Anne ve Kadını Belirli Bir Noktaya Taşıyabilirsek Toplumu Da Geliştirmiş Oluruz

Anne ve Kadını Belirli Bir Noktaya Taşıyabilirsek Toplumu Da Geliştirmiş Oluruz Anne ve Kadını Belirli Bir Noktaya Taşıyabilirsek Toplumu Da Geliştirmiş Oluruz

Tisva Mütevelli Heyeti Başkanı Aziz Akgül ile Yapımcı Nurdan Tümbek Tekeoğlu, “7 Bölge 7 Kadın” özel belgesel projesini Klass’a anlattı..

Kimi eşinden ayrılmış, kiminin eşi ölmüş çocuklarıyla ortada kalmış, kimi yoksulluktan komşularının yardımıyla varlığını sürdürebilmiş, kimi şiddet görmüş, kimi ise taciz görmüş. Ancak hepsinin ortak noktası yoksulluk ve çaresizlik… Mikro kredi ile tanışmalarıyla hayatları tamamen değişen 7 çaresiz kadın, artık üretmeye başlayacak, kendilerinin ve çocuklarının geleceği için para kazanacak, varlıklarını onurlu bir şekilde devam ettireceklerdi. Türkiye İsrafı önleme Vakfı’ndan (TİSVA) mikro kredi alarak kendi girişimlerini başlatan Türkiye’nin 7 farklı bölgesinden 7 farklı kadının hikayesini beyaz perdeye yansıtan “7 Bölge 7 Kadın” belgeseli, Medya Ton yapımcılığında ve Orhan Tekeoğlu yönetmenliğinde ele alınıyor. Gelir seviyesi düşük kadınlarımızın ihtiyaç duyduğu fonun geliştirilmesine katkı sağlamak amacıyla bu projeyi hayata geçirdiklerini söyleyen Tisva Mütevelli Heyet Başkanı Aziz Akgül ile Yapımcı Nurdan Tümbek Tekeoğlu, 18 yıldır kadınların kendi ayaklarının üzerinde durması adına çalışan TİSVA’nın bu özel belgesel projesini Klass’a anlattı.

AZİZ AKGüL: “Kadınları onurlu bir şekilde yoksulluğun üzerine çıkarmamız lazım. çünkü anne ve kadını belirli bir noktaya taşıyabilirsek toplumu da geliştirmiş oluruz. Hibe şeklindeki yardımlarla bunu sağlamamız mümkün değil. Dolayısıyla bu farkındalığı oluşturmak açısından bu gayretimiz her zaman devam edecek.”

 

Aziz Bey, Türkiye İsrafı önleme Vakfı olarak uzun yıllardır kadınlara kendi kendilerine gelir getirecekleri şekilde desteklerde bulunuyorsunuz. Şimdi bu başarılı kadınlar için Nurdan Tümbek Tekeoğlu ve eşi Orhan Tekeoğlu ile birlikte çok özel bir proje kapsamında belgesel filmi hayata geçiriyorsunuz. öncelikle bu çok özel projenin fikri nasıl oluştu öğrenebilir miyiz?

