Biz Bugünün Mobilyalarını Yaparken Yarının Antikalarını Üretmeyi Hedefledik

Biz Bugünün Mobilyalarını Yaparken Yarının Antikalarını Üretmeyi Hedefledik Biz Bugünün Mobilyalarını Yaparken Yarının Antikalarını Üretmeyi Hedefledik

Asortie Mobilya Kurucularından Gafur Yılmaz, Asortie Mobilya’nın markalaşma sürecini ve sektörün gelişimini Klass’a anlattı.  

Asortie Mobilya Kurucularından Gafur Yılmaz, mobilya sektörünün duayen isimlerinden biri. Asortie Mobilya’nın geçmişten günümüze ulaşan başarısında yılların tecrübesi olduğunun altını çizen ve mobilya sektöründe yurt dışı ile entegre olunduktan sonra büyük bir gelişme ve büyüme sağlandığını belirten Gafur Yılmaz, markalaşmanın ve kurumsallaşmanın önemine değindi. Türkiye’nin mobilya sektöründe lokomotif bir ülke ve üretim kalitesinin standartların üstünde olduğunu, yaptıkları işlerin her zaman arkasında olduklarını ve en kaliteli, en iyi hammaddeyi kullandıklarını ifade eden Gafur Yılmaz ile sektördeki yeni hedefleri, gençlere tavsiyeleri ve markalaşmanın önemine dair merak edilenleri Klass okurları için konuştuk.

Gafur Bey, Mobilya ve dekorasyon sektöründe 50 yılı devirmiş bir duayensiniz. Türkiye’de sektörün gelişimi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mobilya sektörü çok önemli bir sektör ve lokomotif bir sektördür. Bu sektörün gelişmesi Türkiye’nin dışarıya açılması ile başladı. Yurt dışındaki fuarları, teknolojiyi, fabrikaları ülkemize getirterek dünyaya entegre olduk. Dışarıya fason işler yaptık. Fason işler yaparken problemler yaşadık. Kalite sıkıntıları yaşadık. Bunların hepsini aştık. Onlardan aldığımız teknoloji bizi ileri götürdü. Bizi yukarı taşıdı ve önümüzü açtı. Bizim için en önemli şey Türkiye’nin Dünya’ya açılması, dışarıdaki bilgiyi, teknolojiyi, üretimi görmemiz ve ülkemize entegre etmemiz. Mobilya sektörü başta olmak üzere; inşaat, turizm, otelcilik gibi alanlarda gelişmeler oldu. Otel ihtiyaçları, ev-ofis ihtiyaçlarını mobilya karşılıyor. Zenginleşme ile beraber villalar, yalılar alınarak ihtiyaca göre yeniden dekore ettirildiler. Biz bu ihtiyaçları karşılarken geliştik. Geliştikçe kabımıza sığamaz olduk. Bu durum yeni pazar arayışına girmemize neden oldu. Sonrasında Türki Cumhuriyetlere, Avrupa’ya, Amerika’ya, Afrika’ya, Orta Doğu’ya açıldık. Ve tek hedefimiz kaliteyi arayan insanlara ulaşmaktı. Çünkü bu insanlar her şeyi biliyor, beklentileri yüksek. Asortie olarak biz yüksek beklentileri standart hale getirdik. Bunu başardıktan sonra ortaya markalaşma kavramı çıktı.  Markalaşma ile beraber mimarlarla, dekoratörlerle çalışmaya başladık. Hayalini üretimle kaynaştıran insanlarla çalışmaya başladık. Bunların toplamı Türkiye’de mobilya sektörünü yukarıya çıkardı ve üretimimizi arttırdı. Müşteri profilimiz değişti ve önümüzü açtı. Türkiye mobilya sektöründe de birçok sektörde olduğu gibi lokomotif bir ülke olmaya başladı. Artık yüksek bir teknolojimiz var ve standartların üstünde daha iyi bir üretime sahibiz. Diğer ülkelerin ne istediğini biliyoruz ve buna göre üretim sağlayabiliyoruz. İş gücümüz, ustalığımız ve maliyetlerimizi çok daha iyi sağlıyoruz. Markalaştıkça ucuza mal ettiğimizi değerine satmamız gerektiğini anladık. Şu an da Türkiye’nin yeni hedefi markalaşmak ve üretimini dünya standartlarındaki değerine satmak. Gençlere tavsiyem markalaşmaları. Asortie başarısını bünyesindeki ustalarına, teknoloji yardımı aldığı üniversitelere borçlu. Bu insanların bilgileri ve donanımları ışığında istediğimizi yapabiliyoruz. Önce marka olmak, kurumsallaşmak lazım ve özelliklere gençlere yol açmak lazım. Biz şuna dikkat ediyoruz. Bize yol açacak, bilgi, teknoloji, finans sağlayacak insanlar bizim yolumuzu açabilir. Yetişmiş insanlarımız dünyaya entegre olmalı ve markalarını dünyaya taşımalı. Yeni hedefimiz bu olmalı.

