Emir Ekmen Ve Binay Psav : Laboratorios Babe Medikale Yakin Tedaviye Yönelik Ürünler Üretmektedir”

Emir Ekmen Ve Binay Psav : Laboratorios Babe  Medikale Yakin Tedaviye   Yönelik Ürünler Üretmektedir” Emir Ekmen Ve Binay Psav : Laboratorios Babe Medikale Yakin Tedaviye Yönelik Ürünler Üretmektedir”

Babe Türkiye Distribütörü Merida’nin Kurucu Ortaklari Emir Ekmen Ve Binay Psav, Uyumlu İş Ortakliğinin Püf Noktalarini Ve Yeni Seri Ürünlerini Klass’a Anlatti Çocuk ürünlerinden güneş koruyuculara, sağlıklı yaş alma serisi olan HA+’dan akne ürünlerine ve popüler olan klinik bakım ampullerine kadar her bir ürün kategorisinde inovatif ve etkili formüller sunan Laboratorios BABE markası ile dikkatleri çeken Babe Türkiye Distribütörü Merida’nın Kurucu Ortakları Emir Ekmen ve Binay Psav, dermokozmetik alanında iddiasını konuşturmaya devam ediyor. Binay Psav, Laboratorios BABE’nin her sene mutlaka yeni ürün çıkartmayı ve eski formülasyonları geliştirmeyi kendine düstur edinmiş bir marka olarak hayatına devam ettiğini ifade ederken, Emir Ekmen ise bu yenilikleri Türkiye’de tüketicilere uyarlayarak sahaya sunduklarını söylüyor. Günümüz problemlerinin güneş lekeleri ve hamilelik döneminde oluşan lekeler olduğunun altını çizen ikili, bu sebeple 2024 yılı içerisinde bu konuya çözüm getirebilecek ürünler çıkartacaklarının müjdesini veriyor. Emir Ekmen ve Binay Psav ile markanın başarıya ulaşma sırrını ve yeni ürün serilerini Klass okurları için konuştuk.  

BABE Türkiye Distribütörü olarak yenilikçi ürünlerinizle alanınızda önemli bir başarıya imza attınız. Röportajımıza öncelikle kozmetik sektörüne ilk adımı nasıl attığınızı sorarak başlayabilir miyiz?
Emir Ekmen: Kozmetik sektörüne ilk adım aslında; 2010 senesinde bir dünya devi olan Reckitt Benckiser firmasının eczane kanalının yönetimini üzerime alarak başladım. Veet Ağda Bandı markasıyla kadın tüketiciyle buluştum ve kadın tüketicinin ilgi alanlarını, satın alma eğilimlerini orada ölçümlemeye başladım. Sonra 2014 senesinde Lotis Pharma isimli firmada genel müdür yardımcılığı görevini aldım. Yerli distribütör bir firmaydı. Bizim yapımıza benzer bir yapıydı o da. Burada dünyanın 4 farklı ülkesinden 7 ayrı marka vardı. Bu markalarla biz eczane kanalına, güzellik merkezleri kanalına, doktor kliniklerine, özel doktor kliniklerine ve özel hastanelere satış yapıyorduk. Dolayısıyla aslında bu 7 markanın tamamı da tamamen dermokozmetik dediğimiz yani kozmetiğin etki olarak ilaca en yakın kısmı, mediko kozmetik olarak geçen ürün gruplarını içeriyordu. Yani bu alandaki ilk başlangıcımı aslında tam olarak bakarsanız 2014 senesinde aldığım genel müdür yardımcılığı pozisyonuyla olduğunu söyleyebilirim.

Binay Psav: Ben çok uzun yıllar boyunca besin takviyesi çalıştım ve bu konuyla ilgili hem satış hem de pazarlama konusunda görev aldım. Daha sonrasında Emir Bey’in kozmetik kısmına geçmesi ve benim de o tarafta görev almamı salık vermesiyle beraber o tarafa geçmiş oldum. Kozmoklinik şirketinde Babe ve Murad markaların grup müdürlüğünü yaptım. Ve onun dışında da Pipeline’de gelecek olan 9 markanın da çalışmalarında bulundum. Bu şekilde başlayan bir dermokozmetik hikayesi benimkisi. Çok çok yeni, aslında bakarsanız neredeyse sadece 4 yıllık bir geçmiş. Diğer tarafta, besin takviyesinde çok daha uzun yıllar boyunca çalıştım.

