Nuh’un Gemisi Deluxe Hotel & Spa, Nuh’un Gemisi’nin efsanevi anlatımından yola çıkılarak inşa edilmiş görkemli ve farklı bir mimarlık harikası sunuyor. Bu sıra dışı otelin bir o kadar da ilgi çekici iç mimarisi var. öyle ki Karpaz Yarımadası’nın eşsiz sahilinde 1300m’lik el değmemiş özel kumsala sahip 160.000 m² üzerine kurulu bu mimarlık harikası yapıldığı günden beri geniş kitleler tarafından övgü alarak konuşulmakta. Biz de turizm ve mimarlık dünyasında bu denli önemli bir role sahip olan bu çok özel mimari yapıyı mercek altına almak ve bu kadar çok konuşulan iç mimarisini yaratıcısı Architects-International’ın kurucusu Fatih özsoy’dan dinlemek istedik. Lobisinden odalarına, SPA’sında restoranlarına, casinosuna kadar ince bir zekanın örneği olarak kurgulanan Nuh’un Gemisi Deluxe Hotel & Spa’nın uzun ve en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş mimari yolculuğunu Architects-International’ın kurucusu Fatih özsoy, Klass okurları için anlattı.
· “Bütün mimariyi şekillendiren bu kadar güçlü bir konseptin iç mimariyi etkilememesi mümkün değil. Bunu şekilci kalmadan beş yıldızlı bir otel konforunda tasarlamak Nuh’un Gemisi iç mimari tasarım konseptinin amacı, en zorlu ve en sıra dışı özelliğidir. Tüm bunlar, net olarak herhangi bir kalıba veya kategoriye sokulamayacak zamansız, kendine has tarzı olan bir yapı ortaya çıkardı.”
· “Mesleğin en büyük keyfi bana ait bir projenin benim tasarladığım bilinmeden, bana anlatılmasını dinlemek; hakkında konuşmaya değer bir projeye imza atmak. Sahip olduğum meslek uzun süre yoğun çalışıp, inşa edilmesini sabırla gözleyip, sonuçlarını özellikle büyük projelerde çok yavaş görebileceğiniz bir uğraş. Bu zorlu sürecin tekrarlanması ancak kullanıcısı keyif alabiliyorsa, gösterdiğimiz çaba o yapıyı konuşulmaya değer kılıyorsa mümkün olabilir.”
Fatih Bey, Nuh’un Gemisi Deluxe Hotel&SPA hizmet kalitesinin yanı sıra farklı mimarisiyle de turizm dünyasında önemli bir role sahip. öncelikle böyle farklı bir mimariye sahip otelin iç mimarisini kurgularken nasıl bir yol izlediniz ve farklılık yaratmak adına neler yaptınız?
Diğer konsept projelerin aksine Nuh’un Gemisi konsepti, daha önce inşa edilmiş olarak kimsenin görmediği, yalnızca yazılı olarak tarif edilmiş rivayetlerden oluşuyor. Efsaneyi tekrar hatırlatalım; Nuh’un gemisinin büyük tufandan sonra Ağrı veya Cudi Dağı’nın tepesine, buzullar içerisinde karaya oturduğu rivayeti, kutsal kitaplardan da alıntılarla dile getirilir. “Ve denildi: Ey yer! Suyunu yut ve ey gök, sen de tut.” Ve su çekildi. Gemi, Cudi üzerine, yedinci ayın on yedinci günü Ararat Dağları üzerine oturdu. Bütün mimariyi şekillendiren bu kadar güçlü efsanevi bir konseptin iç mimariyi etkilememesi mümkün değil. Bunu şekilci kalmadan beş yıldızlı bir otel konforunda tasarlamak Nuh’un Gemisi iç mimari tasarım konseptinin amacı, en zorlu ve en sıra dışı özelliğidir. Tüm bunlar, net olarak herhangi bir kalıba veya kategoriye sokulamayacak zamansız kendine has tarzı olan bir yapı ortaya çıkardı. Girişte lobide gemi karaya oturduktan sonra gövdesini saran ağaç köklerini sembolize eden kolon kaplamalarından başlayarak otelin her noktasında konseptin izlerini görebilirsiniz.
Biraz detaylara inersek ve ilk olarak lobiden başlarsak, bizi daha girişte etkisi altına alan iç mimari duruşu anlatır mısınız?
