına ve sedanter kişilere büyük faydaları dokunan bir doktorsunuz. Aynı zaman da Bartu ve Batuhan’ın da babasısınız. çocuklarınızın sizin başarıyla gerçekleştirdiğiniz mesleğinizi yapmalarını hayal ediyor musunuz?

TAHSİN BEYZADEOĞLU: Bu çok klasik bir laftır belki ama önemli olan çocuklarımın severek mutlu olacakları işi yapmalarını isterim. Bununla birlikte benim çok emek verdiğim ve severek yaptığım bir işim var. Onlar da bunu sadece uzaktan izlediler. Şu an meslek seçimi aşamasına yakın olan büyük oğlum Bartu. O önümüzdeki yıl üniversite sınavlarına girecek ve tıp okumak istiyor. Ben de bunu kendisine severek desteklediğimi söyledim. çünkü biz anne-babaları olarak hangi mesleği seçerlerse seçsinler saygı duyarız ve elimizden geleni her zaman yaparız ama en çok benim bildiğim, benim çevremin çok olduğu sağlık alanındaki meslekte onlara daha çok destek olabileceğim kesin. Bu da onların hayatlarına ve mesleklerine herkesten birkaç adım önde başlamalarına sebep olabilir. Dolayısıyla bence de tıp okuması çok mantıklı. Ayrıca genel olarak aristokrasi bir ülkede aileler babadan oğula geçen mesleklerle hayatlarını sürdürür. Eğer sizin çocuğunuz aile büyükleriyle aynı veya benzer mesleğe sahip olursa bir adım ötede ve güçlü olarak iş hayatına başlar. Bu şekilde de işi geliştirerek iş hayatına devam eder. çocuklarımın benim mesleğimi devam ettirmek istemeleri benim için gurur verici. Bu şekilde olmasının hem ülkemiz için hem de kişinin kendisi için hayırlı olacağını düşünüyorum. Ama hekimlik ve cerrahlık sevmeden yapılabilecek bir iş değildir. Severek yapıldığı zaman da dünyadaki en keyifli işlerden bir tanesidir. çünkü bu işi iyi yaparsanız toplumda hiçbir mesleğin sahip olamayacağı saygınlığa sahip olursunuz hem de geçiminiz sağlayarak güzel bir hayat yaşamanız mümkün olur. Ayrıca işin akademik yönünde de olursanız pek çok meslek dalının sahip olamayacağı kadar seyahat etme şansınız olur, konuşmalar yapmak için, konferanslar için dünyanın dört bir yanını gezme ve görme fırsatınız oluyor. Bence bu da işin keyifli ve tercih edilesi yanlarından bir tanesi.

 

“BİZ BU üLKE İçİN YAŞAYAN İNSANLARIZ, BURADA DOĞDUK BURADA öLECEĞİZ”

Baba olduktan sonra hayata karşı bakış açınızda değişiklikler oldu mu?

T.B.: Aslında baba olduktan sonra insanın yürüyüşü bile değişiyor. Bunu ancak baba olanlar anlayabilir. Biz evde 3 erkek olduğumuz için evde biraz şanssız olan eşim Ebru’nun olduğunu düşünüyorum.:) Biz hem dinimizin hem de örf adetlerimizin getirdiği özeliklerimizden dolayı ebeveynler olarak her zaman çocukları için daha iyi bir hayat sunmak için yaşarız. Onların da sorumluluk sahibi olmaları ve saygılı olmaları bizler için yeterli oluyor. Ben bu konuda çok şanslıyım. Bugüne kadar her iki oğlumun da topluma ve çevremize karşı bizi utandıracak en ufak bir davranışları olmadı ve yaptıkları işlerde de her zaman çok başarılı oldular. Kendi sosyal çevrelerinde de çok güzel iletişimleri oldu. Ben onların yaşındaki halimi düşündüğüm zaman hem başarı anlamında hem arkadaşlarıyla kurdukları ilişkiler anlamında benden çok daha ileride olduklarını görüyorum. Hobileri, ilgi alanları anlamında da çocuklarımız bizi geçiyorlar aslında. Bu da gurur duyulacak bir şey. Ama her şeyden önemlisi biz bu ülke için yaşayan insanlarız, burada doğduk burada öleceğiz. İki oğlum da ülkemizde doğup bu ülkede yaşamayı düşünen kişiler. Bu da bana ayrıca gurur veriyor. çünkü bu ülkeye biz sahip çıkacağız ve hizmet edeceğiz. Her zaman da bu duygular ve prensipler ölçüsünde çocuklarımızı yetiştirmeye çalıştık. çünkü annemiz ve babamız bizi bu şekilde yetiştirdi.

 

“HAYATIM BOYUNCA EVE HER ZAMAN ERKEN GELMEYE çALIŞAN BİR BABA OLDUM”

Peki, çocuklarınız ile birlikteyken neler yapmaktan keyif alırsınız?

T.B.: Benim iş seyahatlerime mümkün olduğu kadarıyla eşim ve çocuklarım da katılırlar. Bu seyahatlere gittiğimizde aslında çok eğlenceli zaman geçiririz. çünkü en az onlar kadar ben de tema parklarından ve tüm tehlikeli sayılabilecek aktivitelerden hoşlanıyorum. Eşim Ebru’nun karşı çıkmasına rağmen biz bunların hepsine sırayla bineriz ve eğleniriz. Onun dışında günlük hayatta bilgisayar oyunları onlar kadar benim de ilgi alanıma girdiği için birlikte bilgisayar oyunları oynayabiliyoruz. Ayrıca yeni çıkan filmleri takip ederiz.  çocuklar ve gençler arasında moda olan her şey benim de ilgimi çeken şeyler arasında. Teknolojik yeniliklere de açık bir baba olduğum için çocuklarımız da tüm teknolojik gelişmelere sahip olmuşlardır. Onlar daha bir cihazı istemeden belki de ben almış oluyorum. Bir diğer aktivitelerimizden biri de Fenerbahçe Basketbol Takımı’nın maçlarına hep beraber gitmemizdir. Kombinelerimiz var. Hemen hemen kaçırmadan onlara gidiyoruz. İspanya’daki Final Four’a artık büyüdüğü için Bartu da gidecek. Daha önceki Final Four’da da Madrid’te tüm ailecek birlikteydik. Hayatım boyunca da eve her zaman erken gelmeye çalışan bir baba oldum. Bu kadar yoğun bir işim olmasına rağmen işlerimdeki planlamamı hep ona göre yapıp eve erken gelmeye çaba gösteriyorum. çünkü çok seyahatim olduğu için eşim ve çocuklarımla olabildiğince çok fazla vakit geçirmeye çalışıyorum.

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Haziran sayısında..

Fotoğraflar: Yavuz Kaynar