 ‘MERİDA VE LABORATORİOS BABE
 OLARAK İLK 3 SENEMİZDE SADECE 
 MARKAYA YATIRIM YAPTIK’
Laboratorios BABE gibi dünya çapında bir markanın Türkiye Distribütörü olmak elbette kolay değil. Bu başarıya nasıl ulaştığınızı anlatabilir misiniz?
E.E: Esasen biz 2020 yılının 24 Kasım’ında Öğretmenler Günü’nde Merida Kozmetik’i kurduğumuzda ve 1 Ocak 2021’de BABE markasının distribütörlüğünü üzerimize aldığımızda ben 15 yıldır sağlık sektöründeydim. Çeşitli kademelerinde ve çeşitli kategorilerinde yer aldım. Binay Hanım ise 14 yılını doldurmuştu. Bizim pandeminin 8. ayında bu markayı üzerimize alıp Türkiye, Kosova ve KKTC distribütörlüğüne talip olmamızın en önemli nedeni; sektör dinamiklerini çok iyi bilmemiz, sektör deneyimimize ve aynı zamanda bunca yılın getirdiği networkümüze güvenmemizdi. Neyi farklı yaptınız derseniz ilk 3 senemizde sadece markaya yatırım yaptık. Herhangi bir kişisel fayda ya da şirket kârı beklemeden markanın büyümesi için hiç durmadan daha fazla yatırım yapmaya devam ettik. Başarıyı aslında, tüketicinin üzerinde biraz daha tozlanmış BABE markası algısını, o tozlarını üzerinden alarak tüketici bilinirliğini ve farkındalığını yükselterek sağladık. Ama tabii en önemli etkenlerden biri de birlikte çalıştığımız ekip arkadaşlarımız. Hem ofiste pazarlama ve satış operasyonunda bizimle çalışan arkadaşlarımız hem sahada özellikle doktor ve eczane ziyaretlerini yapıp BABE’nin son yüzü, Merida’nın son yüzü olan ekip arkadaşlarımızın burada özverili çalışmalarının büyük bir katkısı olduğunu düşünüyorum.

Çocuk ürünlerinden güneş koruyuculara kadar birçok farklı kategoride ürünü tüketicilerle buluşturuyorsunuz. Ürünlerinizin içeriğinden bahsedebilir misiniz?
B.P: Bizim şu an için hali hazırda 8 farklı grubumuz bulunuyor. Bunlar sadece güneş koruyucuları ve çocuk ürünleri değil aslında. Bunun dışında vücut ürünleri, ampuller dediğimiz klinik bakım ürünleri, evde klinik bakım sağlayabileceğiniz ürünler.
Saç grubu, güneş grubu, çocuk grubu, yüz için özel grup, akne serisi, bunların yanı sırada gelecek olan, pipeline’de bekleyen ve de gerçekten büyük ses getirecek olan leke serisi var diyebiliriz. Bunların hepsinin kendi içerikleri, kendi ambalajlarının üzerlerinde oranlarıyla beraber yazılıdır. Bu aslında bakarsanız dermokozmetik dünyasında olan bir şey değil.
Genelde içerisinde olanlar sadece sıralı olarak yazılır ve neyin ne kadar olduğunu bilemezsiniz. Yüzdeleriyle bizde bulabileceğiniz içeriklere sahibiz. Aslında medikale yakın, endikasyon bazlı yani tedaviye yönelik ürünler üretmekte BABE. O nedenle de bütün doktorların ve eczacıların güvenle verebileceği, önerdiği zaman geri dönüşlerini iyi alabileceği ürünlerdir. Biz sadece kozmetik ürünler üretmiyor dermokozmetik olan, yani tedaviyi sağlayan ürünleri sahaya sunuyoruz.

 ‘BABE, İNOVATİF VE SÜREKLİ
 YENİLİKLERİ KENDİ BÜNYESİNDE
 BARINDIRAN BİR MARKA’
Yeni ürün serilerinizden bahsedebilir misiniz? Önümüzdeki aylarda yeni serileri piyasaya sürecek misiniz?
B.P:  BABE, inovatif ve sürekli yenilikleri kendi bünyesinde barındıran bir marka.
O nedenle de her sene mutlaka yeni ürün çıkartmayı, bu arada eski formülasyonları mutlaka geliştirmeyi kendine düstur edinmiş bir marka olarak hayatına devam ediyor. Ve bizde o yenilikleri kendi ülkemizdeki tüketicilere uyarlayarak sahaya sunuyoruz. Bunlardan bir tanesi biraz önce de söylediğim gibi leke serisi. Çünkü günümüzün en büyük problemlerinden bir tanesi güneş lekeleri ve hamilelik döneminde oluşan lekeler. Özellikle de kadın tüketiciler bundan çok büyük dert yanıyor. Bu konuya çözüm getirebilecek ürünler çıkarıyoruz 2024 yılı içerisinde. Onun dışında pediatri serimizi geliştirecek ve güneş serimizi değiştirecek imza ürünlerde geliyor.