Efsaneden kaynaklı güçlü konseptin en belirgin izlerinden birini sembolize eden üçgenlerle oluşturulmuş kök motifi, girişte yüksek galeri boşluğunun kolon kaplamalarında ayna ve ahşapla birleştirilerek oluşturuldu. Lobide ise tasarladığımız sıra dışı kolon kaplaması gerçek bir heykeltraş kabiliyeti ve ustalığıyla oluşturulan kalıplarla yuvarlak kolonlar üzerine kaplandı. Kullanılan materyaller doğayı ve doğallığı temsil eder nitelikte, Hindistan’dan çıkarılan rainforest cinsi içerisinde onlarca renk tonunu barındıran mermer Türkiye’de çıkarılan daha sakin, patara bej mermerle kombine edilerek dengelendi. Benzer izleri mobilyalarda da görebilirsiniz. Deri kaplı koltuklar, cam ve taş birleşiminden oluşan sehpalar doğallığı güçlendirmek adına tercih edildi.
“ODALARDA GEçİRİLEN SüRE ZARFINDA ORAYA AİT OLDUĞUNU, AİDİYET DUYGUSUNU HİSSETTİRMEK ESAS AMACIMIZ OLDU”
Gün ışığından nasıl faydalandınız? Odalardaki iç mimariyi anlatır mısınız?
Işık otelde iç mekan tasarımında önemli bir unsur, doğal günışığı birçok alan arasında transparan yüzeylerle taşındı. Bu anlamda merdiven kovası, atrium sadece fiziksel dikey geçişler için değil, ışık transferinde de etkili bir yapı taşı. Tamamı denizi gören odalar için de ışığın önemi çok. Tavan yüksekliği, alan genişliği, manzara ve ışık zenginliğiyle tüm odaların standart otel odası kategorisinin üstünde olduğunu söyleyebilirim. Odalarda yatak başında bu projeye özel tekniklerle deri üzerine işlenmiş Nuh’un gemisiyle ilgili yazılı bilgilerin hikaye nitelikli anlatımları, oda zeminlerinde, dünyada sayılı fabrikanın üretebildiği tek parça, eşsiz doğal renklerle halı üzerine işlenmiş desen, çift renkli makyaj aynasında cnc tekniklerle işlenmiş kök motifiyle bütünleşir. Ham ipek görüntüsündeki pastel pembe tonda perdeler, dış cepheden içeri taşınan masif ahşap efektinde kolon ve kiriş kaplamaları, keten dokulu duvar kağıtları, gerçek masif ahşap üzerine işlenmiş desenlerden oluşan duvara asılı tablolar ve kendi kütlesinden ziyade esas amacına uygun olarak sadece ışığını hissettiren aydınlatmalarıyla odalarda geçirilen süre zarfında oraya ait olduğunu, aidiyet duygusunu hissettirmek esas amacımız oldu.
Fuaye, restoran gibi alanlarda ihtiyaç hissedilen tavan yüksekliğini otelin genelinde var olan iç mimari uyumu kaybetmeden nasıl dizayn ettiniz?
Fuaye, restoran gibi alanlarda strüktürel ve mekanik uygulamaların getirdiği zorunlu şekillenmeleri ilgili disiplinlere ait proje mükellefleriyle birlikte çalışarak asma tavan dizaynı içinde yok edip mümkün olduğunca fazla yükseklik elde ettik. Bu tip ince detaylar oldukça ferah mekanlar içinde iç mimari tasarımların oluşmasına zemin sağladı. Doğru tavan geometrileri ekstra aydınlatmaya gerek kalmaksızın estetik olarak yapının konseptine uygun tasarlandı. özellikle fuaye bu anlamda etkileyici bir mekan, temel olarak yalın malzemeler, bruno perla mermer zemin, deri desenli kolon kaplamaları ve farklılık yaratan tavan geometrisi hacmin azametini vurgulayan uygun aydınlatmayla birleşince hafızalarda görkemli bir mekan olarak yerini aldı diyebilirim.
“SAUNANIN ALAN OLARAK OLDUKçA BüYüK OLMASI, İKİ TARAFININ CAMLA çEVRİLİ VE KUBBELİ TAVANI BENZERLERİNE GöRE çOK DAHA FERAH BİR KULLANIM ALANI YARATIYOR”
SPA’sında nasıl bir iç mimari çözüm sundunuz?