Üretim kalitesini arttırmaya yönelik yapmış olduğunuz ar-ge çalışmaları nelerdir?
Biz ağaç ile çalışıyoruz. Ağaç canlı olan bir şey. Tabiat ile bütünleşirken en önemli şey bunların işlenmesi. Ağacın sanayiye kazandırılması için işlenmesi, biçilmesi, fırınlanması, enfiye edilmesi ve sonrasında dinlenmesi lazım. Burada bilgi ile beraber finansta devreye giriyor. Kalitemizi yükseltmek için kullandığımız malzeme seçimine çok önem veriyoruz. Kullandığımız ciladaki malzemelerden boyaya, en üzerinde kullandığımız yaprak altın, altın varaklardan her şeyin en iyisini kullanıyoruz. İpek, altın ya da lazım ise gümüş kullandık. Müşteri her şeyin en kalitelisini istiyor, bizde en kalitelisini sunuyoruz. Biz bugünün mobilyalarını yaparken yarının antikalarını üretmeyi hedefledik. Marka olmadaki en büyük hedefimiz budur. İnsanlar mobilya alırken rastgele mobilya almıyor, yaşam standartlarına göre kullanışlı, güzel, dayanaklı mobilya tercih ediyorlar. Biz bunların hazırlığını yapıp buna göre çalışıyoruz.

Asortie Mobilya’nın markalaşma sürecindeki başarısını neye borçlusunuz?
Asortie Mobilya’nın başarısı yılların verdiği bir tecrübeye ve aile işi olmasına bağlı. Tecrübe ve üretime sahibiz ama bu yetmiyordu. Kurumsallaşmayı, finansı, bilişimi bilen insan ihtiyacımız vardı. Kurucu ortaklarımız arasında yer alan Murat Erat, bilgisi, eğitimi ve becerisi ile finansı, kurumsallaşmayı ve marka olmayı başlatan kişidir. Projeler ve ihtiyaçlar büyüyor ama üretimi yapacak, üretim bandını takip edebilecek, yönlendirme yapacak ve eğitecek, atölyeden fabrikaya geçişi sağlayacak kişi Asortie Mobilya Kurucularından Feyyaz Anlı’dır. Ekip olarak bir olduk ve yaptığımız işlere inandık. Hata yapmaktan ve düşmekten korkmadık. Bizimle beraber yola çıkan insanların eğitimini, yaşam standartlarını yükseltmek için uğraştık. Pandemi sürecinde sıkıntılar yaşadık ama hiçbir çalışanımızı, ustamızı işten çıkarmadık. Bu süreçte normal yaşam standartlarını sağlamaya devam ettik. Bu bize büyük bir ivme kazandırdı. Normal sürece geçtiğimizde daha büyük bir özveri ve fedakarlıkla çalıştılar. Global bir kriz sürecinin içerisindeyiz. Dubai, Odessa, Sırbistan gibi iş yaptığımız birçok ülkede global bir kriz var. İyi günde kötü günde hep beraber olduk ve böyle olmaya devam edeceğiz. Kadrolarımızda yeni eğitimli gençlere yer vereceğiz. Gençlere fırsat vererek markamızı üst noktalara taşımalarına olanak sağlayacağız. Başarımızın en büyük nedenlerinden biri de bu doğrultuda sahip olduğumuz vizyon anlayışıdır.

