Ayhan Bey, Storks markanızla hem yurt içi hem de yurt dışı satışta büyük başarılar yakaladınız. Öncelikle Storks’un hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?
Storks, Türkiye’de mücevher mağazaları zinciri olarak ilk kurulan şirkettir. Kuruluşu 1971’e dayanıyor ama esas mağazanın açıldığı tarih 1997 yılıdır. İlk mağazamızı Samsun’da açtık. Daha sonra 1998 yılında Ankara’da beş katlı bir mücevher mağazası açtık. Hatta o açılışımıza dünyaca ünlü model Claudia Schiffer gelmişti. Bundan 25 sene önce bir mücevher mağazası açmak ulaşılmaz bir hayal gibiydi. 2003-2004 yıllarından sonra mağazacılık yavaş yavaş oturmaya başladı. Türkiye’deki bütün mücevher markalarının çıkış tarihleri 2004-2005 yıllarına dayanır. Hepsi Storks’tan 6-7 sene sonra, bizi kendilerine örnek alarak kuruldular.
“STORKS’UN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ ÜRETİCİ OLMASIDIR”
Sizin markanızı bu başarıya ulaştıran ne oldu?
Türkiye’deki en katma değerli ürün mücevherdir. Storks’un en önemli özelliği üretici olmasıdır. Ben kırk senedir mücevher işiyle uğraşıyorum. Mutfağından ihracatına kadar her kademesini ekibim de ben de biliriz. Strorks’un ekibi neredeyse 25 sene sadece mücevher üretimiyle ilgilenmiş bir ekiptir. En büyük gücümüz üretim kapasitemizden geliyor. Türkiye’de dünyanın hiçbir yerinde olmayan 5 bin yıllık bir mücevher altyapısı var. Benden bir milyon yüzük isterseniz size bir milyon yüzük yapabiliriz. Bunu Avrupa’da hiçbir ülke yapamaz. Sahip olduğumuz bu altyapı bize güç veriyor.
Pırlanta birçok insanın hayalini süsleyen ve derin anlamlar içeren bir taş. Peki bu taş mücevher haline nasıl geliyor?
Bir mücevher aşağı yukarı 23 istasyondan geçiyor. Süreç ilk olarak dizayn etmekle başlıyor yani önce hayal ediyorsunuz. O hayali kâğıda döküyorsunuz. Tasarımcının çizdiği 100 model arasından 2 veya 3 tanesini beğeniyoruz. Tasarım konusunda artık bilgisayar aşamasına geçtik. Modeller artık 3 boyutlu olarak hazırlanıyor. Bu aşamadan sonra kalıp dökme, cila, taş dizimi, mıhlama, rodaj ve banyo aşamaları var. Son olarak da fotoğraf çekimi gerçekleştiriliyor.
“DÜNYADA HİÇBİR MADDENİN PIRLANTA KADAR ÖMRÜ YOKTUR”
Pırlanta sizce bir yatırım aracı mıdır?
Pırlanta bir yatırım aracı değildir ama hiçbir zaman ölmeyen bir değeri vardır. Bugün aldığınız bir pırlanta yüzüğü 50 sene sonra da getirseniz ona bir değer biçilir. Dünyada hiçbir maddenin pırlanta kadar ömrü yoktur. Pırlantanın özel olmasının ve aşkla özdeşleşmesinin nedeni sonsuz olması. Pırlantanın değeri sonsuza kadar devam eder. Özelliğinden de hiçbir şey kaybetmiyor. Pırlantanın ham maddesi olan elmasın yüzde 97’si sanayide kullanılırken geri kalan yüzde 3’lük kısım da mücevherde kullanılıyor.
Pırlantanın fiyatını etkileyen faktörler nelerdir? Sizin pırlantalarınızın farkı nedir?
Bizim bütün ürünlerimiz 18 ayar, sektörde sadece mücevheri 18 ayar yapan tek marka Storks’tur. Bunu “Mücevher 18 ayar olur” diye bir slogan haline de getirdik. Dünyadaki en iyi 10 markanın hepsinin üretimleri de 18 ayar. Kampanyalarda genelde çift sertifikalı ilerliyoruz. HRD sertifikası ve Storks sertifikası. Sektörde bunu yapan tek markayız. Çok şükür ki Türkiye bu alanda bazı konularda ilerleme sağladı. Bundan 40 sene önce kullandığımız pırlantalarla şimdi kullandığımız pırlantalar arasında çok fark var. O zaman dünyaya bu kadar ihracat yapmıyorduk. Bugün artık dünyaya uluslararası sertifikalı mal ihraç edebiliyoruz. Dünya ile entegre olmamız kaliteyi yukarıya taşımamızı sağladı. Şu anda bizim kullandığımız taşların hepsi doğal. Bunları müşteri isterse uluslararası laboratuvarlarda tescil edebiliyoruz.