SPA konseptinde de daha önce bahsettiğim doğal ışık etkisi yine oldukça fazla hissedilebilir. Kubbesi üzerinde geleneksele uygun geometrilerden ışığın süzüldüğü, göbek taşı ve kurnaları gün ışığıyla aydınlanan hamam tasarımını ayrı bir yere koymak gerekir. çünkü geleneksel hamam mimarisine sadık kalınarak, malzeme ve teknolojik gelişmelere adapte edilmiş bir konsept oluşturduk. Havuz üzerindeki oldukça büyük ışıklık günün her saati SPA içini aydınlatırken, zemin ve kolon kaplamalarında kullanılan traverten malzeme, duvar yüzeyinde kullanılan dere taşı ve canlı peyzajla oldukça doğal bir ortam sağlandı. Saunanın alan olarak oldukça büyük olması, iki tarafının camla çevrili ve kubbeli tavanı benzerlerine göre çok daha ferah bir kullanım alanı yaratıyor. Masaj alırken denizi görebilmek yapının transparan etkisinin bilinçli bir sonucu.
“CASİNO TASARIMINDA LAS VEGAS’IN BüYüLü, RENKLİ DüNYASINI ANIMSATAN IŞILTILI AMA DAHA çOK KLAS BİR KONSEPT üZERİNDE YOĞUNLAŞTIK”
Casino apayrı bir tasarım gerektirmiş olmalı. Bize bir de casino’nun iç mimarisini anlatır mısınız?
Casino tasarımının global olarak kendine ait çok farklı kriterleri var. ölçek olarak, görsel, konsept ve ekonomik anlamda çok daha büyük, Las Vegas gibi bölgelerle kıyaslanmasına rağmen, casino tasarım kriterleri ada ekonomisi ve alışkanlıkları göz önünde bulundurulduğunda dünyadaki örneklerinden çok daha başkalaşıyor. Bu bilinçle tasarlanmamış her proje adaya uyum sağlamak ve beğeni noktasında sorun yaşayabilir. Otelin casino tasarımında bahsettiğim kriterler çerçevesinde Las Vegas’ın büyülü, renkli dünyasını anımsatan ışıltılı ama daha çok klas bir konsept üzerinde yoğunlaştık. Tasarımın renk skalası siyah üzerine farklı birçok diğer rengin oturtulması. Beğeni görmesi ve takdir edilmesi bu anlamda adada başka birçok projeye ilham kaynağı oldu.
Nuh’un Gemisi Deluxe Hotel&Spa dış mimarisi kadar çarpıcı bir iç mimariye de sahip. Peki, genç bir iç mimar olarak bu projenin sizin kariyerinizdeki yeri ve önemi nedir?
Bu projenin benim için en önemli tarafı yatırımcı ekibin tasarladığımız projenin hayata geçirilebilmesi adına gösterdiği özen ve çaba oldu. Bu anlamda Turizm Yatırım Koordinatörü Gürel İnan’a, Yönetim Kurulu üyesi Tunç Ertan ve ailesine teşekkür ediyorum. Bir projenin doğru sona ulaşmasında birçok birleşen var. Birlik olarak emek harcanmasa böyle başarılı bir projenin var olması söz konusu olamazdı. Doğru insanlarla doğru projede çalışmak kariyer ve tecrübe açısından çok önemli, şüphesiz her anlamda bana katkısı çok olmuştur.
Oteller 7/24 yaşayan binalar. Dolayısıyla zamanla birlikte yıpranmalarla da karşılaşılıyor. Siz otelin iç mimarisini sürekli dinamik kılmak adına yenileme gibi çalışmalar yapmayı planlıyor musunuz? Ya da yıpranmalara karşı nasıl önlemler alıyorsunuz?
