2003 yılında Yusuf Şimşek ve İsmail Hakkı Altun'un bir araya gelerek güç birliği yapmasıyla kurulan Ofton İnşaat, başarılı ‘Konsept İnşaat Projeleri’ ile tanınıyor. Ofton İnşaat, kendi mülkleri olan Taksim Elysium’un başındayken çalışmalarından memnun kaldıkları ve Ofton İnşaat Grup Başkanlığı görevine getirdikleri Yusuf çavdar ile turizm sektöründe daha da büyük bir atılımlar içerisinde. Grubun son otel yatırımlarından biri olan Double Tree by Hilton Piyalepaşa etkileyici özellikleriyle dikkat çekiyor. Lokasyon olarak Taksim, Cihangir, Şişli, Nişantaşı, Haliç, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi ile Boğaz Köprülerine olan yakınlığı ve yenilikçi mimarisiyle tüm dikkatleri üzerine çeken Double Tree by Hilton Piyalepaşa’nın yanı sıra eski adıyla Rakkas yeni adıyla Grand Imperial’ı açan Ofton İnşaat, yeni projelerine hız vermeden devam ediyor. “Krizler insanlara çok şey öğretir, önemli olan karalar bağlamadan hayatı devam ettirebilmektir” diyen başarılı CEO Yusuf çavdar, Double Tree By Hilton Piyale Paşa Otel başta olmak üzere, otellerini rakiplerinden ayıran özelliklerini, başarı hikâyelerini ve Ofton İnşaat Turizm Grubu olarak gelecek planlarını Klass’a anlattı.
- “Ofton İnşaat’ın turizm yatırımları yeni olmasına rağmen üç tane otelimiz var. Double Tree By Hilton Piyalepaşa, The Elysium Istanbul - MGallery by Sofitel ve İbis Styles Taksim otellerimizin yanı sıra Bodrum’da hali hazırda iki tane daha projemiz var. Şu an ismini söylemeyeyim ama çok güzel bir koy’un içerisinde olacak. Ayrıca en son olarak da Nakkaştepe’deki eski Rakkas olarak bilinen bir eğlence bölgesini Grand Imperial olarak Temmuz ayı sonunda açtık.”
- “Ofton İnşaat Yönetim Kurulu Eş Başkanları Yusuf Şimşek ve İsmail H. Altun çok değerli ve vizyon sahibi işadamları. Klişeleşmiş müteahhit mantığında olmayan çok değerli büyüklerimiz. Dolayısıyla bende bu grubun ve bu enerjinin içinde yer almaktan sonsuz mutluluk duyuyorum.”
- “Double Tree By Hilton Piyalepaşa ayrıcalıklı bir lokasyonda yer alıyor. Uluslararası Lütfi Kırdar Kongre Merkezi ve Haliç’e beş dakikalık mesafede yer alıyor. Bu önemli, çünkü büyük toplantı grupları geldiği zaman bütün müşterilerini aynı otelde yatırmak istiyor. Biz 214 oda ve 458 kişi kapasiteli büyük bir oteliz.
Yusuf Bey, bir süre önce Ofton İnşaat Turizm Grubu Başkanı oldunuz. Bu göreve geçişiniz nasıl oldu?
Ofton İnşaat Yönetim Kurulu Eş Başkanları Yusuf Şimşek ve İsmail Hakkı Altun, Rixos Otelleri’ndeyken kendi mülkleri olan Taksim Elysium otelimizi işletirken tanıştım. Sanırım bıraktığım izlenimden dolayı benimle tekrardan çalışmak istediler ve Ofton Ailesi’ne katıldım. Burada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.
Ofton İnşaat’ın turizm yatırımlarından biraz bahseder misiniz?
Ofton İnşaat’ın turizm yatırımları yeni olmasına rağmen üç tane otelimiz var. Double Tree By Hilton Piyalepaşa, The Elysium Istanbul - MGallery by Sofitel ve İbis Styles Taksim otellerimizin yanı sıra Bodrum’da da hali hazırda iki tane projemiz var. Şu an ismini söylemeyeyim ama çok güzel bir koyun içerisinde olacak. Ayrıca en son olarak da Nakkaştepe’deki eski Rakkas olarak bilinen bir eğlence bölgesini Grand Imperial olarak Temmuz ayı sonunda açtık. M Gallery By Sofitel ve İbis Styles otelleri dünyanın en ünlü otel markalarını bünyesinde bulunduran Accor Grubu’nun üst segment markaları arasında yer alıyor. Yakında hizmete girecek olan Bodrum projelerimizin yanı sıra Şişli Bomonti’de yer alan 36 katlı Bomonti Art binamız için dünyanın önemli kuruluşlarıyla görüşüyoruz. Bu projemizin uzun vadeli konaklamalara yönelik hizmet vermesi planlanıyor. Devam eden inşaatlarımızda yer alan üç dört bloktan birini yine aynı konseptte hizmete sokmayı planlıyoruz. Son olarak hizmete giren Grand Imperial’de ise düğün, toplantı, etkinlik özel davetlere ev sahipliği yapıyor olacağız. Açılışımızı 27 Temmuz’da ilk eventimizle birlikte yapmış olduk. Buranın da dekorasyonu inanılmaz güzel oldu ve Grand Imperial’in İstanbul eğlence dünyasına ayrı bir renk katacağını düşünüyorum.
