Aras Bey, siz gayrimenkul sektöründe bilinen önemli bir isimsiniz. Türkiye’de geçtiğimiz ay çok büyük bir deprem oldu ve insanlar yaşadıkları şehirleri değiştirmek zorunda kaldı. Sizce bu durum gayrimenkul sektörüne nasıl yansıyacak?
Gayrimenkul sektöründe eski evlerin artık bir geçerliliği kalmayacak. İnsanlar oturmak için yeni evlere talep gösterecek ve İstanbul’da oturan çoğu kişi daha çok Ege bölgesine doğru kayacak. Eski ev sahipleri bu evlerini satıp yeni evlere geçiş yapacak, yani eski evler değer kaybedecek ama kentsel dönüşüm olana kadar. Daha çok emekli ve belirli yaş üstü kesim de Ege ya da Akdeniz bölgesine gidecek.
‘EV ALACAKLARIN İMKÂNI VARSA BİLİNEN İNŞAAT FİRMALARINDAN EV ALMAYA ÇALIŞSIN’
Peki insanlar eski evlerin kötü olduğunu düşündüğü için mi yoksa eskidiği için mi bu durumlar yaşanıyor?
Eski evler eskidiği için şu an çoğu insanın aklından “Evim yıkılır mı, ben ölür müyüm, depremde ne olacak” bu gibi sorular geçiyor. Şu anda herkes eski evlerini elden çıkartıyor. Ama gayrimenkulle ilgilenen insanlar için aslında yatırım için bir fırsat bu. Bence yatırım yapacak kişiler eski evlerini satan insanlardan eski evleri alsın. 99 depreminde Yeşilköy’de 250 bin dolara satılan evler şu anda üç milyon bantlarında gidiyor. Ev bir ihtiyaç, ihtiyacı olan da yeni evlere yöneliyor ve tabi eski evini satmak istiyor. Ama fazla evi olup yatırım yapmak isteyenlere tavsiyem eski evleri alıp kentsel dönüşümü beklemeleridir. Çünkü her şey yenilendiği zaman giderek daha çok pahalılaşıyor. Şu anda bir kat sınırlaması bekliyoruz ve aynı zamanda da yeni olan betonların, kalitesinin daha da artacağını düşünüyoruz ve 9-10 şiddetine dayanıklı evlerin yapılacağını düşünüyorum. Aslında eski evler daha iyi bir şekilde yenilenecek, daha sağlam olacak. Aynı zamanda yatırımcılar için eski evler ideal fiyatlarda. Yeni evle eski ev arasında yaklaşık yüzde 20-25 oynarken, yaklaşık yüzde 50-60 aralarında bir fark çıkacaktır diye tahmin ediyorum. Yeni evlerin fiyatları daha çok yukarı gidecek, eski evlerin fiyatları stabil kalacak ya da biraz daha düşüş olacak. Acıbadem bölgesindeki sitelerde 25-30 bin TL olan 3+1 ev kiraları şu an 60 bin TL civarına dayandı zemini sağlam olduğu için. Yine şu anda herkes sağlam zemine gidiyor, yüksek katlı evlerden herkes kaçıyor. Tabi zeminde çok önemli sadece binada kurtarmıyor. Zeminin kaymaması lazım, belli bölgelerde zeminin kayma durumu var. İstanbul’da olan evlerin müteahhitleri zaten yıllardır bilinen markalar olduğu için yapı denetim ve kontrollerinde bir yanlışlık olacağını düşünmüyorum. Çünkü daha garanti, daha iyi ve daha denetimli oluyor. Mesela Kadıköy belediyesi hiçbir zaman yapı denetiminden şaşmaz, o bölge sağlamdır.
Hangi bölgeler kayalık zemine sahip?
Anadolu yakasında depreme en dayanıklı sağlam olan ilçelerden biri Kadıköy ve semtleri. Suadiye, Bostancı, Erenköy, Göztepe ve Feneryolu bu semtler arasında. İkincisi Tarabya bölgesi. Sarıyer depreme en dayanıklı ve en sağlam olan ilçelerden. Üçüncüsü Beykoz, dördüncüsü Beşiktaş/Bebek sahil. Beşincisi Pendik ve altıncısı da Ataşehir. Fatih, Suriçi, Avcılar, Bakırköy, Florya yıkım riski en yüksek ilçe olarak geçiyor. Kemerburgaz ve Zeytinburnu da riskli bölgeler içerisinde.
‘ÖZELLİKLE ORTA YAŞLI İNSANLAR İSTANBUL’DAN KAÇIP VİLLADA OTURMAK İSTİYOR’
Siz Ege bölgesinde özellikle Bodrum’da çok başarılı işlere imzanızı atıyorsunuz. Sizce Bodrum’a da insanlar taşınmak için gidecek mi?
Bodrum’da şu an beş bin konut yapan bir partnerimiz var. Bodrum özellikle pandemi itibariyle çok talep gördü, şu anda da daha çok talep görecek. Çünkü özellikle orta yaşlı insanlar İstanbul’dan kaçıp villada oturmak istiyor. Aslında Ege’de deprem bölgesi ama orada evlerin, yazlıkların yapıları gibi durumları avantajlı. Bodrum’da da insanlar markalı yapıları tercih ediyor. İstanbul’un ve Türkiye’nin en büyük firmaları şu anda Bodrum’da. Akyarlar, Yalıkavak ve Ortakent bölgesi daha sağlam yerler ve daha iyi bir zemine sahip. Bodrum insanlar tarafından çok tercih edilen bir bölge lakin Ayvalık da şu anda çok tercih ediliyor. Orası da zemin olarak sağlam bir bölgede kaldığı için ve Bodrum’a oranla biraz daha uygun fiyatlı olduğu için insanlar Ayvalık’ta villa hayatını tercih etmeye başladı. Çünkü iki katlı villada enkaz altında kalmakla bir apartmanda enkaz altında kalmak çok farklı durumlar. Tabi Allah yaşatmasın bu durumu ama sonuç olarak insanlar psikolojik olarak evim yıkılır mı sorusunu kendilerine soruyorlar. Şu anda maalesef bu noktadayız.
Binaların daha sağlam yapılması için sizce nelerin değişmesi gerekiyor?
Müteahhitlere son zamanlarda sertifikalar veriliyordu. Her önüne gelen Türkiye’de müteahhit oluyor ve bu yüzden buna da bir kısıtlama getirilmesi gerekiyor. Parası olup yanına bir mimar bir mühendis olan müteahhit oluyor fakat böyle olmaması lazım. Bence müteahhittin de mühendis olması lazım. Avrupa’da bu şekilde mesela. Bütün Avrupa’nın müteahhit sayısının oranına göre Türkiye’deki müteahhit sayısı onun 6-7 katı. Müteahhitliğin aslında kâr oranından çok artık insanların hayatlarını kurtarabileceği, insanlara hayat verebilecekleri bir meslek olması lazım.
İnstagram: arasseyrekoglu
Aras Seyrekoğlu
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.JPG)
.jpg)
.JPG)
.jpg)