Nuh’un Gemisi projesinden çalışmaya başladığımız günden bugüne kadar kopmadık, karşılıklı iyi ilişkiler sayesinde otelde yapılan değişikliklerden haberdar edildik ve ek olarak yapılması planlanan projelere de dahil olduk. Yıpranmalarla ilgili önlemlerin birçok ayağı var, daha çok endüstriyel malzemelerin kullanılması, misafir kullanımına açık alanların net tanımlanması ve personel eğitimi başlıca önemli konular. Zaman içinde kullanıma bağlı revizyonlarda bu kriterle yenilemeler yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Otel yönetimi konuyla ilgili oldukça titiz davranıyor. Yenilemeler haricinde yeni projelerde var. Daha önce tasarladığımız açık hava performans sahnesi Moon Arena ve bu sene biten sahil bar konseptinde SunSun Bar gibi sonradan inşa edilen projelere ek olarak yeni tasarlanan projelerin 2017 yılında hayata geçmesi planlanıyor.
“MESLEĞİN EN BüYüK KEYFİ BANA AİT BİR PROJENİN BENİM TASARLADIĞIM BİLİNMEDEN BANA ANLATILMASINI DİNLEMEK”
Biraz da sizden bahsedersek... İç mimar olmaya nasıl karar verdiniz ve bu mesleği icra etmenin size verdiği keyfi bizlerle paylaşır mısınız?
Mimariye olan ilgim erken yaşlarda çizim yeteneğimi keşfetmemle başladı. üniversite sınavında seçimlerim arasında yalnızca mimarlık fakülteleri vardı. Bilinçli olarak mesleğe yöneldim ve ailem tarafından yönlendirildim. üniversite sınavını kazanmış olmama rağmen ailemin aynı şehirde yaşama tercihiyle Bilkent üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık ve çevre Tasarımı Bölümüne girdim. Sonrasında staj yaparken edindiğim izlenimler bana meslek hayatına ne kadar erken başlarsam o kadar tecrübeli ve avantajlı olabileceğime dair net fikirler verdi. üniversite biter bitmez başladığım çalışma hayatı 2008 yılında kurduğum Architects-International www.architects-int.com tasarım ofisi adı altında devam ediyor. Mesleğin en büyük keyfi bana ait bir projenin benim tasarladığım bilinmeden bana anlatılmasını dinlemek; hakkında konuşmaya değer bir projeye imza atmak. Sahip olduğum meslek uzun süre yoğun çalışıp, inşa edilmesini sabırla gözleyip, sonuçlarını özellikle büyük projelerde çok yavaş görebileceğiniz bir uğraş. Bu zorlu sürecin tekrarlanması ancak kullanıcısı keyif alabiliyorsa, gösterdiğimiz çaba o yapıyı konuşulmaya değer kılıyorsa mümkün olabilir.
“GENEL OLARAK KENDİME HEDEFLER KOYMAKTAN ZİYADE YAPMAYA çALIŞTIĞIM, O ANI EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRMEK”
Son olarak tarzınızı nasıl tanımlarsınız ve mesleğinizdeki hedefleriniz nelerdir?
Son sekiz yılda farklı bir çok proje tasarladım, tamamen yenilediğimiz modern konseptiyle Sports International ve benzeri spor salonu projeleri, çok modern tarzda tasarlanmış Chicago’da rezidans projesi, çok klasik tarzda Nahçıvan Dram Tiyatrosu, Abu Dhabi konut projeleri veya aynı çatı altında ağırlıklı modern ama farklı tarzları da içeren Nuh’un Gemisi Deluxe Hotel projesi gibi. Bütün bu projelerde bence başarabildiğim kendi yorumumu katabilme yetisi, her beğeniye hitap etmesi mümkün değil ama Nuh’un Gemisi projesini gören kesinlikle bu projeyi sonrasında hatırlayacaktır. Genel olarak kendime hedefler koymaktan ziyade yapmaya çalıştığım, o anı en iyi şekilde değerlendirmek. çünkü koyduğunuz hedeflere ulaşmaya çalışırken geçen süre aslında sizin hayatınız ve ölçeği ne olursa olsun yaptığınız işin en iyisini yapma gayreti içinde olmak, sizi koyduğunuz hedeflerin ötesine taşıyabilir. Ne kadar yetenekli olduğunuzun önemi yok. Düşündüklerinizi gösterebilmek için sözcükler hiç bir zaman yeterli değil ve tasarım adına düşündüklerinizi bir başkasına gösteremediğiniz müddetçe takdir edilmesini bekleyemezsiniz. O yüzden şu an hedef, sorumluluğunu aldığım projeleri en iyi biçimde tasarlayıp, en doğru şekilde hayata geçmesini sağlamak.