Mobilya sektöründe, Asortie Mobilya olarak birçok başarıya imza attınız ve ödüle layık görüldünüz. Aldığınız ödüllerden bahsederek sizi bu başarıya ulaştıran faktörleri anlatabilir misiniz?
Müşteri bizim kralımızdır. Krallar bizi geleceğe taşıyor. Krala zevkimizi satamayız, ancak kralın zevkine ve ihtiyacına göre üretim yapabilir ve satabiliriz. Bizim en büyük zenginliğimiz bu. Müşterilerimizi iyi seçtik. Seçtiğimiz müşteriler bizi her zaman yukarıya çıkardılar. Bize referans oldular ve yol açtılar. Birçok ülkedeki müşterimiz bizim dostumuz oldu. Devletlere güzel projeler yaptık. Bizi yöneten kişilerin yurt dışına gittiği zaman anlaşmalarını bizim masalarımızda, mobilyalarımızda yapıyor olmaları çok gurur verici ve bu çok hoşumuza gidiyor. En büyük ve en önemli hedefimiz kralımıza hizmetin en iyisini sağlamak ve kalıcı olmak.

Yurt dışında çok önemli projeleri hayata geçirdiniz. Yurt dışı projelerinizin markalaşma yolunda size ne gibi katkıları oldu?
Yurt dışında özellikle mimarlarla yani sanatkâr ruhlu insanlarla bir araya geldik. Onlar ülkeyi tanıyor ve o ülkenin zevklerini biliyorlar. Hangi amaçlarla nasıl bir ürünün kullanılacağını biliyorlar. Bize bu anlamda kolaylık sağladılar. Yurt dışına her zaman gidemiyoruz bu yüzden orada da bizimle aynı pencereden bakan, beraber aynı hedefte olduğumuz insanlarla iş birliği yapıyoruz. Beraber iş yapıyoruz ve bizi hep ileri götürdüler. Devamlı bir iş birliği içerisindeyiz. Yurt dışındaki en büyük başarılarımızdan biri budur. Yaptığımız ürünlerin hep arkasında olduk. Lojistikte karşılaşılan sorunlara çözümler sunduk. Müşterimize, ürünümüze, markamıza sahip çıkmamız müşteri için bir güven kaynağı oldu. Projeleri büyük zorluklarla yapıyoruz. Projeleri teslim ederken müşteri memnuniyetini görmek bize büyük bir cesaret veriyor. Ödüllü bir mobilya markası olmak yeni görevler ve sorumluluklar yüklüyor. Bu durum bizi kamçılıyor. Asortie Mobilya olarak yeni ödüllere talibiz. Bunun için daha çok çalışacağız, gayretimiz bu yönde olacak.

Gelecek nesillere ve bu sektörde ilerlemek isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Mobilya çok canlı ve insanlarla iç içe olduğumuz bir sektör. İnsanların yaşam alanları ve standartları yükseldikçe sizde yükseliyorsunuz. Gençlere en büyük tavsiyem işlerini sevmeleri ve işlerine önem vermeleri. Yurt dışında ve yurt içinde başarılı olmak istiyorlarsa mobilya sektörü iyi bir basamaktır. Bu basamağı atlama taşı olarak kullanırlarsa hedeflerine çok rahat ulaşabilirler.


 

Gafur Yılmaz

Biz Bugünün Mobilyalarını Yaparken Yarının Antikalarını Üretmeyi Hedefledik Gafur Yılmaz
Biz Bugünün Mobilyalarını Yaparken Yarının Antikalarını Üretmeyi Hedefledik Gafur Yılmaz
Biz Bugünün Mobilyalarını Yaparken Yarının Antikalarını Üretmeyi Hedefledik Gafur Yılmaz