Ömer Bey, burun estetiği alanında Türkiye’nin en çok tercih edilen hekimlerinden birisiniz. Estetik alanında bir başarı hikayesi yazarak marka haline gelmeyi nasıl başardınız?
Marka olma yolunda tanıtımlar bana göre çok önemli. İyi bir PR da çok önemli. Biz markalaşma yolunda ekibimizi çok iyi bir şekilde bilinçlendirdik. Robert Bosch’un bir sözü vardır. “İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi yeğlerim.” O açından biz bu kurala çok dikkat ettik. Dürüst olmaya, düzenli bir şekilde çalışmaya özen gösterdik. Bundan dolayı da bilinirliğimiz hep arttı. Bu konuda hep üzerine koyarak devem ettik. Markalaşmanın en önemli yolu istikrarlı bir şekilde bu süreci devam ettirmek. Markalaşma konusunda teknolojileri takip etmenin de çok önemli olduğuna inanıyorum. Ben üretmeden duramayan bir insanım. Olduğunuz yerde kalmamak gerekiyor. Bu yüzden durmadan dinlenmeden çalışmak gerekiyor. Aslında dinlenmek bir bakıma sevdiğiniz işi yapmaktır.
Mesleğinizde birçok ilki başardığınızı da biliyorsunuz. Bunlardan da bahsedebilir misiniz?
Benim kendi hayatımdaki nişlerden bir tanesi hiç kimsenin cesaret edemediği, Türkiye’nin yurt dışındaki ilk kulak burun boğaz ve estetik hastanesini açmak oldu. Bunun bir eksiklik olduğunu gördüm. Bu girişimim bana farklı imkanlar ve yollar açtı. Yaklaşık 14 yıl önce bir sağlık turizmi firması kurmuştum. Farklı ülkelerde şubeler açtım. Bir ülkede şube açarken orada bulunmanın getireceği yeni fırsatları da hesaba kattım. Sağlık turizmi için gittiğim ülkede bir estetik klinik ihtiyacı olduğunu fark ederek oraya Türkiye’nin yurt dışındaki ilk kulak burun boğaz ve estetik kliniğini açtım. Yine bir ilke imza atarak niş bir bakım merkezi açtım. Ülkemiz bunu benden sonra fark etti ve palyatif bakım merkezleri açılmaya başladı. Biz bunun bir ihtiyaç olduğunu, bu alanda bir boşluk olduğunu görmüştük. Benim hayatımda kırılma noktalarından birisi de sosyal medyayı çok önceden keşfetmiş olmam oldu. Çünkü ben teknolojiye çok meraklı bir insanım. Sosyal medya sayesinde globalleştik. Oturduğumuz yerde her türlü hareket ve davranışı dünyanın herhangi başka yerinde bulunan bir insan görebiliyor.
Sizce mesleki hayatta başarılı olmanın formülü nedir?
Başarıda herkesin bildiği üç tane unsur vardır. Bilgi, ilgi ve sevgi. İnsanların birisini işe alırken genelde bilgiye göre alırlar. Sevgi ve ilgisini göremez. CV’de bunlar yazmaz. Asıl önemli olan sevgi ve ilgidir. Çünkü insan seviyor ve ilgi gösteriyorsa bilgi ve başarı kendiliğinden gelir. Bu açıdan bakıldığında meraklı olmak çok önemli. Ben 85 yaşında burun estetiği yaptırmak isteyen kadın hastamızı gördüğümde çok mutlu oldum. Onda hayat enerjisini gördüm. İleri yaşlı hastalarımı da bu konuda motive ediyorum. Benim kayınpederim, 60 yaşında olmasına rağmen o yaşta üniversite kazandı ve avukat olarak mezun oldu.
Sizce başarının altın kuralları nelerdir?
Bazı insanların yaratılıştan gelen bazı özellikleri farklıdır. Bu özellikleri sayesinde başarıya ulaşmış olur. Bir de başarı göreceli bir kavramdır. Ancak bana göre başarının altın kuralları şunlardır:
- Kabiliyetli olmak
- İnançlı olmak
- Dürüst olmak
- İnsanları inandığınız bir konuda ikna edebilmek
- Yaptığınız işi çok sevmek
- Doğru ekiple çalışmak ve ekibinizin hukuka riayet etmek
- Sabırlı olmak
- Nişleri keşfetmek