Tasarýmlarý ve iþçilik kalitesinin yaný sýra sunumdaki baþarýlarý ve satýþ sonrasý desteðiyle sektörünün en önemli firmalarýndan biri olan özartaþ, aydýnlatma dünyasýnda fark yaratmaya devam ediyor. Yurtiçi ve yurtdýþýnda birçok önemli projede yer alan ve sadece Türkiye’de 550’ye yakýn mimar ile iþ ortaklýðý yapan özartaþ Avize Yönetim Kurulu Baþkaný Altay özgen þu sýralar yenilenen Maslak Showroomunun heyecanýný yaþýyor. Kurulduklarý günden beri aile þirketi olma özelliklerini firmalarýnda çalýþan herkese hissettirmeyi baþaran Altay özgen, yenilenen Maslak showroomlarýnýn özelliklerini ve 2018-2019 ilerleme ve büyüme planlarýný Klass’a anlattý. 

“özartaþ, ürünlerinin tamamýný kendi bünyesinde üreten bir firma. Bünyesinde 8 tane ayný bina içerisinde atölyeler bulunan, bunlarýn kiminde 4 kiþi kiminde 45 kiþi çalýþan bir sanatçý topluluðuyla hizmet veren bir firmadýr.”

“Maslak þubemiz yenilenmeden önce de çok güzeldi. Ama yeni haliyle bizim çok içimize sinen bir ortama sahip oldu. Bu ayarda dünyada butik bir aydýnlatma ürünü satan bir showroom yok. Tabi biz showroomu satmayacaðýz, müþterilerin evine showroom kurmayacaðýz. önemli olan içindeki ürün. ürünlerimiz çok deðerli, el emeði ürünler.”

Altay Bey, özartaþ Ailesi olarak hareketli bir yýl geçiriyorsunuz. öncelikle yenilenen Maslak Showroomunuzla birlikte özartaþ’taki yenilikleri bizimle paylaþabilir misiniz?

özartaþ, ürünlerinin tamamýný kendi bünyesinde üreten, 8 tane ayný bina içerisinde atölyeler bulunan, bunlarýn kiminde 4 kiþi, kiminde 45 kiþi çalýþan bir sanatçý topluluðuyla hizmet veren bir firmadýr. Bu süreçte 2017’nin sonunda Maslak’ta ana showroomumuzun bulunduðu otel el deðiþtirdiði için maðazamýz da tadilata girdi. Maðazamýz ortalama 9 ay kadar kapalý kaldý. Bu ciddi bir süreç. O arada müþterilerimize ayný hizmeti verebilmek için Etiler þubemizi açtýk. Orasý da keyifli bir yer oldu. Þu sýralar ise yenilenen haliyle birlikte Maslak Showroomumuzu yeniden hizmete sokmaktan dolayý çok mutluyuz. Böyle bir dönemde bu gibi yatýrýmlar yapmak önemlidir. Etiler þubemiz Maslak þubemize göre daha küçük. Etiler 700 metrekare, Maslak þubemiz yaklaþýk 2000 metrekare. Müþterilerimizin ve iþ ortaklýðý yaptýðýmýz 550’ye yakýn mimarýn keyifle gelip ürünlerini aldýklarý ve projelerini konuþtuklarý bir showroom oldu.

“DAHA UYGUN ÞARTLARLA DAHA UYGUN MALÝYETLERLE DAHA KALÝTELÝ üRüNLER üRETMELÝYÝZ”

Ýþinize yönelik yatýrýmlarýnýza hýz kesmeden devam ediyorsunuz. Bu yatýrýmlarýn devamý gelecek mi?

Bizler sanayici olarak üretmeliyiz. Daha uygun þartlarla daha uygun maliyetlerle daha iyi kaliteyi, adetsel olarak maliyetleri düþürebilecek þekilde iþçilik ve sanatsal gücümüzü kullanarak müþterilerimize iyi bir þekilde sunmak zorundayýz.

Bunu bütün sanayi ve üretim dallarýnda yaparsak o zaman ülke olarak içinden geçtiðimiz süreci biraz daha kolay atlatýrýz diye düþünüyorum. Þöyle ki eðer ben fabrikamda ayný maliyet, ayný iþçilik ile üç tane ürettiðim aydýnlatma ürününü ayný zaman diliminde dört tane üretebilirsem, bir dönüm tarladan 100 kilo ekin alacak bir çiftçi de ayný tarladan ayný sürede 200 kilo ekin almanýn çalýþmalarýný yaparsa ve bunda baþarýlý olursa biz bu süreçten çýkarýz. Bu her sektör için geçerli. Kiþiler en iyisini, kalitesini üretmeli, devlet ise üretime daha da fazla destek vermeli. üretimin ve kazancýn olmadýðý yerde sadece vergi toplayarak kalkýnamazsýnýz. Yastýk altýndaki para gibi düþünün; paraya ihtiyacýnýz olduðu takdirde oradan sürekli para alýrsýnýz. Ama aldýðýnýz kadarýný ya da aldýðýnýz kadarýndan bir fazlasýný koymazsanýz bir gün bir bakarsýnýz yastýk altýnda da para kalmamýþ. üretmeyen ülke de ayný bu þekilde. Harcamalarý yapýyorsunuz ama onu destekleyecek ana akarsuya derelerden para gelmiyor gibi düþünün. Türkiye’nin bana göre üretimden baþka þansý yok. Ne üretirsek üretelim. Kaliteli, dünya normunda çok güzel beðenilen mallar üretip sadece kendimi içimizde deðil tüm dünyaya satmak zorundayýz. Bunu yapabilirsek zannediyorum ki bu krizi el birliðiyle, sað duyu ile her þeyden daha az yýpranarak atlatma imkaný olur. Bu bilinçle hareket ettiðimizde yarýnlar daha iyi inþa edilir diye düþünüyorum. çalýþanlarýmýzýn da bunu bu þekilde görmeleri lazým. Saat kaybý yaþamamasý lazým. Kimi insan vardýr çalýþan kesimde saat doldurmak için çalýþýrlar. Bu bir insanýn kendine yapabileceði en büyük kötülüktür. Yapmasý gereken o saat diliminde hatta fazlasýný yapabiliyorsa kendine topluma ve gelecekteki nesle en büyük iyiliði yapmýþ olur. çünkü parayla satýn alýnamayacak tek þey zaman. Bir gün sadece 24 saat, 25 olmuyor… Bir insanýn çalýþabileceði saat ise 8 saat. Þartlar bu þekilde gözüküyor. Bu zaman diliminde baþarýnýzý en üst seviyelere çýkartabiliyorsanýz hem kendinize hem gelecek nesle hem de firmanýza faydanýz olacaktýr. Bu da size artý bir katýlým olarak geri dönecektir. Ýnsanlarýn bunun da bilincinde olmasý lazým. çalýþan da iþ veren de devlet de sanayici de yönetici de herkes üstüne düþeni bu bazda yaparsa zannediyorum ki bu kriz daha kolay atlatýlýr.

Devamý ve daha fazlasý Klass Magazin Ekim sayýsýnda..

Röportaj: özgün Küçükkahraman

Fotoðraflar: Uður Atun