1990 yılında University of Michigan’dan aldığı voleybol bursu ile Amerika serüvenine başlayan Pınar özbek, daha önce Eczacıbaşı ve Galatasaray takımlarında oynayıp, 1988 yılında milli forma ile Dünya Liselerarası Şampiyonasında Dünya Şampiyonluğunu Türkiye’ye getiren takımın da oyuncularından biri. Sporcu geçmişinin bugünkü kariyerinde de çok faydasını gördüğünü belirten Pınar özbek çok disiplinli, ileriyi iyi analiz edebilen, özgüveni olan ve dolayısıyla işinde de ilişkileri çok rahat kurup ilerletebilen bir karaktere sahip. üniversiteyi bitirdikten sonra yine aynı üniversitenin hastanesinde Neuroangio bölümünde radyoloji teknisyeni olarak görevine başlayan Pınar özbek, yaklaşık 10 yıl hastanede çalıştıktan sonra bu alanın bir de kurumsal tarafının olduğunu General Electric (GE) ve Siemens’den gelen eğitmenlik teklifleriyle fark ediyor. Seçimini GE’den yana kullandıktan sonra 10 yıl içerisinde 5 görev değiştirerek yükselmeyi ve daha çok erkeklerin domine ettiği bir alanda eğitim ve deneyim kazanılabildiği sürece bir kadının da gayet başarılı olabileceğini kanıtlıyor. Sorduğumuzda kariyer gelişimini ve mesleğini: “Basit olarak, doktorlarla girdiğim vakalarda anjiyo makinelerini fonksiyonlarını daha az radyasyon çıkartacak şekilde dizayn edip mühendislere teklif sunuyorum ve geliştirilen programları araştırma yaptığım hastanelerde test ederek geri dönüş veriyorum. Aslında yaptığım çalışmalar sadece ilişki ilerletme olarak kalmayıp, hastaların da vakalar sırasında en az radyasyon almasını sağlayan bu makinelerin gelişmesinde öncülük yapıyorum.” sözleriyle açıklıyor. Pınar özbek, boş vakitlerini spor ve kitap okuyarak geçirmeyi seviyor. Aynı zamanda bu sene Michigan State Univeristesi’nin Neuroscience bölümünden mezun olan ikiz kızlarının Tıp Fakültesi sınavı girişi için MCAT sınavına hazırlanmalarında onlara destek ve ilham kaynağı olmaya çalışıyor. çevresinde çok iyi kalpli ve yardımsever olarak tanınan Pınar özbek aynı zamanda çok prensipli olmasından dolay tembel ve üretken olmayan daima kendini geliştirme arzusu olmayan insanlardan uzak duruyor. Hayatını, “öğrenmenin yaşı yoktur” felsefesiyle yürüttüğünü söyleyen Pınar özbek en büyük rakibinin kendisi olduğunu belirtiyor ve kızlarına da aynı şekilde sadece kendileriyle yarışmalarını ve kendilerini daima geliştirmelerini öğütlüyor. “Hayatta elinizdeki her şeyi kaybedebilirsiniz ama asla diplomanızı sizden kimse alamaz” diyen General Electric Healthcare şirketinde, Girişimsel Radyoloji bölümünde Stratejik Hastaneler İlişki Geliştirme Direktörü Pınar özbek, “Bir gün eğer iş seyahatlerim yavaşlarsa, en büyük isteğim kızlarım Hayal ve Zaman’la birlikte Güney Amerika’da sırt çantasıyla seyahat edebilmek.” diyor.