“OFTON İNŞAAT’IN ORTAKLARI YATIRIMLARIYLA İNŞAAT VE TURİZM SEKTöRüNE HAREKETLİLİK KATIYORLAR”
Yani Ofton Grubu inşaat yatırımlarının yanı sıra turizmde de ciddi atılımlar içerisinde…
Ofton İnşaat Yönetim Kurulu Eş Başkanları Yusuf Şimşek ve İsmail H. Altun çok değerli ve vizyon sahibi işadamları. Klişeleşmiş müteahhit mantığında olmayan çok değerli büyüklerimiz. Dolayısıyla bende bu grubun ve bu enerjinin içinde yer almaktan sonsuz mutluluk duyuyorum. Farklı bir bakış açıları var ve bu bakış açılarıyla iç piyasayı hareketlendirme adına çok güzel atılımlar yapılıyorlar. Yatırımlarıyla inşaat ve turizm sektörüne hareketlilik katıyorlar. Hiçbir zaman karaları bağlamadan yenilikler yapıyorlar ve yaptıkları yeniliklerin arkasında duruyorlar. çok değerli bulduğum iki ortak akılla bir arada çalışmaktan dolayı da büyük mutluluk duyuyorum.
Başarılı bir turizm yöneticisi olarak iş hayatınızdaki felsefeniz ve başarı kriterleriniz nelerdir?
Ben hep yeniliklerin peşinden koşmuşumdur. Biraz risk almasını severim ama akıllıca alınan riskleri severim. Klişe yapılan veya herkeste var olan şeylerin kendi kişiliğim tarafından beğenilmediği gibi müşteri tarafından da beğenilmediğini düşünüyorum. Bugün günümüzdeki otel yatırımlarının tümünün birbirlerine benzediğini görüyoruz. Aynı görünüm sergiledikleri gibi fiyat-fayda dengesi yaratacak hiçbir özellik sunmuyorlar. Dolayısıyla bizler fiyat-fayda dengesinde bir şeyler sunmazsak acenteler bizi tercih etmezler. Bazen “Bölgen iyi değil.” şeklinde yorumlarla karşılıyoruz. Söz konusu İstanbul gibi bir şehir için böyle bir lafın edilmesi sizce ne kadar normal? İstanbul’da bölgenin iyi olmaması gibi bir nokta kaldı mı? Bugün 10 sene evvel İstanbul’un en ücra köşesi olarak görülen yerlerde süper lüks konutlar yapılıyor. Her ne kadar uluslararası pazarda sesli olarak söylenmese de İstanbul büyük bir dünya başkenti. Dolayısıyla bu tip yorumları kabul etmiyorum ve onlara yaptığımız yeniliklerle, elde ettiğimiz başarılarla cevap veriyoruz.
İstanbul’un turizm konusunda ciddi anlamda hakkının yendiğini söyleyebilir miyiz?
Geçen yıl verilere göre 26 milyon kişi İstanbul’a gelmiş. Ama baktığınız zaman İstanbul uluslararası medya kuruluşlarında hep aynı metinlerle tanıtılıyor. Kapalıçarşı, Sultanahmet ve boğaz üçlüsünden bahsediliyor sadece. Sanki başka yeri yok İstanbul’un. Mesela Alışveriş noktasında ciddi bir lokasyon İstanbul. Bugün Alışveriş merkezleri kendi kanallarıyla Ortadoğu marketlerinde ciddi tanıtımlar yaptılar. Dolayısıyla bir ilgi odağı haline geldiler. Ama bizler bir otel olarak veya bir turizm şirketi olarak hala İstanbul’u belli yerlerden ibaretmiş gibi tanıtıyoruz. Dolayısıyla İstanbul’u anlatırken insanlara tam bir bütünlük halinde sunmalıyız. Turizm anlamında daha güzel hizmetler vermeliyiz. Mesela Paris’te Sen Nehri’nde bir tekneye 40 Euro vererek biniyorsun. Ama İstanbul boğazı gibi harika bir yerde bir kişiyi tekneye 40 TL’ye zor bindiriyorsunuz. Pahalı diyorlar. Dolayısıyla tanıtımlarımızı iyi bir şekilde yapıp fiyat-fayda dengesini sunmamız gerekiyor. çünkü İstanbul bunu hak ediyor.
