Elif Hanım, bize biraz HIV ve AIDS hastalıklarının ne olduğundan bahsedebilir misiniz?
HIV, kan ve cinsel temas ile bulaşan, insanda bağışıklık yetmezliğine neden olan bir virüstür. HIV bulaştıktan sonraki ilk 72 saat içinde hücre DNA’sına entegre olarak onun bir parçası olmaktadır ve bu şekilde zamanla insan hücresi çoğalırken virüsü de üretmeye başlar. HIV’de bağışıklık sistemimizin ‘orkestra şefi hücresi’ olan CD4 T lenfositleri etkilenerek zamanla sayıları azalmaktadır. Bu hücre grubu görevini yapamadığında bağışıklık sistemi ‘yönetilemeyen bir orkestra’ gibi uyumsuz çalışmaktadır. Sonradan kazanılmış Immun Yetmezlik Sendromu (AIDS), CD4 T lenfositlerin sayıca çok azalması ile gelişir. Hastalığın son evresinde ise maalesef infeksiyonlar ve kanser gelişimi gözlemlenir.
HIV nasıl bulaşır? Bu konuya dair alınabilecek önlemler var mıdır?
HIV sağlık çalışanlarının yaralanması, steril olmayan girişimlerle dövme, piercing, kulak deldirme gibi işlemlerle ve cinsel yolla bulaşır. Günlük ilişkilerle bulaş göstermez. HIV ‘1 kez korunmasız cinsel temas’ ile ya da mesleki maruz kalmayla (iğne batması) bulaşabilir. HIV pozitif biriyle cinsel temas ya da mesleki yaralanmalarda ideal olarak ilk 6 saatte en geç 72 saatte başlayarak 28 günlük tedavi ile bulaşma büyük ölçüde önlenebilir. HIV bulaştıktan sonraki 72 saat içinde insan hücre DNA’sının bir parçası olmaktadır. Bu nedenle bulaşma sonrası tedavi için ilk 72 saatte harekete geçmeniz çok önemlidir. Verilen ilaçların çok sayıda yan etkisi olup, gereksiz kullanımda direnç gelişebileceği de akılda tutulmalı ve bu yüzden mutlaka Enfeksiyon Hastalıkları uzmanları tarafından takip edilmelidir. En iyi önlem ise kondom kullanımıdır.
HIV hangi testler ile saptanır ve belirtileri nelerdir?
Tarama testi olarak anti HIV1-2 bakılmaktadır. Ancak bu test bir antikor testi olduğu için infeksiyonun erken dönemlerinde negatif çıkabilmektedir. Şüphe var ise mutlaka Enfeksiyon Hastalıkları uzmanları tarafından tetkikler istenmelidir. 10-20 gün sonra yüksek ateş, boğaz ağrısı, ishal gibi genel infeksiyon belirtileri ile seyreden bir hastalık oluşmaktadır. Bu durumda da genellikle tanı konmadan atlanmaktadır. Bu hastalık tablosu iyileştikten sonra yıllarca hiçbir belirti vermeden sinsice devam edebilmektedir. Zamanla bağışıklık sistemindeki hücre sayısı çok düşünce kişide kilo kaybı, ağızda yaralar, sık sık hastalanma, ishal gibi bulgular ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle çoklu cinsel partnerli kişilerin Enfeksiyon Hastalıklarına belli aralıklarla HIV testlerini yaptırmaları gerekir.
HIV’in tedavisi veya aşısı var mı?
Virüsün hücrelere girişini, çoğalmasını, hücrenin DNA’sına kaynaşmasını ve hücreden çıkışını engelleyen ilaçların birlikte kullanımı ile HIV infeksiyonları, AIDS tablosu gelişmeden takip edilebilmektedir. HIV ömür boyu tedavi ve takibini gerektiren bir infeksiyon hastalığıdır. Tedavi devam ettiği sürece HIV RNA’sı kanda saptanamaz düzeye inmekte, böylece bulaştırıcılık bitmekte ve sonraki aşama olan AIDS gelişmesi engellenmektedir. Bu hastaların muhakkak yılda 2-4 kez takiplerinin yapılıp tedavinin başarısı ve yan etkileri kontrol edilmelidir.
Elif Hanım, HIV pozitif kişiler ne yapmalı?
HIV pozitif kişilerin tedavilerine özenle devam etmeleri ve başka bir cinsel yolla bulaşan hastalık kapmadan yaşaması gerekmektedir. Farklı enfeksiyonlar birlikte olduğunda tedavi süreci zorlaşmaktadır. Tedavinin başarısı ve yan etkileri yönünden Enfeksiyon Hastalıkları uzmanları tarafından sıkı takipte olmaları önemlidir.
İnstagram: istanbulcerrahi