Mehmet Okur’u Türkiye’nin efsanevi 12 Dev Adam’ından biri olarak tanıdık. Başarılarıyla gururlandığımız Okur, kariyerini dünyanın en önemli basketbol ligi olan NBA’de sürdürerek tüm Türkiye’ye büyük mutluluklar yaşatmaya devam etti. Profesyonel basketbol yaşamını geçtiğimiz yıllarda noktalayan ve yine bizlere gurur yaşatacak hedeflerle kariyerini besleyen Mehmet Okur’un yaşamındaki en büyük destekçisi ise güzel ve zarif eşi Yeliz Okur. Yaşamlarını ABD’de sürdüren Mehmet-Yeliz Okur çifti çocukları Melisa, Yiğit ve Mert ile mutlu bir hayat inşa ediyor. Bizde Klass olarak, Okur ailesinin güzel dünyalarına keyifli bir yolculuk yaptık ve onlarla mutlu evliliklerini, sıcacık ailelerini, hedeflerini ve yaşamlarına dair merak edilenleri konuştuk.
MEHMET OKUR:
“NBA önceliğim olmak üzere koçluk her zaman idealimdeki mesleğim. Ben kendime her zaman hedefler koydum şimdiye kadar hepsini gerçekleştirme fırsatım oldu. Bir sonraki hedefim de NBA’deki ilk (head coach) Türk Koç olabilmek.”
YELİZ OKUR:
“Saygı, sevgi ve anlayış. Sosyal medya da çok güzel tepkiler alıyoruz ama bu bizim mükemmel olduğumuz anlamına gelmiyor. Biz de tartışmalar, anlaşmazlıklar yaşayabiliyoruz ama bunları saygı çerçevesinde atlatmaya çalışıyoruz. özür dilemeyi bilmek en büyük erdemdir. çocuklarımıza da bunu aşılamaya çalışıyoruz.”
MEHMET OKUR:
“Yeliz; Dost, anaç, çocuklara çok düşkün, sabırlı, özverili, hassas, organize, fazla kuralcı, olmazsa olmazım.”
YELİZ OKUR:
“Mehmet; Ailesine çok bağlı, evde vakit geçirmekten keyif alan, eğlenceli, pozitif, yeri geldiğinde çocuklarla çocuk olabilen, sağlık ve spor konusunda çok disiplinli, biraz sabırsız, romantizmden uzak:) ama bir o kadar da kalbi sevgi dolu bir eş.”
YELİZ OKUR: “Pilatese Melisa’nın doğumundan sonra başladım tam 9 yıldır yapıyorum. Doğum sonrası dizlerimde güç kaybına kadar ilerleyen bir sinir sıkışması oluştu. Parmağımı bile kımıldatamayacak bir haldeydim. Bütün vücudum kilitlenmişti. Doktorumun ameliyat olmam ve spor yapmamam gerektiğini söylemesine rağmen sabırla göz yaşlarıyla çalışarak pilates sayesinde ayağa kalkabildim.”
MEHMET OKUR: “önceliğim dünyanın en iyi ligi olan NBA’de bu görevi almak. Basketbol kariyerimdeki başarıyı Koçluk kulvarında da yakalayabilmek en büyük arzum. Ama bu Türkiye’de ya da Avrupa’da koçluk yapmak istemediğim ya da yapmayacağım anlamına gelmiyor.”
Dünya tatlısı üç çocuğunuzla birlikte mutlu bir aile portresi çiziyorsunuz. öncelikle geçmişe gidersek 2004 yılında evlilikle taçlanan mutlu ilişkiniz nasıl başladı?
Mehmet Okur: Biraz klasik gelecek size ama ortak bir arkadaşımız sayesinde başladı beraberliğimiz. Birlikteliğimizin ikinci yılında evlilik teklifinde bulundum. Cevap geç geldi ama olumluydu:)
Mehmet Bey siz basketbol kariyerini başarılarla geçiren ve Türkiye’ye büyük gururlar yaşatan bir sporcusunuz. Kariyeriniz boyunca kuşkusuz eşiniz Yeliz Hanım da size en büyük desteği veren isim oldu. Peki basketbol yaşantısından sonra Okur Ailesi için zaman nasıl geçiyor. Gündeminizde yer alan projeler var mı?
Mehmet Okur: Profesyonel Basketbol hayatım boyunca iyi günümde de kötü günümde de Eşim ve Ailem hep yanımda ve her daim en büyük destekçim oldular. NBA önceliğim olmak üzere koçluk her zaman idealimdeki mesleğim. Ben kendime her zaman hedefler koydum şimdiye kadar hepsini gerçekleştirme fırsatım oldu. Bir sonraki hedefim de NBA’deki ilk (head coach) Türk Koç olabilmek.
Yeliz Okur: Aile olabilmenin en önemli unsurlarından biri birbirine sıkıca kenetlenmek. Sakatlık döneminde oldukça zor günler geçirdik ama şükür hepsini atlattık. Şimdi gündemimiz çocuklarımız. Burada oldukça aktif bir hayatımız var. Okul ve aktiviteler derken bazen kendimize zor zaman ayırabiliyoruz. Yeri geldiğinde öğretmen, antrenör, babysitter, şoför, aşçı yeri geldiğinde ise çocuk oluyoruz onlarla.
“öZüR DİLEMEYİ BİLMEK EN BüYüK ERDEMDİR. çOCUKLARIMIZA DA BUNU AŞILAMAYA çALIŞIYORUZ.”
Okur ailesinin mutluluk sırları nelerdir?
Yeliz Okur: Saygı, sevgi ve anlayış. Sosyal medya da çok güzel tepkiler alıyoruz ama bu bizim mükemmel olduğumuz anlamına gelmiyor. Biz de tartışmalar, anlaşmazlıklar yaşayabiliyoruz ama bunları saygı çerçevesinde atlatmaya çalışıyoruz. özür dilemeyi bilmek en büyük erdemdir. çocuklarımıza da bunu aşılamaya çalışıyoruz.
Devamı Klass Magazin Şubat sayısında...