Bir bebeğin gözlerini dünyaya açışına, bir annenin yavrusunu kucağına ilk aldığı anda hissettiği duygulara, bir babanın bebeğinin hayata merhaba derken yaşadığı heyecana çektiği birbirinden özel fotoğraflarla ortak olan Elif Savaşkan, hobi olarak başladığı doğum fotoğrafçılığını profesyonel olarak sürdürüyor. Doğum fotoğrafçılığının yanı sıra düğün ve doğum günü gibi özel günlerde de danışanlarının en mutlu anlarını ölümsüzleştiren Savaşkan, ilk günkü heyecanla yaptığı çekimlerde insanların yaşamının en güzel anlarını fotoğraflıyor. Hedefinin her zaman insanların hayran kalacağı karelere imza atmak olduğunu belirten doğum fotoğrafçısı Elif Savaşkan bu mesleğe nasıl başladığını ve doğum fotoğrafçısı olarak gerçekleştirdiği çalışmaları Klass okurları için anlattı.
“Doğum anında aileyle o mutluluğu ben de paylaşıyorum. Ben de bir anneyim; o anlarda fotoğrafçı kimliğimden çıkıp anne oluyorum. Gözyaşımı tutamadığım anlar oluyor. Ama bunlar insanı motive eden, hayata bağlayan tatlı anlar, heyecanlar ve bu duyguları yaşamak gerçekten çok keyif verici.”
“Fotoğrafçılıkta hedefim hep insanlara ‘Bu fotoğraflar harika’ dedirtecek, hayranlık uyandıracak fotoğraflar çekmek ve her defasında çıtayı bir basamak yükseltmek oldu.”
Elif Hanım, iş dünyasındaki başarılı kariyerinizi bir kenara bırakıp doğum fotoğrafçısı olmaya karar verdiniz ve bugün çektiğiniz birbirinden güzel karelerle çocuk sahibi olan ailelerin mutluluklarına ortak oluyorsunuz. Peki, bu kararı nasıl aldınız? İş dünyasından doğum fotoğrafçılığına geçişinizi sizden dinleyebilir miyiz?
üniversiteyi bitirdikten sonra özel bir bankada işe başladım ve yönetici olarak 13 yıl çalıştım. Bu dönem sonunda aslında çok keyif alarak yaptığım işime kızıma daha çok vakit ayırabilmek için ara verdim. Aslında bir süre dinlenip yeniden sektöre dönmeyi hedefliyordum. çünkü işimden kopamayacağımı düşünüyordum. Tabii bu süreçte fırsat varken uzun zaman içinde bulunduğum stresli iş yaşamımdan uzaklaştıracak hobilerime vakit ayırmaya karar verdim. Tam bu dönemde Muammer Yanmaz ile tanıştım ve 40 Haramiler’de fotoğraf dersleri almaya başladım. öğrendikçe büyük keyif aldım ve aslında bu zamana kadar hiç fark etmediğim bir yeteneğim olduğunu gördüm. Kursa gittiğim dönemde bir gün Muammer Yanmaz bana bu hobimi neden iş fırsatına dönüştürmediğimi sordu. Düşündüm, “Neden olmasın?” dedim ve o gün fotoğrafçı olma yolundaki hikâyem başladı. Şanslıyım ki iş hayatım genelde doğru adımlarla dolu oldu. Fotoğrafçılık da benim için tam böyle bir adım oldu. Seçilebilecek en keyifli, ruhumu çok tatmin eden bir mesleğe sahip oldum ve hep iyi ki dedim.
Doğum fotoğrafçılığının yanı sıra kişilere doğum günü ve evlilik gibi özel günlerde de hizmet veriyorsunuz. Danışanlarınıza verdiğiniz hizmetlerden kısaca bahseder misiniz?
Evet, sadece doğum fotoğrafçılığı dalında hizmet vermiyorum aynı zamanda doğum günü ve düğün çekimleri de yapıyorum. Fotoğrafçılığın her alanı benim için çok özel. Her alanda farklı bir çalışma tarzım var. örneğin düğün çekiminde gelin ve damadın ne hayal ettiği, nerede ve nasıl görünmek istedikleri çok önemli. Onlar bana beklentilerini iletiyorlar ben de hayal ettikleri anları yakalamaya çalışıyorum. Eğer enerjimizde tutuyorsa – ki zaten çekim öncesi görüşüp anlaşmaya vardığımız için tutuyor – sevdiğimiz sonuçlar ortaya çıkıyor. Ayrıca doğum, düğün ya da doğum günlerinde çekim sonrası ise ailelerin seçtiği fotoğraflardan albüm hazırlıyor ve gönderiyorum.
