Günümüzde estetik alanýnda gerçekleþtirilen birçok tedavi insan cildinin daha genç ve saðlýklý bir görünüme kavuþmasýný saðlýyor. Bu uygulamalar gün geçtikte geliþmeye ve farklýlaþmaya devam ederken son teknoloji ile desteklenen Magellan uygulamasý vücudun kendi içerisinde genetik olarak barýndýrdýðý onarým sistemlerini aktif hale getirerek kiþilere doðal yöntemlerle farklý bir güzellik kazandýrýyor. Onarým hücrelerini optik lazer sistemiyle ayýrarak onarým mekanizmasýný harekete geçiren bu iþlem tek seferde yapýlarak 6 aylýk bir süre içerisinde oldukça baþarýlý sonuçlar gösteriyor. Mesleðinde 25. senesine yaklaþan Dr. Hüseyin Týrman ile Magellan uygulamasýný tüm detaylarýyla Klass okurlarý için konuþtuk.

“Magellan estetik alanýndaki yeniliklerden bir tanesi. Sektör bugüne kadar doðru teknolojileri bulmaya çalýþtý. Magellan da bu arayýþlarýn bir sonucu. Magellan için lazerli PRP diyebiliriz. Lazerler istenilen bölgeye uygulandýklarýnda orada yaptýklarý minik tahribatlarla insanýn kendi onarým sistemini devreye sokuyor.”

“Erkekler daha çok saç ve yüzde, kadýnlar ise daha çok boyun ve dekoltede yaptýrmayý tercih ediyor. Ýþlem sonrasýnda kiþi daha saðlýklý ve diri bir hale geliyor. Onarýlma ve faaliyet 3-6 ay arasýnda gerçekleþiyor.”

Hüseyin Bey, cilde canlýlýk ve doðallýk kazandýran Magellan uygulamasýný kliniðinizde baþarýlý bir biçimde gerçekleþtiriyorsunuz. Estetik alanýndaki uygulamalar içerisinde Magellan’ý özel kýlan þey nedir?

Doktorluk mesleðimde 25. yýlýma yaklaþýyorum. Estetik alanýna 2000’li yýllarýn baþýnda yöneldim. Ýlk olarak botoksla tanýþtým. Týp camiasý botoksu ilk çýktýðý zamanda reddetti ancak bu alan zamanla geliþmeye baþladý. Bu tür uygulamalar kiþisel ve küçük çapta baþlayarak zaman içerisinde yayýlýyor. Ýnsan ne olursa olur yaþlanmaya karþý koyamýyor. Estetik alaný yaþlanma belirtilerinden sadece bir tanesi olan kýrýþýklýklarýn botoksla tedavi edilmesiyle geliþmeye baþladý. Sonrasýnda yalnýzca botoksun yeterli olmadýðý ortaya çýktý ve sorunlara farklý çözümler sunan tedaviler geliþtirilmeye baþlandý. Geliþtirilen aletlerden bir tanesi de lazer. 2000’li yýllarýn baþýndaki lazerlerle günümüzdeki lazerler arasýnda etkinlik bakýmýndan büyük farklar var. Magellan estetik alanýndaki yeniliklerden bir tanesi. Sektör bugüne kadar doðru teknolojileri bulmaya çalýþtý. Magellan da bu arayýþlarýn bir sonucu. Magellan için lazerli PRP diyebiliriz. Lazerler istenilen bölgeye uygulandýklarýnda orada yaptýklarý minik tahribatlarla insanýn kendi onarým sistemini devreye sokuyor. Eskiden daha farklý tedaviler uygulanýrken günümüzde artýk insan vücudu içerisinde yer alan tamir sistemlerini kullanmaya çalýþýyoruz. Ýnsan vücudu bunu yapabilecek kapasitede. Vücut bu iþlevini saðlýklý bir biçimde yerine getirmediðinde biz bu mekanizmalarý aktif hale getiriyoruz. Magellan da buradan hareketle geliþtirilen bir sistem. Cildimizin en üst tabakasý öldüðünde aþaðýda kalan canlý hücreler de yavaþ yavaþ ölerek üst tarafta bir tabaka oluþturuyor. Bu oluþan ölü tabakada onarým gerçekleþmiyor. Söz konusu ölü alaný canlandýrabilmek için Magellan kullanýlýyor. Magellan onarým hücrelerini optik lazer sistemiyle ayýrýyor. Bu iþlemi gerçekleþtirirken de doðru hücreleri ayýrýyor. Bu þekilde onarým mekanizmasýna nereyi onarmasý gerektiðini söylüyoruz. Damar yapýlarý, cilt katmanlarý, kolajen dokularý onarýlýyor. Bu þekilde bir tamirat ve yenilenmeyi baþlatýyoruz.  Kolajen 6 ayda, damarlar 3 ayda, cilt 28-45 günde onarýlýyor. Ýþlemden bir hafta sonra canlýlýðý hissetmeye baþlýyorsunuz. Magellan bize bozulan bütün yapýlarýmýzý yenileme imkanýný sunuyor.

Devamý ve daha fazlasý Klass Magazin Ocak sayýsýnda...