Kadının Futbolda da Başarılı Olabileceğini Herkese Gösterdik

Kadının Futbolda da Başarılı Olabileceğini Herkese Gösterdik Kadının Futbolda da Başarılı Olabileceğini Herkese Gösterdik

Uludüz Medya Kurucusu Görkem Uludüz, kadınlara yönelik sosyal sorumluluk projelerini Klass’a anlattı.  

Uludüz Medya Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Görkem Uludüz, yurt dışındaki akademik eğitim ve finans sektörü kariyerinin ardından Türkiye’ye dönüş yaparak Uludüz Medya’yı kurdu. Medya sektöründe sosyal proje ve farkındalık çalışmalarıyla kısa sürede dikkat çeken başarılı iş insanı, özellikle kadın futbolculara yönelik projeleriyle kamuoyunda büyük takdir topladı. ‘Şöhretler Sahada’ programıyla önemli televizyon kanallarında büyük bir reyting yakalayan ve kendi kitlesini oluşturan Uludüz Medya, yeni dönemde de dizi ve film projeleriyle medya sektöründe bilinirliğini artırmayı hedefliyor. Uludüz Medya Yönetim Kurulu Başkanı Görkem Uludüz ile kadın futbolu konusundaki projelerini, medya sektörüne giriş hikayesini, birlikte çalıştığı önemli isimleri ve kadın futbolunun Türkiye’de geldiği noktayı Klass okurları için konuştuk.



Görkem Bey, kurduğunuz medya şirketiyle birçok önemli projeye imza attınız. Öncelikle sizi daha yakından tanıyıp bu projeleri öğrenebilir miyiz?
Babam diplomat olduğu için hayatımın büyük bir kısmı yurt dışında geçti. 2001 yılında liseyi Türkiye’de bitirdikten sonra üniversite için Almanya’ya gittim. Almanya’da lisans ve yüksek lisansımı ekonomi ve sosyoloji üzerine tamamladıktan sonra doktoramı İngiltere’de yaptım. 2009 yılında İngiltere’de kendi şirketimi kurmuştum. Uzun süre yurt dışında yaşadım. Almanya-İngiltere arası çok seyahatlerim oldu. 2019 sonunda Türkiye’ye yerleştim. Ocak 2020 yılında da Uludüz Medya’yı kurduk. İlk projemizi 15 Mart 2020 tarihinde ‘Şöhretler Sahada’ ismiyle Kadına Şiddete Hayır, Futbol Kadına Yakışır temalarıyla başlattık. İlk gerçekleştirdiğimiz projemizle Beyaz Tv ekranlarında yer almıştık. Türk futbolunun efsaneleri olan Hasan Kabze, Ahmet Dursun, Tuncay Şanlı ve İbrahim Yattara ve dört kadın futbolcunun eşlik ettiği bir program olmuştu. Merve Nalçacı, Müge İnan, Nazlıcan Parlak ve Nihan Üçerler programa katılan kadın futbolcularımızdı. Daha sonra programımız Tv8,5’ta yer almaya başladı. Gayet iyi geri dönüşler aldık. Dört kadın futbolcuyla çıktığımız bu yolculukta şu anda Türkiye genelinde kadın futbol camiasından üç bine yakın başvurumuz var. Özellikle de paralelinde gerçekleştirdiğimiz 81 İl, 81 Kadın kampanyamız vardı. 81 ilden farklı kadınlarımızın hayat hikayelerini ekrana yansıttık. Sosyal medya ağırlıklı bir projemizdi. Geri dönüşler de çok pozitif oldu ve ileriki dönemlerde futbol bazlı yaptığımız programı belgesel niteliğine taşımak istiyoruz. 81 İl, 81 Kadın ile Şöhretler Sahada karışımı güzel bir belgesel projemiz var.

Medya sektörünü tercih etmenizin sebepleri nelerdir?
Lisans ve yüksek lisansımı hem iktisat hem sosyoloji alanında gerçekleştirdim. Sosyolog olarak çalışmalarımın hepsini cinsiyet araştırmaları ve Türk kadınının batı toplumundaki yeri üzerine idi. Bununla ilgili Almanya’da Almanca olarak yazdığım bir kitabım ve birçok da makalem var. Çalıştığım akademik boyuttaki projeleri daha geniş kitlelere sunmak amacıyla medya sektörüne giriş yaptım.