AZİZ AKGüL: Türkiye İsrafı önleme Vakfı 2003 yılından itibaren Türkiye’de yoksul kadınların kendi kendilerine gelir getirici faaliyette bulunmalarına yönelik olarak Nobel Barış ödülü sahibi Profesör Muhammed Yunus ile iş birliği içerisinde Türkiye Mikro Kredi Programı’nı geliştirdi ve uygulamaya başladı. Bugün itibariyle 64 ilde 96 şubede 185 binden fazla kadına 880 milyon lira kredi verdik. Teminat, kefalet, icra, mahkeme prosedürü olmadan geri dönüş oranı yüzde 100… Bizim mikro kredi uygulamasında gördüğümüz en önemli husus bu insanların hibe şeklindeki yardımlar yerine kendi kendilerine gelir getirici bir faaliyette bulunmalarıdır ve onların onurlu bir şekilde yoksulluğun üzerine çıkarılması adına çok önemli bir adım olduğunu fark ettik. Bugün itibariyle fiilen 36 bin kadına mikro kredi veriyoruz. 45 binden fazla kadın da mikro kredi bekliyor. Ancak Türkiye genelinde ihtiyaç sahibi olan ve kendi kendine gelir getirici faaliyette bulunması düşünülen sayı yaklaşık 4 milyon hane... Her haneden bir kişiye bu mikro krediler verildiği zaman 4 milyon kişi, her haneden 2 kişiye verildiği zaman 8 milyon kişi yapıyor. Şu anda yoksulluk sınırını düşündüğümüz zaman yaklaşık 20 milyon insan yoksulluk sınırının altında olduğu görülüyor. Bizler bu kişilere mikro krediler vererek belli bir noktaya getirmek istedik. Bu çerçevede Yapımcı Nurdan Tümbek Tekeoğlu ve Yönetmen Orhan Tekeoğlu ile bir araya geldik. Bu görüşme sonucunda mikro kredi faaliyetinin hem tanınırlığını hem de bu gelmiş olunan durumu anlatmaya yönelik olarak bir belgesel film yapalım istedik. Orhan Tekeoğlu gerçekten belgesel konusunda çok iyi bir noktaya gelmiş ve onlarca belgesel yapmış bir isim. Biz Nurdan Hanımdan, bu mikro kredi faaliyetlerini en yakından bilen şahıslar olarak bu belgeselleri yapmalarını arzu ettik. Şu anda belgesel filminin yapımı başlamış durumda. 7 bölgeden 7 çok başarılı ve daha önce hayatında hiçbir işi olmamış ama şimdi vergi levhası sahibi olmuş kadınların çekimleri yapılıyor. Nurdan Tekeoğlu da birçok film festivalinde bu filmin gösterimiyle ilgili çok büyük gayretler gösterdi. Londra’da, Moskova’da Kore’de ve yurtiçindeki birçok yerde filmimizin gösterimi olacak. Bu belgeselin amacı gelir seviyesi düşük kadınlarımızın ihtiyaç duyduğu fonun geliştirilmesine katkı sağlanmasını arttırabilmek. çünkü çok ciddi bir fon ihtiyacı var. Ama maalesef bunu sağlamakta ciddi bir şekilde zorluk çekiliyor. Dolayısıyla belki sosyal girişimcilerle iyilik yapmak isteyen insanlar bu yaşanmış olunan ve çok başarılı bir şekilde bir noktaya gelen bu insanlara destek olmaya devam ederler.

 

“7 Bölge 7 Kadın” belgeseli ne zaman vizyonda olacak?

A.A.: Aralık veya Ocak ayları gibi büyük bir gala yapacağız. önce İstanbul’da sonra da Ankara’da, İzmir’de, Adana’da olacak. 7 bölgede de gösterim yapacağız. Yurtdışında bir festival programında da olacak. Film dünyanın dört bir yanında dolaşacak. Bir televizyon kanalıyla da görüşüp yayınlatacağız. Filmde yer alan her kadın için 10’ar dakikalık bir belgesel anlatımı planladık ve bu sebeple 7 kadın için ortalama 70 dakikalık bir film olacak.

 

Peki, bu özel kadınları nasıl anlatacaksınız, neleri ön plana çıkartacaksınız?

NURDAN TüMBEK TEKEOĞLU: Aydın’da yaşayan bir kadın kasap işi yapıyor. Bakıldığı zaman kadın kasap daha önce duyulmamıştır. Bir diğer kadın ise Mersin’de demirci ustası. Binlerce kadını tek tek inceledik ve içinden 7 tanesini seçtik. Bunlar en ilginç hikayeler ve bunların Türkiye’yi harekete geçireceğini düşünüyorum. Demir ustası kadın, kasap kadın, Artvin’de dağda organik tarım yapan bir kadın… Ve bunların içinde bulundukları zor hayatlarını ele alıyoruz; boşanmış, şiddete uğramış, çocuklarıyla ortada kalmış olan kadınlar arasından seçildi. Ama bunlar hayata tutunup ayağa kalkmayı başarmışlar. 1000 TL gibi çok küçük paralarla başlamışlar. İnsanlar bu paraları bir gecede yemek masasında bırakabiliyorlar. Ama bu insanlar bu paralarla iş kurup sonrasında başarılı oluyorlar. Sonrasında da kadınlara verilen destekler artıyor. Bu kadınlar da haftalık geri ödemeler yapıyor. Gerçekten de çok başarılı bir sistem. 18 yıllık asker sistemiyle yönetilen bu vakfın ilk defa böyle bir filmi olacak. Ben bu filmin yapımcısıyım Orhan Bey de yönetmeni, TİSVA projenin masrafını karşılıyor. İşimizi severek yapıyoruz. çünkü filmin konusu çok ilginç. Kadın konusu son zamanlarda çok ciddi anlamda ön planda. İnşallah ortaya güzel bir şeyler çıkacak. Bunun yanında Klass Magazin de medya sponsorumuz, Metro Turizm destek sağladı, televizyonda da inşallah TRT’de gösterimi olsun istiyoruz.

 

Fotoğraflar: Mert Can Alşahin

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Ekim sayısında..