Oyunculukta Başarının Formülü Beğenilme Arzusu ve Meslek Aşkıdır

Oyunculukta Başarının Formülü Beğenilme Arzusu ve Meslek Aşkıdır Oyunculukta Başarının Formülü Beğenilme Arzusu ve Meslek Aşkıdır

Ünlü Oyuncu Salih Bademci, oyunculuk serüvenini, mutlu aile yaşantısını ve yakın zamanda tattığı babalık duygusunu Klass’a anlattı...

Türkiye onu bir dönem dizi sektörüne damgasını vuran “öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisinde canlandırdığı “Hakan” karakteriyle tanıdı. Kariyerinde Elveda Rumeli, Kiralık Aşk, Barda ve Ulan İstanbul gibi projelerde rol alan ve tiyatro sahnelerinde de kendisini gösteren Salih Bademci oyunculukta başarının formülünün beğenilme arzusu ve meslek aşkında saklı olduğunu söylüyor. Aynı zamanda bir çocuk babası olan ve kendisi gibi oyuncu olan eşi ile birlikte mutlu bir aile hayatı sürdüren Salih Bademci, pandemi koşullarına rağmen çok sevdiği sahne sanatlarından kopmayarak bir aile komedisi olan “Fanatik” adlı tiyatro oyununun kadrosunda yer alıyor. Kendine has duruşu ve espritüel kişiliği ile sektörün en beğenilen isimlerinden birisi olan Salih Bademci ile büyük beğeni kazanan “Kırmızı Oda” projesini, sektöre giriş ve yükselme hikayesini, oyunculuk serüveninin nasıl başladığını ve mutlu aile yaşantısını Klass okurları için çırağan Palace Kempinski’nin muhteşem atmosferinde konuştuk.

 

Salih Bey, son günlerin en popüler dizilerinden biri olan “Kırmızı Oda” da hayran kitlenizi daha da artırdınız. Kırmızı Oda projesi çok büyük beğeni kazandı ve önemli bir kitleye ediyor. Sizce bu kadar ilgi ile izlenmesinin sebebi nedir?

Kırmızı Oda bence orijinal bir iş. Ben Kırmızı Oda’yı ilk okuduğumda bu işin tutup tutmayacağı ile ilgili kaygılarım vardı, çünkü genelde tek mekanda geçen bir iş. Fazla aksiyon içeren bir iş de değil. Daha çok anlatım üzerine dayalı ama anladım ki insanlar bunu da özlemişler. İş çok samimi bir şekilde yapıldığı için insanlara çok güzel geldi. Kırmızı Oda insanların izlediği standart dizilerin formatında değil. Bu ilgiyi görmesinin en önemli sebebi bence bu.

 

Bu dizide önemli bir rolle izleyicinin karşısına çıktınız. Bu rolle ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

Dizinin formatı gereği belli karakterler gelip terapiye giriyor. Biz de onların hikayelerine eşlik ediyoruz. Mehmet de bunlardan bir tanesi. Beklediğimin aksine gayet olumlu tepkiler aldım. İnsanlar Mehmet’e karşı bir acıma ve empatiyle beraber sempati duydular. Ben çok daha sert tepkilerle karşılaşacağımı bekliyordum. Mehmet bu sempatiyi hak ediyor mu? Sanmam. Sonuç olarak kadına şiddet gösteren bir adam. Sebebi ne olursa olsun şiddet bir suçsa Mehmet’i sempatik bulmamız gerekmiyor. İnsanlar Mehmet’i anlamış olabilirler ama bu affetmelerine sebep olmamalı.

 

“AMACIM REKLAMCI OLMAKTI, REKLAMCILIK YAPMAK İSTİYORDUM.”

Salih bey, peki  sizin oyunculuk hikayeniz nasıl başladı? Bugünlere nasıl geldiniz?

Oyunculuk hikayem bir tesadüfle başladı. Ben Mimar Sinan üniversitesi’nde sosyoloji okuyordum. Amacım reklamcı olmaktı, reklamcılık yapmak istiyordum. Beni eskiden beri tanıyan lise arkadaşım beni oyunculuk konusunda çok itekledi. “Bence sen bu işi yapmalısın.” dedi. Bana şansımı denemem gerektiğini ve konservatuvar sınavıma girebileceğimi söyledi. Bir mesleği yapacaksam hakkıyla yapmak ve eğitimini almak isterim. Onun teşvikiyle iki ay gibi bir süre Ekol Drama’da çalıştım. Konservatuvar sınavını kazanınca da konservatuvara adeta balıklama atladım. Serüvenim tam olarak burada başladı.

 

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Kasım sayısında...