Haci Abdullah’la Iftarinizda Osmanli Saray Mutfaği Lezzetleri

Haci Abdullah’la Iftarinizda Osmanli Saray Mutfaği Lezzetleri Haci Abdullah’la Iftarinizda Osmanli Saray Mutfaği Lezzetleri

Tarihi 1888’e dayanan Hacı Abdullah Lokantası, Beyoğlu’ndaki tarihi mekanından sonra ilk şubesini Zorlu Center’da açtı. Osmanlı Saray mutfağını başarıyla temsil eden Hacı Abdullah, geleneksel Türk ve Osmanlı yemeklerinin yanı sıra, Anadolu’nun yöresel lezzetlerini de misafirleriyle buluşturacak. Hacı Abdullah’ta her gün farklı çorbalarıyla, günlük olarak hazırlanmış zeytinyağlı çeşitleriyle, ana yemek, tatlı ve Osmanlı Şerbeti ile Ramazan ayı boyunca leziz bir menü sizleri bekliyor.

30 güne özel 30 farklı Ramazan çorbası...

Ramazan Ayı boyunca her güne özel farklı bir çorbayı tadacağınız zengin menüde hurma, siyah zeytin, yeşil zeytin, beyaz peynir, kaşar peyniri, pastırma, bal, kaymak, tereyağı, domates, salatalık, ev yapımı reçel çeşitlerinin olduğu başlangıcı, mevsim salatası; ardından çorba, günün zeytinyağlısı, fıstıklı içli köfte ve o güne özel hazırlanmış börek izliyor. Ana yemekte iç pilav ile servis edilen fırınlanmış kuzu tandır, kaşarlı ya da fıstıklı ızgara köfte ve her güne ayrı elbasan tava, ali nazik, kilis tava, islim kebabı, dolma gibi iki farklı aşçıbaşının spesiyalleri var. İftar, Ramazan’ın vazgeçilmez tatlısı güllaç ve fıstıklı tel kadayıf, meyveli muhallebi, ekmek kadayıfı ve helva gibi yine o güne özel tatlı çeşitleri ile geleneksel tatlıların ardından Hacı Abdullah’ın bilinen lezzetlerinden Osmanlı Şerbeti ile son buluyor.

Osmanlıdan günümüze ulaşan lezzet, gelenek

Osmanlı'da sofraların baş tacı olan şerbet geleneğinin modern hayatla birlikte unutulmaya başlandığı günümüzde Ramazan ayı boyunca Hacı Abdullah’ta Ramazan Şerbet'i geleneği de fesli, sırtında bakır güğüm olan Şerbetçi tarafından geleneksel bir biçimde tüm misafirlere ikram edilecek.

Ramazanın bolluk bereketi sofralarınızdan eksik olmasın…

 

Editöre not: Hacı Abdullah Lokantası hakkında

Hacı Abdullah Lokantası’nın asırlık tarihi “Ahilik Teşkilatının” devamıdır. Köklü kuruluşların geçmişi, ya babadan oğula geçer, ya da para ile şirketler tarafından satın alınarak el değiştirir. Hacı Abdullah’ta ise iki kural da geçerli değildir. Hacı Abdullah`ın 1888 yılında başlayan serüveni “Ustadan çırağa” devralınarak gelmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Karaköy Rıhtımı’nda “Abdullah Efendi” adıyla bir lokanta açılır. Lokantanın işletme ruhsatı bizzat “Sultan II. Abdülhamit Han” tarafından verilir. ülkeleri adına İstanbul’u ziyaret eden resmi ve özel heyetler, Abdullah Efendi’de ağırlanır. 1915 yılında ise  Abdullah Efendi Lokantası, Karaköy Rıhtımı’ndan Beyoğlu’na taşınır. İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Rumeli Han zemin katında hizmetine devam eder.  “Abdullah Efendi” burada da Usta’dan çırağa devredilmiştir.

1940 yılında ise “Abdullah Efendi”, Rumeli Han’da 25 yıl yerli yabancı çok sayıda ünlü misafirlerini ağırladıktan sonra yine “Usta çırak” nöbet değişimiyle, eski adı Bursa Sokak ve Ahududu Sokak yeni adıyla Sadri Alışık olan, Türk Sinemasının kalbinin attığı sokağa taşınır ve “Hacı Salih” ismini alır.

“Abdullah Efendi” ve “Hacı Salih” adıyla kalitesinden hiç taviz vermeden Osmanlı-Türk Mutfağının bütün özelliklerini taşıyan lokanta, 1958 yılında şimdiki bulunduğu yerine, Ağa Camii yanındaki Sakızağacı Caddesi’ne taşınır. Lokantaya adını veren “Hacı Salih” ilerleyen yaşını gözönünde bulundurarak, O’da 1888′den bu yana sürdürülen geleneğe uyar ve yetiştirdiği çıraklarına, yani hizmetin emekçilerine, ustalarına devreder.

Kalite ve hizmetin gurur veren onurunu, güzelliğini bugüne taşıyan “Hacı Salih” ismi, resmi prosedür gereği değişmek zorunda kalır. 1983 yılında bir tevafuk sonucu yine 1888′li yıllardaki ismine rücu eder ve “Hacı Abdullah” ismini alır.

Sultan II. Abdülhamit Han’ın resmi müsaadesi ile açılan lokantamızın o günden bu güne aynı tadı muhafaza ettiğini, 90 yıl önce yemek yiyen ve bugün de lokantamızı şereflendiren Osmanlı torunlarının, şeref defterimizdeki yazdıklarından öğrenmek mümkündür.