Figen Hanım, bugüne kadar Türkiye’de gelinlik ve abiye konusunda birçok kurumsal markayla çalıştınız. Bunlar hangileriydi ve neden sizi tercih ettiler?
Şirketimin üretim anlamında lokomotif firması Vakko. Gelinlik Vakko’nun gelinliklerini ve üst düzey gece couture abiyelerini üretiyorum. Benim Vakko’yla yaklaşık 5 yıldır devam eden üretim işbirliği sürecim var. İnşallah uzun yıllarda devam edecek, öyle gözüküyor. Vakko’yla çalışmak ciddi zor, fakat bir o kadar da onur verici bir durum. Vakko’ya iyi bir hizmet vermek gerekiyor, çünkü oldukça zor bir firmadır. Ürünleri birinci sınıf gusto içeriyor. Ekibimle, çok emek veriyoruz, birinci sınıf performans gösteriyoruz, çok temiz bir işçilik çıkartıyoruz. Elbiselerin, gelinliklerin büyük bir bölümü el işi. Burada çok ciddi bir emek var, uzun bir süreçte çıkıyor. İnce ince yol alıyorum. Vakko’nun bizi tercih etmesinin sebebi çok iyi kalitede hizmet vermemizdir. Ayrıca Vakko için terminler çok önemlidir, teslim gününde üretimlerimizi teslim ediyoruz. Eğer Vakko’ya iyi hizmet ederseniz sizi tercih eder. Çok seçici bir firma, kimlerle çalışacağına çok dikkat ediyor. Onlar için kalite ilkesi çok önemlidir.
Hangi dünya markaları için üretim yapıyorsunuz?
Dünyanın önemli markalarıyla çalışmalar yapıyorum. Son dönem “Dahlia Bianca” markasıyla iş birliğinde bulunduk. Londra için üretimlerimize devam ediyoruz. Miscreanis, Fresha London, Safıyaa gibi ihracat firmalarına uluslararası standartlarda üretim gerçekleştiriyorum. Böylelikle ihracata girerek Türkiye’nin ekonomisine de katkıda bulunmaya başladık. İç piyasada Mybestfriends, Nocturne, Guitar, Exoise lüks kadın giyim markalarının üretimini yapıyoruz.
Bahsettiğiniz markalarla bağlantıları nasıl kurdunuz? Bu markaların Türkiye’de üretim yaptırıyor olması sizce Türkiye için nasıl bir prestij?
Bence çok iyi bir prestij. Türkiye’yi tercih etmelerinin sebebi ise, ürünleri çok detaylı istemeleri. Türkiye’yi her şeyi birinci sınıf ve VIP işlerde çok güvendikleri için tercih ediyorlar. Bizde bu firmalarla uzun yıllar çalışmayı düşünüyoruz. Londra’da çalıştığım markalar arasında Londralı seçkin, kraliyet ailesinin gelinlerini ve kadınlarını giydiren markalar var. Tabi ki bu firmaların üretimlerini gerçekleştirmek benim için ve ülkem için çok büyük bir onur. Biz üç yıldır devam ediyoruz, halen de devam ediyor bu süreç. Son dönemde yine Rasario geldi. Rusya firması, hatta Rusya’nın Vakko’su diyebiliriz. Onlar da çok ağır birinci sınıf kalitede gece abiyeleri üretiyorlar ve seçkin kadınları giydiriyorlar. Rusya’nın birçok noktasında satış mağazaları var. Bu markalarla çalışarak Türkiye’deki kaliteli işçiliği de göstermiş oluyoruz. Bizim hepsiyle uzun yıllar devam edilecek iş sözleşmelerimiz var. Her biri 10-15 yıl süren sözleşmelerden bahsediyorum.
‘DEĞER VEREREK, İŞİN HAKKINI VEREREK, UZUN MESAİ SAATLERİ HARCAYARAK BU BAŞARIYI ELDE ETTİM’
İş dünyasının başarılı kadın temsilcisi olarak hiç zorluklarla karşılaştınız mı? Eğer karşılaştıysanız bu zorlukları nasıl aştınız ve güçlü kadın figürünü nasıl sağladınız?
