İletişim Danışmanlığında Önemli Olan Haberi Parlatmak ve Güncel Tutmaktır

İletişim Danışmanlığında Önemli Olan Haberi Parlatmak ve Güncel Tutmaktır İletişim Danışmanlığında Önemli Olan Haberi Parlatmak ve Güncel Tutmaktır

Gazeteci, Televizyoncu, Arzu Kalaylı PR Kurucusu Arzu Kalaylı, başarı hikayesini ve farklı hizmet anlayışını Klass’a anlattı..

Ege üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu olan ve 16 yaşındayken gazetecilik ve televizyonculuk mesleğine TRT’de adım atan Arzu Kalaylı, uzun yıllar sunuculuk, yönetmenlik ve yapımcılık yaptıktan sonra Arzu Kalaylı PR’ı kurarak bugün başarıyla yaptığı iletişim danışmanlığına başladı. Kişi ve kurumlara verdiği iletişim danışmanlığının yanı sıra firmalara, açılış, lansman, kuruluş yıldönümü, davet, organizasyon, etkinlik hizmetleri veren Arzu Kalaylı, ekonomi eğitimi almış olmasının medya sektöründe birçok avantajını yaşadığını ve iletişim danışmanlığı yaparken de çok büyük keyif alarak hizmet verdiğini söylüyor. Hizmet verdiği çok sayıdaki kişi ve kurumun duyduğu memnuniyetin başarısında çok büyük etken olduğunu söyleyen Gazeteci, Televizyoncu ve İletişim Danışmanı Arzu Kalaylı ile başarı hikayesini, PR şirketini nasıl kurduğunu, verdiği hizmetleri ve kendisini başarıya götüren farklı hizmet anlayışını Klass okurları için konuştuk.

 

Arzu Hanım, Uzun zamandır medya sektöründe birçok görevde bulundunuz. Şu anda da iletişim danışmanlığına geçiş yaptınız. Bu geçiş sürecinden ve geçmişte yaptığınız görevlerden bahsedebilir misiniz?

16 yaşımdayken TRT’de bu mesleğe adım attım. TRT’de Sungun Babacan ve Sezai Aydın’ın öğrencisiydim. Sunuculuk, yönetmenlik, yapımcılık yaptım. Kendi programımı hazırlayıp sundum. İzmir’de dört yıl boyunca hava durumu sunuculuğu da yaptım. Ege üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunuyum. Eğitimim süresince de TRT’ye gidip geldim. Orada kendimi yetiştirdikten sonra özel televizyonlara geçiş yaptım. Ege Tv’de çalıştım. Ege Tv’de yine aynı şekilde program sunuculuğu ve reklam müdürlüğü yaptım. Sonrasında İstanbul’a geldim. Evlendim. İstanbul’da da Abbas Güçlü’nün “Eğitimajansı.com” sitesinin başına geçtim. Orada reklam koordinatörlüğünü halen devam ettiriyorum. 4 yıl önce ise kendi şirketim olan Arzu Kalaylı PR kurdum. Şirketlere iletişim danışmanlığı yapıyorum. Medya sektörüne paralel bir alandayım. Buradan daha fazla zevk almaya başladım çünkü firmalar, kişiler memnun kaldığı sürece bunun memnuniyeti bana yansıdı. Daha da katmerlenerek işime devam ediyorum. Firmalara, açılış, lansman, kuruluş yıldönümü, davet, organizasyon, etkinlik yapıyorum.

 

Ekonomi okumanız size medya sektöründe ne gibi avantajlar sağladı?  

Ekonomi okumamın medya sektöründe birçok avantajını gördüm. Ekonomi bültenini kendim edit edebiliyorum. Hatta bültenin manşetini genelde ben atıyorum. Daha güncel ve daha istatistiki verileri olan araştırmalar yaptığımı ve ekonomi bültenlerimin de gazetelerde çok fazla yer aldığını söyleyebilirim. İletişim danışmanlığında önemli olan haberi köpürtmek, parlatmak, ilgi çekici hale getirmek ve güncel tutmaktır. Bunların hepsini yapabildiğimi düşünüyorum çünkü bunu servis ettikten sonra medyada görebiliyorum. İki taraflı olarak hem müşteriyle hem medya ile iletişim halindeyim. Bunlar bana tecrübelerimin bir katkısı diyebilirim. Daha çok, keyif alacağım işlerin içerisinde olmak istiyorum. Bundan dolayı sayılı müşterim var ama talep olduğu sürece ekibimi büyütmeyi düşünüyorum. Bu çalışmalarım aynı zamanda medyadaki arkadaşlarıma da yardımcı oluyor.

 

“BüTçESİ NE OLURSA OLSUN ALTI BOŞ OLAN BİR HABERİ YAPMIYORUM”

Hem kurumsal hem kişisel anlamda iletişim danışmanlığı hizmeti veriyorsunuz. Bu sizden hizmet alan kişi ve kurumlara ne kazandırıyor?

Ben her zaman müşterilerime onları vitrine çıkardığımı söylüyorum. İnsanların orada kendilerini görmelerini sağlıyorum. İletişim danışmanlığı asla reklam vermek değildir. önemli olan haberleriniz ve doğru bir şekilde yönlendireceğiniz bilgilerinizle medyada yer almaktır. Bütçesi ne olursa olsun altı boş olan bir haberi yapmıyorum. İlk önce kendi içime sinen projeleri alıyorum. örneğin bir Türk firması Kazakistan için bir yürüyen merdiven üretti ve bu ekonomi bülteninde yer aldı. Bizler de yürüyen merdivendeki bir merdivenin yüz elli kilo ağırlığını taşıyabildiğini ön plana çıkarttık ve bunu ilgi çekici hale getirmek için de 150 kiloluk Beethoven adında bir köpeği fuara getirerek merdiveni o köpekle test ettik.  Bu da bütün uluslararası medyanın ilgisini çekti. İnsanlara bazı şeyleri anlatabilmek için görsel show gerekiyor.

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Ekim sayısında..