Hülya Hanım, yaşadığınız onca zorluğun ardından kendi markanızı kurarak iş hayatındaki kadınlara ilham kaynağı oldunuz. Öncelikle bu noktaya gelene kadar yaşadıklarınızı sizden dinleyebilir miyiz?
Geçmişte iki evladımı henüz 4,5 aylıkken trafik kazasında kaybettim ve bir kanser hastalığı yaşadım. Evlatlarımı toprağa verdikten sonra 24 saat içerisinde İstanbul’a taşındım. Hayatım esasında orada başladı. Onları bir trafik kazasında kaybettim. Bir sene sonrasında oğluma hamile kaldım. O da 8 aylıkken dünyaya geldi. Bu arada medya sektöründe çalışıyordum. Dizi ve kliplerde modellik yapıyordum. O esnada kanser hastalığına yakalandım. Bu hastalık hızlı bir şekilde hayatımı ele geçirdi. Esasında hayatımın bittiğini düşündüğüm anda gerçek hayatımın başladığını öğrendim. Bu hastalık ile mücadele etmem gerekiyordu. Orada doktorum beni kendime getirdi. Bana bu hastalıkla savaşmam gerektiğini söyledi. Ben kızım ve oğlum için savaşacağımı düşünürken, o önce kendim için hayatta kalmam gerektiğini söyledi. Bana ‘Sen varsan herkes var’ dedi. Kanser hastalığını yendiğim gün de bana ‘Sen gördüğüm en güçlü kadınsın dedi.’ Bana bu hikayemi kalıcı bir şeye dönüştürmem gerektiğini söyledi. Benim yaşadıklarıma benzer bir hikayesi olan, daha önce okumuş olduğu bir romandan bahsetti. Son kemoterapimde de bana bir şeyler çizmem için bir kalem ve kâğıt vererek ‘Güçlü kadını çiz ve kendini anlat.’ dedi. Çizdiğim şeyi de ölümsüzleştirmem gerektiğini söyledi.
Hastalığınızı atlattıktan sonra markanız Donna Forte’yi kurdunuz. Donne Forte ismi nereden geliyor?
Ben İtalya’ya gitmeyi, orada yaşamayı çok istiyordum. Her şeyimi hazırladım ancak pandemi patlak verince ne yazık ki gidemedim. İtalya’ya olan merakımdan dolayı İtalyan kitaplarını, hikayelerini okumaya başladım. Donna kelimesinin ‘kadın’, forte kelimesinin de ‘güçlü’ anlamına geldiğini öğrendim. Kadınların ne kadar güçlü olduğunu anlamak için tarihe bakabiliriz. Donna Forte’de güçlü kadınların markası. Bu marka ile aslında bir farkındalık çalışmasına imza atmak istedim. Son yıllarda kadınlarımıza yönelik çok fazla şiddet girişimi oluyor. Aslında bu konuya da dikkat çekmek istiyorum. Kanser hastası olan tüm hastaların da ruhlarına dokunmak istedim. ‘Güçlüyüm çünkü kadınım’ bizim sloganımız oldu. Her kadın bence kendi gücünün farkında olmalı.
Tasarımlarınızda hangi detaylar ön plana çıkıyor?
Bizim ismimiz ve logomuz patentli. Tam anlamıyla bir marka olduk. Çok kısa zamanda çok büyük işlere de imza attık. Alışılmışın dışında işler yaptık. Logomuzda bir kadın figürü, bir zeytin dalı var. Zeytin ağacı güçlü bir ağaçtır. Rüzgâra, yağmura sapasağlam direnen bir ağaçtır. Aynı zamanda dalı da barışı simgeler. Projelerimize ilk olarak kolye ile başladık. Sonrasında bunun tişörtü ve çantası çıktı. İlerleyen zamanda kahve fincanı tasarladık. Şimdi de kolonyalarımız, peçetelerimiz, kendi Türk kahvelerimiz ve tabaklarımız çıktı. Yakın zamanda çok güzel markalarla çalışmalarımız başlayacak. Şu anda onların ön görüşmelerini yapıyoruz.
Çok yönlü bir tasarımcısınız. Bu sizde doğuştan gelen bir yetenek mi yoksa herhangi bir eğitim mi aldınız?
Aslında herhangi bir eğitim almadım. Ben de bu yeteneğimin farkında değildim. Böylece bilmediğim bir yönüm ortaya çıktı. Bu da doktorlarımın sayesinde oldu. Şimdi ikinci bir tasarımımız daha çıkıyor. Bu tasarımımız da kadınlara yönelik olacak.
Donna Forte ile ilgili bundan sonra ne gibi bir projeleriniz olacak. Bu markayı nerelerde görmek istiyorsunuz?
Bundan üç sene sonra Donne Forte bir dünya markası olacak. Bunun için çalışıyorum, çabalıyorum. Aldığım geri dönüşler de çok güzel. Hedefimiz de çok büyük. Bütün planlamalarımızı bunun için yaptım. Donne Forte’yi başka büyük projeler içerisinde göreceksiniz.
Donna Forte’yi size göre ön plana çıkaran özellikleri nelerdir?
Kendim kullanmayı düşünmediğim bir şeyi insanlara sunmuyorum. Benim için en önemli şey kalitedir. Biz insanlara hitap ediyoruz ve onların sağlığı ile oynayamam. Kahve fincanı yaptırırken Kütahya Porselen ve Güral Porselen markalarıyla çalışıyorum. Özel tasarım üç boyutlu bir kahve fincanı yaptırdım.. Bu fincanlarım tek tek elde yapılıp tek tek fırınlanıyor. Ürünlerimle insanlara dokunmak istiyorum. O yüzden insanlar bir şey kullanırken en iyisini kullanmalı. Benim de insanları özel hissettirmem gerekiyor. Kısmet olursa yakında markamızın baskılı çikolataları da çıkacak.
Güçlü kadın figürüyle önemli bir girişime imza attınız. Siz bu girişime imza atarken yaşadınız zorluklar neler oldu?
Evlatlarımı kaybettikten sonra çok şükür ki bir evladım daha oldu. Kanser hastalığını öğrendiğimde ilk kemoterapiyi almaya gittiğim gün orada ciddi bir travma yaşadım. İçimden bir ses ‘Ya bu hastalığa yenileceksin ya da savaşıp dimdik çıkacaksın.’ dedi. Ve pes etmemeye, güçlü durmaya karar verdim. ‘Ben hastalığa değil hastalık bana yenilsin dedim.’ İnsanlar kemoterapiden sonra bitkin bir haldeyken ben saçımı ve makyajımı yapıp zor saatleri atlattıktan sonra dışarıya çıkıyordum. Kendime olumlu telkinler vererek güçlü bir şekilde ayakta kaldım. Bu süreçte çevremdeki insanlar da bana daima güçlü olduğumu söylediler.
Bir gün doktoruma kontrol için gittiğimde bana güçlü kadını çıkartmanın zamanı geldiğini söyledi. Ve ondan sonra biz start verdik. Donna Forte’yi bütün güçlü kadınlar için kurdum. Şu an bütün online pazar yerlerinde varız ve aynı zamanda Instagram adresimiz üzerinden de satış yapıyoruz.
INSTAGRAM: donnaforteshop
.JPG)
.jpg)
.JPG)
.JPG)
.jpg)
.JPG)
