New York Barosuna Kabul Edilen En Genç Türk Avukatlardan Biri Oldum

New York Barosuna Kabul Edilen En Genç Türk Avukatlardan Biri Oldum New York Barosuna Kabul Edilen En Genç Türk Avukatlardan Biri Oldum

Namlı&Kayum& Demir Avukatlık Ortaklığı Kurucularından Begüm Kayum verdikleri hizmetleri Klass’a anlattı...

Namlı&Kayum& Demir Avukatlık Ortaklığı’nın kurucularından Begüm Kayum, Bilkent üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra avukatlık mesleğinin büyük bir itibar gördüğü New York’ta Uluslararası İş ve Ticaret Hukuku alanında master yaparak eğitim hayatında önemli bir başarıya imza attı. Daha sonra her hukukçunun hayali olan New York barosuna seçilerek bu baroya seçilen en genç Türk avukatlardan birisi olan Begüm Kayum, ardından Türkiye’ye dönerek dünyanın en iyi uluslararası hukuk firmalarında deneyim kazandı. Bir süre sonra kendi ofisini açan Begüm Kayum, Namlı&Kayum&Demir Avukatlık Ortaklığı’nda nitelikli bir hukuk hizmeti vererek kişi ve kurumların sorunlarına çözüm getiriyor. Genç, güzel ve başarılı Avukat Begüm Kayum ile başarılarla dolu eğitim hayatını ve hedeflerini Klass okurları için konuştuk.

 

Begüm Hanım, hukuk alanında uluslararası tecrübeye sahip ekibiyle nitelikli bir hizmet veren Namlı&Kayum&Demir Avukatlık Ortaklığı’nın kurucularındansınız. Bizlere öncelikle eğitim hayatınızdan ve kariyerinizden bahsedebilir misiniz?

Eğitim hayatım boyunca her zaman başarılı, yüksek şeref listesine giren bir öğrenciydim. Ders hayatım ile sosyal hayatını birlikte yürütebilen bir insandım. Bilkent üniveritesi Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra adliye stajım başladı. Adliye stajını yaptığım sürede bazı olumsuzluklarla karşılaştım ve hayalimdeki avukatlığın başka bir avukatlık olduğunu anladım. New York’ta avukatlık mesleğinin inanılmaz derecede itibarlı olduğunu öğrendim. Bunun üzerine New York’a giderek çok iyi bir üniversitede Uluslararası İş ve Ticaret Hukuku üzerine master yaptım. Bu süre zarfında hem okudum hem çalıştım. 24 yaşında New York barosuna girdim. İlk denememde bunu başarmak benim için büyük bir başarı ve sürpriz oldu. New York barosuna giren en genç Türk avukatlardan biri oldum. Amerika tecrübemden sonra Türkiye’ye geri döndüm. Türkiye’de dünyanın en iyi uluslararası hukuk firmalarında çalışarak yükselmeyi başardım. Büromu kurmak için kendimi hazır hissettiğimde de Kaan Demir ile bir ofis açtık. Eski patronum Fırat Namlı’da aramıza katılınca onunla da ortak olduk. İlk zamanlarda ticaret hukuku üzerinden ilerlerken daha sonra hizmet alanlarımızı genişletme kararı aldık. Şu anda 16 kişilik bir ekibimiz var. Bu büyüklüğe 2 yılda ulaştık. En büyük, uluslararası hukuk firmalarıyla çalışıyoruz. Bunun yanında Yeditepe üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapıyorum. Bütün bunları 20’li yaşlarda başardım. Bu yaşlar benim için güzel ve verimli geçti. Bulunduğum seviyeye gelmek için çok çalıştım. 30’lu yaşlarda hedeflerim çok daha büyük olacak.

 

“NEW YORK BAROSU BANA BüYüK KAPILAR AçTI”

Genç yaşınıza rağmen mesleki anlamda birçok avukatın hayalini kurduğu New York Barosu’na kabul edilerek kendinizi uluslararası alanda da kanıtladınız. New York Barosuna girebilmek gerçekten zor. Hangi özellikleriniz sayesinde kabul edildiniz?

öncelikle başarım verdiğim emeklerin bir sonucu. çalışmadan hiçbir yere gelemiyorsunuz. Yaşamımda bu zamana kadar çok fazla inişler ve çıkışlar oldu. Ne olursa olsun sadece kendime güvendim. Yapımda her zaman liderlik ruhu vardı. Yönetmeyi ve organize etmeyi seviyorum. Hayattaki hedeflerim ise daima yüksektir. Genç yaşımda başarılı bir kadın avukat olarak da öğrencilerime ilham oluyorum. New York barosuna girmek için çok kademeli bir sınavdan geçiyorsunuz. Yazılı sınav iki gün sürüyor. Daha sonra sözlü sınav aşamasına geçiliyor. Güncel bilgilerimizin test edilmesi için de iki yılda bir sınava tabi tutuluyoruz. Sınava giren adayların bilgili ve Hukuk İngilizcesi’ne son derece hâkim olması gerekiyor. Hepsini başardım ve kabul edildim. New York barosu ciddi anlamda bana çok büyük kapılar açtı, ben bu kapıları açacağını bildiğim için de bu sınava çok çalıştım ve neticesinde kazandım. Genç yaşta bu başarıları elde etmek benim için büyük bir gurur kaynağı.

 

“10 YIL İçERİSİNDE KARİYERİME BELKİ PROFESöRLüĞü DE SIĞDIRABİLİRİM” 

Bu zamana kadar hedeflerinize ulaşmakla kalmayarak ötesine geçtiğinizi görüyoruz. Yeni hedefleriniz neler olacak?

Hayatta en büyük dileğim öncelikle sağlık. İş anlamında da öncelikle ofisimi kaliteyi düşürmeden genişletmek istiyorum ve şu an sadece bir katı bize ait olan binanın bütün katlarına sahip olmak istiyorum. Ofis olarak Türkiye’nin bir numarası olmak istiyoruz. Türkiye’de bir numara olduktan sonra New York’ta ve Londra’da da faaliyet göstermek istiyoruz. Bir yandan da akademik kariyerime devam etmek istiyorum. Doktora yapacağım. 10 yıl içerisinde kariyerime belki profesörlüğü de sığdırabilirim. 

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Ekim sayısında...