“HER çEKİMDE İLK GüNKü YAŞADIĞIM HEYECANI DOYASIYA YAŞIYORUM”
Bir bebeğin dünyaya gelişi mucizevi bir olaydır. Bu mucizevi olayı fotoğraflayarak çocuk sahibi olan ailelerin mutluklarını ölümsüzleştirmek nasıl bir duygu? Hayata merhaba diyen bir bebeğin fotoğraflarını çekerken neler hissediyorsunuz?
Bir bebek dünyaya geliyor ve siz onun gözlerini dünyaya açışını, ilk bakışlarını, ailesinin onu nefeslerini tutarak karşıladığı o mucizevi anları, gözyaşlarını, o an yaşanan tüm mutluluğu belgeliyorsunuz. Bunu yaparken heyecanlanmamanız, kalbinizin atmaması imkansız. Her çekimde ilk günkü yaşadığım o heyecanı doyasıya yaşıyorum. Doğum anında aileyle onlar kadar olamasa da belki o mutluluğu ben de paylaşıyorum. Ben de bir anneyim; dolayısıyla o anlarda fotoğrafçı kimliğimden çıkıp anne oluyorum. Gözyaşımı tutamadığım anlar oluyor. Ama bunlar insanı motive eden, hayata bağlayan tatlı anlar, heyecanlar ve bu duyguları yaşamak gerçekten çok keyif verici.
Doğum fotoğrafçılığında çektiğiniz fotoğraflara baktığımızda anı donduran karelerden ziyade yaşayan ve kişilerin enerjisini yansıtan çalışmalar olduğunu görüyoruz. Her biri farklı konseptlere sahip çalışmalarınızı nasıl gerçekleştiriyorsunuz? çekimlerdeki konseptleri nasıl belirliyorsunuz?
Aslında doğum fotoğraflarında bir kurgu ya da konsept olmuyor. Bizim yaptığımız şey sadece doğum gibi süre gelen bir olayda o anları yakalamak. Doğum fotoğrafçılığı aslında belgesel fotoğrafçılığının bir dalı gibi… Yine de doğum öncesi anne ile görüşüyor, istedikleri özel şeyler varsa öğreniyorum. Bazı aileler çekimde poz vermek istemezken bazı ailelerim ise istiyor. Tamamen onların beklentilerine göre hareket ediyorum. Düğün fotoğrafı çekerken ise gelin ve damat ile önceden telefon ya da yüz yüze görüşme yapıyorum ve onların ne tarz fotoğraflardan hoşlandıklarını öğreniyorum. çünkü bu, onların en özel günleri ve hayal ettikleri fotoğraflara sahip olmaları benim için çok önemli. O nedenle konsepti birlikte planlıyor, birlikte harekete ediyoruz.
“TüM KONSEPTLER VE MEKANLAR KİŞİYE GöRE DEĞİŞİYOR”
Peki doğum, evlilik ya da baby shower gibi özel gün çekimlerinde son dönemde trend olan konseptler ve mekanlar nelerdir?
özellikle şu mekanlar çok trend diyemeyiz. Her ailenin zevkleri, beklentileri farklı oluyor. Bazı çiftler tarihi mekanları severken bazıları ise doğanın bir parçası olmak istiyor. Dolayısıyla tüm konseptler ve mekanlar kişiye göre değişiyor.
Birbirinden sevimli bebeklerin fotoğraflarını çekiyorsunuz ve bu sayede hayata merhaba diyen miniklerin büyüdüklerinde bebekliklerine dair rengarenk bir albüme sahip olmalarını sağlıyorsunuz. Peki, miniklerle yaptığınız fotoğraf çalışmasında komik veya sizi zorlayan durumlar oluyor mu?
Oluyor tabii, bazen eve gelip fotoğraflara baktığımda bazı minik hareketler yakalamış olduğumu görüyor ve gülümsüyorum. Bazı bebeklerin sanırım hayata bir mesajı oluyor. :) Hatta bir baba bebeğin böyle komik bir anının fotoğrafını albüm kapak fotoğrafı olarak istemişti ve o şekilde hazırlamıştık. Doğum fotoğrafçılığında zorlayan durumlar ise normal doğumlarda oluyor. Anne doğum acısı çekerken fotoğraf çekimi yapmak zorlu olabiliyor. çünkü insansınız ve duygularınız devreye giriyor, ister istemez empati kuruyorsunuz ve çekim devam etse de farklı duygular yaşayabiliyorsunuz.
Son olarak fotoğrafçılıktaki hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?
Bankacılık hayatımda kendime bir kariyer yolu çizmemiştim, amacım hep daha fazla çalışmak ve başarılı olmaktı. İşimi iyi ve severek yaptıkça da kariyer yolum hep açık oldu, bu konuda çok şanslıydım. Fotoğrafçılıkta da bir kariyer yolu çizmedim ama hedefim hep insanlara “Bu fotoğraflar harika” dedirtecek, hayranlık uyandıracak fotoğraflar çekmek ve her defasında çıtayı bir basamak yükseltmek oldu.