Bütün çalışmalarınızda bir sosyal sorumluluk ve kadınlara yönelik farkındalık projesi görüyoruz. Bu konudan da bahsedebilir misiniz?
Medya sektörü genelde iki hedef bazında değerlendirilir. Bunların birincisi maddi hedeftir. Diğer taraftan insanların şan ve şöhrete ulaşma çabaları söz konusudur. Şu anda ulaştığımız kitlenin tamamı bizim böyle bir felsefeyle yola çıkmadığımızı görüp samimiyetimize inandı. Eğer amacımız bu olsaydı daha popüler bir içerik üretebilirdik. Biz ilk olarak bu projeye başladığımızda pandemi dönemine denk geldik. İçeriğimizi açıklayınca eleştiriler almıştık. İnsanlar kadın futbolunun izleyiciyi ekranlara çekmeyeceğini söylemişti. Biz ilk defa ekranlara ulusal kadın futbolunu taşımayı başardık. İzleyici kitlemize ulaştık. Farklı bir felsefe ve farklı bir yaklaşımla bu işe başladığımız için bizi farklı kılan konu da bu olsa gerek. Daima sosyal sorumluluk amacıyla hareket ettik. O dönemde kadın futboluna yönelik yapılan birtakım talihsiz açıklamalar vardı. Bizde tam aksine kadının isterse futbolda da başarılı olabileceğini, bu oyunun onlara çok yakıştığını ve kadın futbolunun ilgi görebileceğini herkese gösterdik. Şu an geldiğimiz noktada büyük kulüpler kadın futbol şubelerini açmak için hazırlık yapıyor. Çanakkale Dardanelspor da aynı şekilde kadın futbol şubesini kurmaya hazırlanıyor. Sponsor tarafında da ciddi gelişmeler var. Milli takımımız ciddi sponsorluk anlaşmaları elde etti. Kızlarımızı kimse tanımazken şu anda artık gündelik hayatın içerisinde, televizyon ekranlarında, reklam kampanyalarında ve birtakım mağazalarda fotoğraflarıyla karşılaşabiliyoruz ve bir idol oluşmaya başladı. Beni mutlu eden maddi çıkarlardan ziyade özellikle kadın spor camiasından aldığımız takdir. Bizi ayakta tutan bu, biz bu şekilde ilerlemeyi düşünüyoruz.

Kadın futbolunun şu andaki durumunu nasıl görüyorsunuz? Sizin bu alana ne gibi katkılarınız oldu?
Kadın futbolunda büyük isimler var. Rüştü Reçber, Oğuz Çetin ve Kadın Milli Futbol Takımı Antrenörü Necla Güngör gibi ciddi isimler bu alanda faaliyet gösteriyor. Biz de bir şekilde elimizi taşın altına koyup bir şeyler yapmaya çalıştık. Samimi bir şekilde, iyi niyetle destek veren kişi ve kurumlara da elimizden geldiği kadar destek olmaya çalıştık. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin kadın futbol şubelerinin kurulması çok sevindirici, çok güzel bir haber. Önümüzdeki senelerde bunun daha da yoğunlaşacağı ve birçok Süper Lig kulübünün de kadın futbol şubelerinin olacağını umut ediyorum.

Önümüzdeki dönemde yeni projeleriniz olacak mı?
Kadın temalı bir belgesel serimiz olacak. 81 ilde, 81 kızımızı ve 81 kadın futbol kulübünü baz alarak hikayeleri bir belgesel serisinde toparlamak istiyoruz. Tamamen ulusal ekranlara yansıyacak güzel bir belgesel serisi olmaya aday, uzun vadeli bir proje. İkinci projemizde, kızlarımızın idmanlarını, antrenmanlarını çekip federasyona ulaştırmayı hedefliyoruz. Üniversite okuyup, maddi imkansızlıklarla boğuşan, aile baskısına rağmen futbola gönül veren çok yetenekli kızlarımız var. Milli Takım’ın bunların hepsini görme gibi bir şansı yok. Biz bu şekilde herkese eşit şans sunmaya çalışacağız.

Finans sektöründen medya sektörüne geçiş yaparken zorluk yaşadınız mı?
Bütün bu projeler ciddi bir ekip çalışması gerektiriyor. Benden ziyade bu konuda bizi teşvik eden ve desteğini esirgemeyen çok değerli arkadaşlarımız var. Bunların başında çok değerli dostum Hasan Kabze var. Aynı şekilde ekibimizde yer alan Ahmet Dursun, Tuncay Şanlı, İbrahim Yattara. İlk programlarımızda her şeyin öncüsü olan kadın futbolcular Müge İnan, Nihan Üçerler, Nazlıcan Parlak ve Merve Nalçacı çok teşekkür etmek istediğim isimler. Kadın Milli Futbol Takımı’ndan Rüştü Reçber, Oğuz Çetin ve çok özel bir yeri olan Necla Güngör de bizi her konuda destekliyor ve elinden gelen bütün çabayı gösteriyor. Ama her şey Hasan Kabze ile başladı. Onunla olan dostluğumuz baki. Ticarette hangi alana atılırsanız atılın, ülke ve konu fark etmeksizin zorluklar vardır. Önemli olan gerçekten isteyip istemediğiniz. Eğer gerçekten istekliyseniz o zorluklarla baş edebiliyorsunuz. İyi niyetli davrandığınız zaman, insanlar da bu samimiyeti gördüğü zaman gerçekten yanınızda olan, size yardımcı olan insanlar çıkıyor. Burada özellikle belirtmem gereken iki isim daha var. Çok değerli arkadaşlarım Nefise Karatay ve Şebnem Schaefer bana her türlü desteği sundular. Uludüz Medya olarak güzel bir aileyiz.

INSTAGRAM: uluduzmedya
WEB: www.uluduzmedya.com

Görkem Uludüz