Çalışman gereken zamanda çalışıp başarırsan sonrasında hayallerini yaşayabilirsin. Önce Allah’a güvenerek, sonra da kendime güvenerek ve aileme güvenerek aştım. Benim öncelikle çok değerli bir ailem var, ailem bugünlere gelmemde çok büyük bir hak ve pay sahibi. Çok çalışıyorum, bir de uzun süreler mesai yapıyorum. Bu başarıyı kolay bir şekilde elde etmedim açıkçası. Tırnaklarımla tek tek kazıyarak bir yerlere geldim. Üretimleri A’dan Z’ye en ince detayına kadar kontrol ederim, her zaman başında dururum. Açıkçası çok fazla hanımefendilik kaldırmıyor bu iş, çok fazla dikkat, bazen de otoriterlik gerektiriyor. İşimin gerçekten hakkını vermeye çalışıyorum. Gerçekten ahlakıyla ve hakkıyla yapmaya çalışarak oldu bittiye getirmiyorum. Hep en iyisi olsun, en güzeli olsun, en temizi olsun, nasıl daha güzel oluru düşünerek üretimlerimi yapıyorum. Değer vererek, işin hakkını vererek, layığını yaparak, uzun mesai saatleri harcayarak bu başarıyı elde ettim. İnşallah uzun yıllar da devam eder. Şükürler olsun ki Türkiye’nin en iyi firmalarından biri benimle 30 yıl sözleşme yaptı. Vakko gibi bir firma öyle herkesle anlaşma yapmaz. Ben Vakko’yla çalışınca Vakko bana büyük bir prestij, referans sağladı. Benim backgroundum çok iyi Vakko’dan dolayı. Diğer firmalar ve markalar da bu şekilde geldi. Herkes birer tane ürün yaptırdı, ondan sonra tüm ürünlerini bana vermeye başladı. Bu firmalar Türkiye’de birçok yerle çalışmışlar, sonrasında piyasadan çekmişler kendilerini. Başka ülkelere kanalize olmaya çalışmışlar ama Türkiye’deki aldıkları kaliteyi diğer ülkelerde alamayınca tekrar geri dönmüşler. Türkiye Cumhuriyeti’nde İstanbul gibi kocaman bir metropol bir şehirde firma ve markaların gelip beni bulmaları tesadüf değil. Ama geldiğim noktaya ben geldim. Kalbiniz temizse hayat sizi güldürüyor. İşimi gerçekten çok iyi yaptığım için pek çok firma tarafından tercih edildim. Bu firmalar tarafından da seçilen değil seçen oldum. Ama seçen tarafta olmak için çok büyük fedakarlıklar yaptım, özverilerde bulundum.
Hedefleriniz arasında hizmet yelpazenize farklı firmalar ya da markalar katmak gibi planlarınız var mı?
Ben zaten gelebileceğim en güzel noktadayım. Türkiye’nin en büyük kurumsal firmasının üretici şirketiyim. Amerika, Kanada, İtalya, Londra, Rusya ve Avrupa’nın güzel ülkeleriyle toptan üretim yapmaktayım. İç piyasada Türkiye’de çok değerli firmalarla çalışıyorum. Gelinebilecek en güzel noktada olduğumu biliyorum. Kendi markam Figen Onat Boutigue ile 1-15 yaş kız çocuk gelinlik, abiye, elbise yaptık. Hala da koleksiyonun toptan üretimlerine devam ediyoruz ama iç piyasaya vermiyoruz. Tamamını Amerika, Fransa ve Londra’ya gönderiyoruz. Hayallerimin büyük bir kısmını gerçekleştirdim. Bundan sonrası için benim kaliteyi ve çizgiyi koruyup, kurumsal markalarımla çalışmalarımın sürdürülebilirliğini devam ettirmem gerekir.
Kendi markanızı oluşturmaya nasıl karar verdiniz ve markanızla neden kız çocukları için üretim yapmayı tercih ettiniz?
Kız çocuklarını çok seviyorum ve onları mutlu etmeyi de çok seviyorum. Benim ürettiğim minik elbise ve gelinlik elbiselerle de çocuklar aşırı mutlu olup seviniyorlar. Onların mutluluğuyla bende mutlu oluyorum, en büyük sebebi bu aslında. Her zaman yaptığım elbiselerden karşılıksız olarak çocuklara hediye ettiğim de oluyor toptan üretimin dışında.
Figen Hanım siz aynı zamanda bir annesiniz. İşlerinizi ve anneliğinizi yaparken zaman yönetimini nasıl sağladınız?
Benim oğlumu daha çok annem büyütmüştür. Ben sadece biyolojik anneyim. Herkesin annesi çok değerli ama benim annem başka bir değerli. Ben bu mesleği oluştururken, alt yapıyı kurarken, bu mesleğin bana kazandırdığı bütün eğitimi yaparken, öğrenirken, oluştururken annem hep arkamdaydı. Bir yerlere gelebildiysem bu annem ve abim sayesindedir, onların çok büyük desteği vardır. Oğluma da çok büyük faydaları ve katkıları oldu. Çok değerli bir evladım var. Bana şirkette teknik, bilgisayar, finans, planlama, müşterilerimle çevirilerde, yazışmaların ve sevkiyatın tüm süreçlerinde çok büyük destek oluyor. Kendi mesleği zaten bilgisayar üzerine, yazılım mühendisi olarak çalışıyor. Meriç Onat, annemin sayesinde yetişmiş bir evlattır. Oğlum aynı zamanda şirket ortağımdır.
İnstagram: figen7onat
Figen Onat
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.jpg)
.JPG)
.jpg)