İki ortak olarak Merida Kozmetik markasını kozmetik alanında oldukça iyi noktaya taşıdınız. Uyumlu bir iş ortaklığının püf noktaları sizce nelerdir?
E.E: Bunu çok sıklıkla örnek veriyorum ben. Hem birlikte çalıştığımız üçüncü kişilere hem de iş ve özel hayattaki yakın çevremize. İki insan parayı bölüşmek için, parayı paylaşmak için bir araya gelip, ticari amaçla ortak olduysa genellikle bu hüsranla sonuçlanıyor. Temel olarak ortakların şirket kurulumundan önce de uzun yıllara dayalı dostluğa sahip olması bence önemli bir etken burada. Biz Binay Hanım’la 15. senemizi bitiriyoruz bu sene dostlukta, arkadaşlıkta. Sadece işi paylaşmıyoruz, hayatımızın büyük bir bölümünü birlikte paylaşıyoruz. Gerek kendi eşiyle ve çocuklarıyla, babasıyla, ablasıyla, ailesiyle. Gerek benim ablam, babam, abim, annem, ailemle. Sürekli birlikteyiz. Birbirimizin sadece iyi gününde ya da parasal konularda bir araya gelmiyoruz, birbirimize destek olmuyoruz. Birbirimizin kötü günlerinde de desteğe ihtiyaç duyulan zamanlarda da bir aradayız. Bence başarıyı getiren ya da ortaklığın sağlıklı ilerlemesini sağlayan en önemli sebeplerden biri bu. Bir diğer sebep güven unsuru. Bizde bir erkler ayrılığı vardır. Yani şirket içindeki görevlerimizde ikimiz de elbette hemen hemen her konuyla ilgileniriz ve her konuda da birbirimize danışarak ilerleriz ama işin makro finans yönetimi ve satış tarafı bendeyken; pazarlama, İK ve bankalarla ilişki yönetimi Binay Hanım’dadır. Dolayısıyla ortaklardan biri hiçbir banka şifresini bilmeyecek kadar, hiçbir bankadaki hesabı bilmeyecek kadar diğerine güvenebiliyorsa ki bizde durum bu, o zaman o ortaklık çok uzun süre başarıyla bence devam edebiliyor. Üçüncü ve son etken olarak da şunu söyleyebilirim. İnsanların birbirlerinin deneyimine olan hürmetini, saygısını sayabilirim. Birlikte 15 yıldır yol alıyoruz. Çeşitli dönemlerde birlikte çalıştık. Çeşitli dönemlerde rakip olduk sağlık sektörünün içinde. Ama getirdiğimiz, heybemizde taşıdığımız mirası birbirimize iyi aktarabiliyoruz. Ben Binay’ın pazarlama tarafındaki o kreatif, yaratıcı tarafına çok hürmet ederim. O da sağ olsun benim hem satış tarafındaki hem de şirket yönetimindeki bilgi birikimime çok hürmet eder. Bu karşılıklı saygı, dediğim gibi güven ve temel amacın para olmaması ortaklığın en önemli başarı unsurları.

B.P: Burada önemli bir şey daha var. Her konuda birbirini tamamlayabilme ve sonuç itibariyle birbirinin düşüncesini önceden anlayabilme. Çok uzun yıllardır tanışıklığımız olduğu için tabii hem birbirimizin karakterini hem de nerelerde nasıl tavırlar alabileceğimizi karşılıklı olarak biliyoruz. Bunu da ayrıca iş konusunda da tamamlayabilerek ilerliyoruz. Ve bu arada işte mantık bir yerde eğer daha üstün oluyorsa, diğer tarafta duygusallığı biri tamamlıyor. Onun dışında kreatif bir şey çıkarıldığında onun satışa dönüştürülmesi ve tamamlanması bizim yine içimizde çok daha kolay oluyor. Biz aslında tam olarak tencere kapak misali bir yönetim götürüyoruz şu an. Şirket yönetiminde de herkesin birbirini tamamlayabiliyor olması gerçekten çok önemli.