40 yıllık mücevher üretim tecrübesiyle zamanın ruhunu yakalayarak birçok yeniliklere imza atan Piano Jewellery, alışılagelmiş kuyumculuk algısının dışında farklı konseptleriyle müşterilerine hizmet veriyor. Tüketicilerin ihtiyaçlarını ön görerek, onlara ulaşılabilir şıklık sunan Piano Jewellery, yerli üretim ve tasarım algısıyla da en doğru fiyat politikasıyla satışlarını gerçekleştiriyor. Herkesin altın takı takmayı hak ettiğini belirten Piano Jewellery’nin kurucusu ve Master Tasarımcısı Aytaç Kamar, markalarının özelliklerini ve farklarını Klass’a anlattı.
“Piano ne bir fine jewellery, ne de high jewellery markasıdır. Piano şık olmak için çok fazla şıklık sunan bir very jewellery markasıdır”
“ürünlerimizi İstanbul’daki kuyum atölyemizde tasarım ekibimizle birlikte titiz bir işçilikle tasarlıyor ve üretiyoruz. Biz işçiliği neredeyse çok az ya da hiç yansıtmadan fiyatları ulaşılabilir, mantıklı seviyelerde tutmaya gayret gösteriyoruz. Sadece modellerle değil, mağazanın konsepti, satış danışmanlarımız, barkodlu fiyatlandırma ile de alışılagelmiş kuyumculuk algısını Piano ile değiştiriyoruz”
Aytaç Bey, Piano Jewellery farklı konsept anlayışlarıyla başarılı bir hizmet sunuyor. Piano için bir hayalin gerçekleşmesi diyebilir miyiz?
Evet, Piano Jewellery bir hayalin gerçekleşmesidir. üç kuşaktır sektörün ve 40 yıldır mücevher üretiminin içindeyim. İyi tasarım, üretim sürecini iyi bilmekten geçer. Mücevher salt malzeme, işçilik ya da bir yatırım aracı değil aynı zamanda insanın bedeninde taşıdığı, beden ile gezebilen kişinin kendisini ifade ettiği bir araçtır. Ben de öyle bir hayal kurdum ki, kendini ifade etmenin yeni, alışılmadık, hep güncel ve tarz kalacak bir yolu olsun, her daim kendini yenilesin istedim. Bizden olsun ama evrensel duygulara da hitap etsin, farklı kültürlerde de karşılığı olsun. Tüketicilerin ihtiyaçlarını ön görerek, onlara ulaşılabilir şıklık sunalım istedim. Kişiler sadece altın bir yüzük, küpe, bilezik, kolye ile sınırlı kalmasın, şıklığıyla göz doldursun, binlerce farklı kombinle modu ne olursa olsun her zaman kendinden bir şey bulsun istedim. Bu anlamda Piano ne bir fine jewellery, ne de high jewellery markasıdır. Piano şık olmak için çok fazla şıklık sunan bir very jewellery markasıdır.
Markanızın ismini taşıyan “Piano” isminin özel bir anlamı var mı, sizin için bunun hikayesi nedir?
Piano, İtalyancada “yavaş” anlamına geliyor. Tasarımlarımız tek tek ya da birlikte aynı bir parçayı oluşturan sesler gibi notaların bir araya gelmesinden doğan bir ahenk ve bütünlük sunuyor. Her tarza, her moda göre olan modellerimiz ister aşık, ister kendiyle barışık, ister karmaşık duygular içinde olunsun her gün takabileceğiniz modern çizgiler sunuyor. Biliyorsunuz ki piyano bir enstrüman olarak yaklaşık 12 bin parçadan oluşuyor ve bunların 10.000 tanesi ses çıkarmak için hareket ediyor. Bir tek parçanın yanlış çalışması müziğin bozulması için yeterlidir. Hiçbir solo çalgı piyanonun bu gücüne sahip değildir. Bir piyanist ister tek başına ister bir orkestra eşliğinde olağanüstü bir müzik gerçekleştirebilir. Biz de herkes kendi ritmini yakalasın, takılarımızla tarzını yansıtsın bunu yaparken eğlensin diye piyanodan ilham alarak ‘Rhythm’ koleksiyonumuzu oluşturduk.
“HERKESİN ALTIN SAHİBİ OLABİLECEĞİNİ GöSTERMEK İSTİYORUZ”
Herkesin sorduğunu biz de soralım, 14 ayar takılarda fiyatlar şaşırtıcı derecede makul, fiyatları nasıl bu kadar düşük tutabiliyorsunuz?
Birincisi, insanlar altına fazla para ödemeye alışmışlar. 250 TL’ye nasıl altın olabilir diye düşünüyorlar. çünkü yıllarca 3 boncuğa, gümüş takılara insanlar ciddi paralar ödedi. Altının pahalı olduğu algısı yüzünden insanlar kuyumcuların vitrinlerinden bakıp içeri girmeye cesaret edemediler. 1 gr gümüş 50 Cent (3 TL), 1 gr 14 K altın 29 USD. Biz belli kabulleri yıkıyoruz, günde 3-5 adet değil hacimli satış yapmak istiyoruz. İnsanların korkusu olan hesap makinelerinde uzun süre hesaplar yapıp ürünlerimizi satmıyoruz. ürünlerimizin üzerinde barkod var, okutuyoruz fiyatı öğreniyorsunuz. Tüm ürünlerimiz sertifikalı ve fatura veriyoruz. Herkesin altın sahibi olabileceğini göstermek istiyoruz. Piano bir Türk markasıdır. ürünlerimizi İstanbul’daki kuyum atölyemizde tasarım ekibimizle birlikte titiz bir işçilikle tasarlıyor ve üretiyoruz. Alaturka kuyumculuk Piano ile farklı bir yöne evriliyor. Biz işçiliği neredeyse çok az ya da hiç yansıtmadan fiyatları ulaşılabilir, mantıklı seviyelerde tutmaya gayret gösteriyoruz. Sadece modellerle değil, mağazanın konsepti, satış danışmanlarımız, barkodlu fiyatlandırma ile de alışılagelmiş kuyumculuk algısını Piano ile değiştiriyoruz. Nasıl ki Zara’ya ya da H&M’e rahatlıkla girer, beğenir, dener, seçer ve sonunda ödemenizi yaparsınız, biz de bu rahatlıkla alışveriş yapacağınız altın alacağınız bir kuyumcu konseptinin olabileceğini gösteriyoruz. Nişantaşı mağazamıza giren her 5 kişiden 4’ü takılarımızı satın alıyor ve yeniden mağazamıza arkadaşıyla, annesiyle, iş arkadaşıyla geliyor.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Kasım sayısında...