Küçük yaþlarda annesinin yeteneðini keþfetmesiyle piyano çalmaya baþlayan, çukurova Devlet Konservatuarý’nda müziðe olan yeteneðini keþfeden, Antalya’da Fazýl Say ile tanýþtýktan sonra henüz 15 yaþýndayken Türkiye çapýnda konserler veren Iraz Yýldýz, Ersin Onay ve Argun Defne gibi önemli sanatçý akademisyenlerden de aldýðý eðitimler sayesinde kendisini önemli ölçüde geliþtirmeyi baþardý kýsa sürede Türkiye’ye kendini kabul ettirdi. Tanýnmýþ isimlerle verdiði konserlerle de adýný duyurmayý baþaran, hayatýný piyano çalmaya adayan ve müzik sayesinde dinleyicileriyle farklý bir iletiþim kuran Iraz Yýldýz ile müziðe ve piyanoya olan tutkusunun nasýl baþladýðýný, yurt dýþýnda geçen eðitim hayatýný ve gelecek hayallerini Klass okurlarý için konuþtuk.

“Her Türk vatandaþý gibi ülkeme karþý sorumluluklarýmýn olduðunu ve ülkeme destek olmam gereken konular olduðunu düþünüyorum. Türkiye’de sanatla ilgilenen ve piyano konusunda kendisini geliþtirerek belli yerlere gelmek isteyen çok fazla insan var. Türkiye’nin kaynaklarýyla yurt dýþýna gidip orada kalmanýn ve yaþamanýn doðru olduðunu düþünmüyorum.”

“Aslýnda Türkiye’de her yerde konser vermek istiyorum. Bugüne kadar önemli konser salonlarýnýn birçoðunda çaldým ama daha da fazla çalmak istiyorum. Her yere gitmek ve herkese ulaþmak istiyorum. Belli bir konser programým olmak zorunda deðil. Ýnsanlarýn sevdiði eserleri de çalabilirim.”

“ülkemizin en önemli Quartet’lerinden birisi olan Borusan Quartet ile Ýsviçre’de çaldýk. O zaman henüz 15 yaþýnda olduðum için benim için bir hayli önemli bir konserdi. En son çok zor bir konçerto olan çaykovsi Piyano Konçertosu’nu Olten Flarmoni ile çaldým. Ondan bir hafta sonra da Beethoven’ýn ikinci piyano konçertosu’nu Antonio Pirolli ile Bursa’da Devlet Senfoni Orkestrasýnda çaldým.”

Iraz Haným, henüz 23 yaþýndasýnýz ama uzun yýllardýr piyano çalýyorsunuz ve hem yurt içinde hem yurt dýþýnda birçok konser verdiniz. Müziðe nasýl baþladýðýnýzý sizden dinleyebilirsiniz?

Henüz küçük yaþlardayken annemin yönlendirmesiyle piyanoya baþladým. Annem diþ hekimi olmasýna raðmen müziði ve piyanoyu çok seven, hayatýnýn bir parçasý haline getirmiþ bir kadýndý. Ben küçükken evde sürekli klasik müzik çaldýðýný hatýrlýyorum. Oradan da klasik müziðe ve piyanoya kulak aþinalýðým var. Ýlk önce piyano yeteneðimizi profesyonelliðe dökmeyi düþünmedik. Piyanoyu bir hobi olarak görüp kýsa parçalar çalýyordum. Piyanonun sesi bana huzur veriyordu. Annem de benim kendisi gibi klasik müziðe ilgi duymamdan ve keyif almamdan dolayý mutlu oluyordu. Yaþým da o zamanlar çok küçük olduðu için ileriye dönük olarak herhangi bir düþünce yoktu. 6 yaþýnda Antakya’da yaþarken annem beni Adana’daki çukurova Devlet Konservatuarý’na getirip götürüyordu. Orada piyanist bir hoca olan çaðla çoker’den özel ders almaya baþladým. Ýleriye dönük düþüncelerimiz de o zaman þekillenmeye baþladý. Yeteneklerim ve hangi alanda daha baþarýlý olabileceðim konusunda düþünmeye baþlamýþtýk. Müzik kabiliyetlerimi orada ilerlettim. Benim babam beyin cerrahý, bir süre sonra Antalya’ya tayini çýkýnca direkt olarak Antalya Devlet Konservatuarý’na baþlayarak Rauf Ulusoy ve Yuriy Sayutkin’in öðrencisi oldum.

“ÝçÝMDEKÝ CEVHERÝ ANNEM KEÞFETTÝ”

Antalya’daki yaþamýnýzda müzik anlamýnda hayatýnýzda ne gibi geliþmeler oldu?

Antalya Piyano Festivali’nde genç yetenekler kategorisinde konser verdim. Orada Fazýl Say ile tanýþmamla her þey baþladý diyebilirim. Fazýl Say’ýn yönlendirmesiyle Bilkent üniversitesi Muzik ve Sahne Sanatlarý Fakültesi Müzik Hazýrlýk bölümüne girdim ve Gülnara Aziz ile çalýþtým. Daha sonra Profesör Ersin Onay’ýn öðrencisi oldum. Ersin Hoca çok baþka bir insan. Yurt dýþýnda da okumama raðmen hiçbir hocayla kendisiyle olduðu kadar yakýn bir bað kuramadým. Sonraki süreçte üniversiteyi okumam için çaðdaþ Eðitim Vakfý beni yurt dýþýna gönderdi. üniversite eðitimimi üç ayrý okulda aldým. Brüksel Kraliyet Konservatuarý, Paris École Normale Supérieure’de ve Rotterdam Codarts’da okudum. Hocalarým beni bu þekilde yönlendirdi. Türkiye’nin önemli isimlerinin hepsi beni yönlendirerek müzik kariyerimde baþarýlý olmamý saðladý ama içimdeki cevheri annem keþfetti diyebilirim.

Yurt dýþýndaki eðitim hayatýnýzdan da bahsedebilir misiniz?

Yurt dýþýnda da birçok önemli sanatçýyla çalýþma fýrsatý yakaladým ancak armoni hocam Argun Defne ve piyano hocam Ersin Onay’dan aldýðým eðitimi orada bulamadým. Oradaki yýllarýmda Türkiye’de aldýðým eðitim kalitesini aradým. Bir nevi Türkiye’de öðrendim þeyleri tekrar ettim üstüne bir þey koyamadým diyebilirim. Farklý kültürleri tanýma ve dil öðrenme açýsýndan bana avantaj saðlasa da eðitim hayatým biter bitmez koþa koþa Türkiye’ye döndüm.

“üLKEME DESTEK OLMAM GEREKEN KONULAR OLDUÐUNU DüÞüNüYORUM”

Türkiye’ye dönmenizdeki sebep neydi?

Her Türk vatandaþý gibi ülkeme karþý sorumluluklarýmýn olduðunu ve ülkeme destek olmam gereken konular olduðunu düþünüyorum. Türkiye’de sanatla ilgilenen ve piyano konusunda kendisini geliþtirerek belli yerlere gelmek isteyen çok fazla insan var. Türkiye’nin kaynaklarýyla yurt dýþýna gidip orada kalmanýn ve yaþamanýn doðru olduðunu düþünmüyorum. Eðitim görmek isteyen gençlere yardýmcý olmak istiyorum. Bu anlamda ülkemi çok seviyorum.

Devamý ve daha fazlasý Klass Magazin Aðustos sayýsýnda...