Ofton Turizm Grubu’nun yarattığı farklılıklardan bahsedebilir misiniz?
Ofton olarak şu an bir Bodrum projemiz var. çok değişik bir konseptle hizmet vereceğiz. Hem bölge özel bir bölge hem de özel bir mimari gerektiriyor. Ve bizde farkımızı ortaya koyacağız. Bu farklılığa bir örnek vermek gerekirse The Elysium Istanbul - MGallery by Sofitel projesinden bahsedebiliriz. Türkiye’nin tek loft tipi oteli... En küçük oda 65 metrekare. Bugün diğer oteller 65 metrekareleri executive suit olarak satıyor ve ben onu junior suit olarak yani alt kategorim olarak satıyorum. Mesela; üst katta yatıyorsun alt katta 50 metrekarenin içerisinde rahat rahat oturuyorsun, valizlerin ayağının üstüne gelmiyor. üst kata küçük loft dediğimiz yere girerken özel banyon, yatağın, muhteşem bir manzaran var. Biz bu yeniliği orada tutturduk. Double Tree By Hilton Piyalepaşa otelimizdeki yenilik ise tamamen servis yeniliği. Diğer otellerin adisyon açarak parayla verdiği servisi biz para almadan veriyoruz. İbis Styles da ne yaptık? Türkiye’de hiç dört yıldızlı İbis Otel yoktu. İbis düşük bütçeli otel görüntüsü sunuyor. Ama biz İbis ailesinin en şık otelini ve dört yıldızlısını yaptık. İbis Styles’ın içerisi tamamen modern dekore edildi. Dekorasyonuyla fark yaratan otelin dünyada pek çok örneği var ve bu otellere genelde entelektüel kesim ilgi gösteriyor. Dolapdere’de yer alıyor ve inanılmaz bir lokasyonu var.
“DOUBLE TREE BY HİLTON PİYALEPAŞA AYRICALIKLI BİR LOKASYONDA YER ALIYOR”
Biraz da Double Tree By Hilton Piyalepaşa’dan bahsedersek bu otelin yarattığı farklılık nedir?
Double Tree By Hilton Piyalepaşa ayrıcalıklı bir lokasyonda yer alıyor. Uluslararası Lütfi Kırdar Kongre Merkezi ve Haliç’e beş dakikalık mesafede yer alıyor. Bu önemli, çünkü büyük toplantı grupları geldiği zaman bütün müşterilerini aynı otelde yatırmak istiyor. Biz 214 oda ve 458 kişi kapasiteli büyük bir oteliz. Ayrıca buradan her yere ulaşım çok kolay. İsteyen misafirimiz, Taksim, Pera, Galata, Cihangir gibi kalabalık ve turistik lokasyonlara taksi ile iki dakikada, köprülere ise 7 ila 16 dakika da gidebiliyor. Dolapdere’nin önümüzdeki beş yıllık planda inanılmaz bir önemi olduğu ortaya çıkacak. Bulunduğumuz lokasyonda birçok inşaat firması şu anda projelerini hayata geçiriyor. Biz aynı zamanda eski İstanbul dediğimiz Nişantaşı, Teşvikiye, Şişli, Osmanbey, Bomonti, Feriköy, Kurtuluş gibi ana bölgelere ve alışveriş noktalarına çok yakınız. Dolayısıyla Double Tree By Hilton Piyalepaşa’nın ismi veya bölgesi bu yüzden benim için çok doğru bir nokta. Mimari açıdan da çok şık bir otel. Zaten bizim konsept otellerimiz çok farklı. çünkü çok yenilikçi ve vizyonu geniş genç mimarlarla çalışıyoruz. Mimarlığın zaten ana temeli de bu değil midir? Yenilikçilik. Bir de projelerimiz bulunduğumuz bölgedeki tarihi dokuya ve çevreye verdiğimiz rahatlıktan ötürü de başarılı bulunuyor. Bizim genel olarak otellerimiz yenilikçidir. Ama deli yenilikler, çılgın yenilikler yapmıyoruz. Ofton Turizm Grubu olarak konjonktüre uygun yenilik yapıyoruz. Kaliteye yatırım yapıyoruz. Mesela en son yapılan otelimiz Double Tree By Hilton Piyalepaşa otelimizde duvarlarımızı boyayla, resimle, camla kaplamadık; çiçekler ve çimenler koyduk. Kaç tane otelde çimen var duvar da? Ve yukardan özel bir sulama sistemiyle o çimenler yemyeşil bir görüntü alıyor. Görünüşümüzle, hizmet kalitemizle, iş arkadaşlarımızla fark yaratıyoruz.
