Sosyal yaşam dünyasının ünlü isimlerinden Avukat Tuğba Keskin ve mekanik tesisat dünyasının başarılı isimlerinden Keskin Konsept Şirketler Grubu’nun sahibi Makina Yüksek Mühendisi Uğur Keskin’in çırağan Sarayı’ndaki rüya düğünlerine daha önce sayfalarımızda yer vermiştik. Bu mutlu evlilik, geçtiğimiz yıl Miami’de dünyaya gelen oğulları Ahmet Demir Keskin ile taçlandı. Bir yandan çalışıp bir yandan Bilişim Hukuku yüksek lisansı yapan Tuğba Hanım, annelik serüvenini Anneler Günü dolayısıyla Klass okurları için anlattı.
Tuğba Hanım, bebeğinizi genç yaşta kucağına almış bir anne olarak o an ilk ne hissettiniz?
Kelimenin tam anlamıyla; şaşkınlık. Her ne kadar aylarca içimde büyüdüğüne tanıklık etsem de böylesi inanılmaz bir mucizeye hazır olunamayacağını fark ettim. Dünyaya geldiği gibi kucağıma aldığım minyatür bir insan. “Ben yaptım, bu nasıl olabilir?’’ diye düşündüğümü hatırlıyorum. Bir de kokladığımda hayatımda duyduğum en muhteşem kokuyu duydum. “Cennetin bir kokusu varsa bu kesinlikle insanın yavrusunun ilk doğduğu andaki kokusu olmalı” diye düşündüm. Her şeyiyle gerçekten mucizevi ve inanılmaz anlardı.
Peki, anne olmak sizde neleri değiştirdi?
Hamile kalınan andan itibaren başlayan ve doğumdan sonra bebeğin kucağa alındığı ilk anla boyut değiştiren annelik serüveni inanılmaz bir süreç. O yüzden cevabım; “Neyi değiştirmedi ki?” olacak. Annelik öyle bir sıfat ki buna sahip olunduktan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Aklınıza geldiği anda burnunuzun direğini sızlatan bir candan parça. Nasıl değiştirmesin?
çocuğunuzu büyütürken nelere dikkat ediyorsunuz?
Şu anda 16 aylık olan oğlumu, 25 yaşında dünyaya getirmiş yeni nesil bir anneyim. Haliyle bebek bakımı konusunda oldukça tecrübesizdim. Ne yapmam gerektiğini doktorlardan, kitaplardan ve internetteki araştırmalardan edinmeye çalışsam da çok geçmeden teorik bilginin havada kalabildiğini, her bebeğin kendine has ayrı bir dünyası olduğunu, çağımızın gerçekliğinin öncekilerden farklı olduğunu anladım. Bu nedenle bilimsel verilerin ışığında ama içgüdülerime göre hareket ediyorum. Fiziksel anlamda ihtiyaçlarını aksatmadan gidermenin yanı sıra emzirmenin önemine inandığımdan bebeğimi hâlâ emziriyorum. Bununla birlikte psikolojik ve bilişsel gelişimi için de sonsuz ve koşulsuz sevildiğini anlaması; kendine güvenen, birey olma bilincine sahip, en önemlisi de mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir insan olması için çaba sarf ediyorum.
Peki, nasıl bir annesiniz? Korumacı bir anne misiniz?
Zamanla değişen annelik hormonlarımın izin verdiği ölçüde bebeğimin özgür olmasına ve onu mümkün olduğunca gittiğimiz her ortama götürmeye gayret ediyorum. Tabii ki o henüz iki aylıkken üç ülkede kaldığını, dört aylıkken şantiyelerimize geldiğini ya da altı aylıkken Boğaz’da denize girdiğini hatırlamayacak. Ama hepsinin toplamının ileride olacağı insana çok şey katacağına gönülden inanıyorum.
“OĞLUMUZUN BİREY OLMA BİLİNCİNE SAHİP, MUTLU, HUZURLU VE SAĞLIKLI BİR İNSAN OLMASI İçİN çABA SARF EDİYORUZ”
çocuğunuz için nasıl bir gelecek planlıyorsunuz?
Daha en başından evlat için güzel bir şeyler yapmaya çalışmanın ne demek olduğunu eminim ki tüm anneler anlayacaktır. Bu nedenle ben de hamile olduğumu öğrendiğim anda internette okul araştırmaya başlayanlardan olduğumu itiraf etmeliyim. Elbette ki kendi hayatıyla ne yapmak istediğine oğlum kendisi karar verecek; ancak içine doğduğu kuşağın gerektirdiği gibi tutku duyacağı alanda alabileceği en iyi uluslararası eğitimi almasını çok isterim. önümüzdeki günler neyi getirir öngörebilmek mümkün değil; ama geç kalmamak adına bazı eğitim kurumlarına doğumu sonrasında başvuruda bulundum bile. Bununla birlikte dünya insanı olabilmesi için dil eğitimini çok önemsiyorum. Yabancı dadısının da yardımıyla çift dille büyüyor olmasından son derece mutluyum.
Oğlunuzun nasıl bir insan olmasını istersiniz?
İnsanların kişisel özelliklerinin aileden geldiğine, mizacının bu anlamda çok önemli olduğuna inandığımdan ve oğlumun daha çok küçükken bile kendine özgü bir karakteri olduğunu hissettirmesinden nasıl bir insana dönüşeceğini görmek beni oldukça heyecanlandırıyor. En başından beri kendi isteklerini belli eden, sosyal, enerjik ve güler yüzlü oğlumun böyle devam ederse ne yaparsa yapsın başarılı olacağından şüphem yok. Eğer aile şirketinin yeni nesil temsilcisi olmaya karar verirse de çok küçükken gitmeye başladığı şantiyelere yabancı olmayacağı, şimdiden piyasanın aktörleri tarafından zaten bizzat tanınıyor olduğunu düşünmek bizi gülümsetiyor. Açıkçası küçük yaşlarından itibaren -tabii ki kontrolümüz altında- çalışmaya başlamasını çok arzu ediyoruz. çünkü eğitiminin yanı sıra; çalışkan, girişimci, sorumluluk sahibi ve sahip olduklarının kıymetini bilen bir insan olmasını temenni ediyoruz. Bununla birlikte oğlumuzun müziğe, sanata ve spora ilgi duyması da bizi oldukça mutlu edecektir.