Gastronomi turizmi artık dünyada yükselen bir trend. Türkiye’ye seyahat eden turistlerin de yüzde 88’i destinasyon tercihlerinde iyi yemeğin önemine vurgu yapıyor. Gastronomi Turizmi’ni Türkiye’de ilk kullanan kişi olan Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, ülkemizin değerlerini yabancıların da keşfetmesi hedefiyle devam ettiği yolda önemli çalışmalara imza atıyor. Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, Gastronomi Turizmi kavramını ülkemize nasıl kazandırdığını, derneğin faaliyetlerini ve gelecek hedeflerini Klass okurları için anlattı.
Gürkan Bey öncelikle sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?
1970 İzmir Karşıyaka doğumluyum. Yaşar Holding Turizm Grubu Başkanlığı, Bintur, B&B Company, Köpekle Tatil, Amerika’da Doğum markalarının kurucusuyum.Yaklaşık 30 senelik turizmciyim. Türsab’da Gastronomi Turizmi komitesi kurucusuyum.
Gastronomi Turizmi kavramını ülkemize kazandıran ilk kişi sizsiniz. Peki nedir Gastronomi Turizmi?
Yaklaşık 7 yıl önce gastronomi ve turizm kelimelerini birleştirerek Gastronomi Turizmi’ni ilk kullanan kişi olarak amacım; ülkemizin değerlerini yabancıların da keşfetmesi idi. Fakat bu turizm hareketini Bakanlık Turizm Şurasında bir turizm çeşidi olarak kabul ettireceğim aklıma gelmemişti. Ardından başta Türsab olmak üzere tüm turizm sivil toplum örgütleri sahiplenmeye başladılar. Aslında kelime anlamı olarak bir yerden farklı bir yere sadece yeme içme tadımlama ve lezzet için yapılan seyahat anlamına gelmektedir.
Gastronomi anlamında zengin bir ülkeye sahibiz. Türk gastronomisini dünyaya tanıtmak amaçlı bir dernek kurdunuz. İlk yıllara gidecek olursak derneği kurarken etrafınızdan ne tepkiler aldınız? Bugün çalışmalarınızda ne durumdasınız?
Derneği üç kişi ile kurduk, şimdi 1000’den fazla kişi ve kurum üyemiz. İlk başta İstanbul Sortie’de kuruluş etkinliğimize tüm turizm camiası iştirak etti. Ama kurulmadan önce karşı çıkan çok kişi ve kurum oldu. Daha başta Türsab’ın içinde Kültür Komitesi Başkanı “Ne gerek var.” dedi. O süreçleri atlatmamız 2 yıl sürdü. Ama sonunda ülkemizin değerlerini aktarmanın ve gastronomi turistini çekmenin sayısal verilerle avantajlarını aktarınca bu konuda herkes bizimle mutabık oldu.
Derneği kurup faaliyetlere başladığınız ilk yıllardan bu yana gastronomi turizmi ülkemize gelir anlamında ne kadar fayda sağladı?
Bu sene belirlenen hedef 12 milyar USD. İlk etapta kimsenin bu gastronomi turizmini ölçümleme gibi bir mantığı yoktu. Şu an ülkemizde bizim yaptırdığımız araştırma ile artık ölçümlenmektedir. Gastronomi turisti normal turistten 1.5 kat fazla para bıraktığı 7 şehirde deneklerle ispatlanmış durumdadır.
Kalite Derneği’yle birlikte restoranların derecelendirilmesiyle ilgili çalışmalar gerçekleştirdiniz. Bu derecelendirme sisteminin müşteriye ne gibi artıları olacak?
Kalite Derneği restoran derecelendirme konusunda bize rapor hazırladı ve sistemin nasıl işlemesi gerektiğini aktardı. GTD’nin prestij projelerinden biri olan bu projenin detaylarını yakında basına aktarıyor olacağız. Ama en önemli fark, Gizli Denetleme olan tek sistemdir. Müşteri gerek yazılımdan gerek web’den gerekse restoran kapısından mekan puanına bakarak girecektir. Bugün booking puanını nasıl görebiliyorsak burada da şeffaf olacaktır. İlk etapta 250 gizli denetmenle sistem başlıyor.
İşiniz gereği gezip gastronomisini keşfettiğiniz ülkelerden aklınızda kalan bir anınızı paylaşır mısınız?
Gastronomi turizmi çerçevesinde dünyanın en önemli restoranlarında yemek yeme imkanım oluyor. Bu sebeple en son San Sebastian’da bize 22 course tadım menüsü sonunda dünyanın en iyi yemeği diye Bergama Tulumu ve Trabzon Vakfıkebir ekmeği sunmuşlardı. Bu Mugaritz Restoran’daki anım hiç aklımdan çıkmıyor. Hatta kitabımda da yazdım. Keşke biz değerlerimizin farkında olabilsek.
Şu anda Türk gastronomisinin uluslararası platformdaki yeri nedir?
Yurt dışında maalesef güvenlik algısında 44. sıradayız. Ama Türkiye’nin dünyanın en iyi 3 mutfağı arasında gösterilmesi için çabalarımız sürmektedir. Bana sorarsanız dünyanı en iyi mutfağına sahibiz.
İleriye yönelik hedef ve projelerinizden bahseder misiniz?
Gastronomi Köyü projemiz başladı. Sarıyer’de 100 dönüm bir arazi içinde ülkemizin değerlerini ve yemeklerini sunacağımız bir köy yapıyoruz. Gastronomi Köyü ile Türk mutfağını tanıtacağız. Bunun haricinde 2020’de Dünya Yoğurt Konferansı gerçekleştireceğiz. Restoran derecelendirme ve Türkiye Lezzet Haritası da yakın zamanda bitecek.