Birçok önemli turizm grubunda üst düzey yöneticilik yaptınız. Şimdi ise tecrübenizi Ofton Turizm Grubu’na aktarıyorsunuz. Peki, burada ne gibi çalışmalar yapacaksınız?
önümüzde kısa ve uzun vadeli olmak üzere iki plan var. Uzun vadeli planda tamamen, büyüyen Türkiye’de ve büyümesini beklediğimiz turizm alanında biz de beklemesini bilmek durumundayız. Ama aslında bu durum kısa vadeli projeler için de geçerli. çünkü şu an içinde bulunduğumuz dünya ekonomisinde markamıza zarar vermeden ve kaliteden ödün vermeden beklemek zorunda olduğumuz bu süreyi cepteki nakdi harcamadan mutlu ve sağlıklı bir şekilde geçirmemiz gerekiyor. Benim hedefim ise Ofton İnşaat’ın gelecek beş yıllık planlaması içerisindeki atılımları doğru zamanda yapmaya başlamak. çünkü şu anda hadi şunu yapalım, hadi bunu yapalım demekle olmuyor. çünkü şu an dünya bir krizde ve bu nedenle herkes nakdini cebinde tutmak istiyor. O yüzden kısa vadeli planda da yapılması gereken tek şey, bu sıkıntılı devreyi hiç kimseye hissettirmeden geçirmek için, doğru satış, doğru hizmet, doğru servis ve doğru ilişkilerle bu süreyi tamamlamak. Bu sektör dünya var oldukça var olacak bir sektör. Şu dönemde yaşananlarda geçici bir dalga ve bu dalgalardan öğreneceğimiz çok şey var. Krizler insana, ‘kriz nasıl yönetilir, krize nasıl dayanılır, krizden nasıl çıkılır, krizlerde elverişli yatırımlar çıkabilir ve bunlara nasıl sahip olabilirizi öğretir.
“BAZI ACENTALAR FİYATLARI DüŞüREREK ASLINDA İSTANBUL’UN FİYATINI DüŞüRüYORLAR”
Dünyada ve Türkiye’de yaşanan olaylardan ötürü turizm sektöründe bir kriz yaşanıyor. Siz kendi bünyenizde bu krizi nasıl yönetiyorsunuz? Acenteler size bu konuda yardımcı oluyor mu?
Şu an ki bütün acenteler ve satış kanallarının direkt söylediği tek söz şu: “Ah İstanbul’da Taksim’de, hava alanında bomba patladı!” Bugün dünyanın her yerinde bomba patlıyor. Lübnan’da leblebi gibi bomba patlıyor ama otellerin hepsi dolu. Bu bir kriter ama yok olmak için bir kriter değildir. Ama maalesef satış kanallarımızı destekleyen arkadaşlar bunu bir pazarlık maddesi olarak kullanarak benim fiyatımı aşağıya düşürerek aslında İstanbul’un fiyatını düşürüyorlar. çok özür diliyorum ama ben İstanbul’da 9 dolara oda satıldığını hiç duymadım ve ben doğma büyüme İstanbulluyum. Fakat bugün ismini zikretmek istemeyeceğim acenteler “İstanbul’da 9 gün 90 dolar” diye internetlerinden satış duyurusu yapıyorlar. Bu aslında ülkeye yapılmış bir ayıp. Biz ülkemizi böyle ucuzlaştırmamalıyız. Satış kanallarının sahipleri de ajıtasyon ile bu bombaları kullanarak bizim fiyatlarımızı aşağı düşürmesinler. Neymiş bomba patlıyor diye İstanbul’a kimse gelmiyormuş. Fransa’da da bomba patladı ertesi hafta oteller fulldü. Belçika hava alanında bomba patladı; 12 gün sonra açıldı. Bizim devletimiz 5 saat sonra açtı. Dünyanın hiçbir yerinde ölümlerden sonra üç günden fazla yas tutulmuyor. Bir iş yerinde çalışıyorsunuz, bir yakınınızı kaybettiniz size en fazla vereceği izin üç gün. üç gün yas izni verdikten sonra hayatınız devam ediyor. Ama biz onu pazarlık maddesi olarak çok kullanıyoruz. Ah bomba patladı ülkeye turist gelmiyor, Rusya’yla aramız iyi değil Ruslar gelmiyor. Peki, bizim bir tek satış kanalımız Rus marketi mi olmalı? Bakın bunu tekstil çok yaptı. Laleli diye bir piyasa vardı onu bitirdiler, tek bir kanala yönelmeyeceksiniz. Dünyanın en büyük yatırım şirketleri de hep sepet yatırımlar yaparlar. Hep sepetin içinde elma da vardır, pirinç de vardır, yumurta da vardır, gayrimenkul de vardır.