“TÜRKİYE’NİN DÜNYAYA AÇILMASI KONUSUNDA KANUNLARIN ÇIKMASINDA BÜYÜK KATKILARIM OLDU”
Türkiye’nin ilk mücevherat markası olmanın size nasıl bir sorumluluk yüklediğinizi düşünüyorsunuz?
Türkiye’de bu sektörde sahte mücevher satışı yapan birçok firma ve kişi var. İnsanların zümrüt, pırlanta diye aldıkları değerli taşlar cam çıkınca istenmeyen mağduriyetler yaşanıyor. Biz bu konuyu kendi aramızda istişare ederek bu kişiler hakkında devlete şikâyet başvurusunda bulunmayı düşündük. Ben iki dönem Mücevher İhracatçıları Birliği başkanlığı yaptım. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde sektör konseyi üyesiydim. Türkiye’nin dünyaya açılması konusunda kanunların çıkmasında büyük katkılarım oldu. Türkiye’de mücevher sektörü oldukça büyük bir sektör. Devlet yetkililerine bu sektörün sorunlarını birçok kez dile getirdik. Çabalarımız sonucu ÖTV’nin kalkmasıyla yurt dışına ihracatın yolu açıldı. Biz de yurt dışına bu sayede ihracat yapıyoruz. İlk mücevher markası olduğumuz için diğer firmalar bizi takip ediyor. Bir yanlış yapma hakkımız yok. Son beş senedir ihracat konusunda 3 tane birincilik elde ettik.
Satış kanallarınızdan bahsedecek olursak nasıl bir strateji belirlediniz?
Satış konusunda yurt içi ve yurt dışı olarak bakmak gerekir. Şu anda yurt dışı satışlarımızın oranı yüzde 70 civarında. Bu oranı zaman içerisinde yurt içi ile dengelemek istiyoruz. Pırlanta ve mücevher konusunda 20 sene önce hiçbir ihracatımız yoktu. Kalitemiz buna müsait değildi. Ben bundan 25 sene önce Almanya’ya ilk gittiğimde servis yaptığımda acı bir gerçek ile karşılaştım. Orada kalite kontrol denetiminden geçememiştik. Kalitenin ne kadar önemli olduğunu biz o zaman anladık.
“ÇOK FAZLA MAĞAZA AÇMAK BANA GÖRE AKILCI DEĞİL”
Storks’un bundan sonraki hedefleri nelerdir?
Yurt içinde şu anda 30 mağazamız ve 110 tane satış noktamız var. Mağaza sayımızı 50’ye çıkartmak istiyoruz. Yurt içinde bu sayının üstüne çıkmayı düşünmüyoruz. En büyük hedeflerimiz yurt dışıyla ilgili. Avrupa’da 10 tane Storks adı altında mücevher mağazası açmak en büyük hedefim. İrlanda, Almanya, Polonya, Bulgaristan ve Çekya’da bir takım ön anlaşmalar gerçekleştirdik. Hollanda ile de görüşme halindeyiz. Araya pandemi süreci girmeseydi şimdiye kadar dört beş tanesini açmış olacaktık. Orta Doğu’dan da mağaza konusunda talepler aldık fakat Avrupa’da mağaza açmadan Orta Doğu’yu ikna etmek o kadar kolay değil. En büyük hayalim Londra, Frankfurt, Münih gibi dünyaca ünlü noktalarda mağazalarımızı açabilmek. Bu mağazaların başarıya ulaşması da önemli. Bu mağazaları açtığımız takdirde başarıya ulaşacağımıza yüzde yüz inanıyoruz. Bir diğer hedefimiz Avrupa’daki büyük zincir mağazaların üretimini yapmak. Çok fazla mağaza açmak bana göre akılcı değil. Pırlanta gibi katma değerli bir ürünü Türkiye’de üretmekten ve yurt dışına ihraç etmekten gurur duyuyorum.
Göbeklitepe koleksiyonunuzdan da bahsedebilir misiniz?
Göbeklitepe’nin Türkiye haklarını aldık. Storks olarak 2019 yılında Şanlıurfa’da müze ile yaptığımız anlaşma sonucunda Atiye sembolü ve Göbeklitepe müzesine ait bir koleksiyon oluşturma gündeme geldi. 2020’nin sonlarına doğru Atiye sembolüne ait bir kolye ve Göbeklitepe koleksiyonunu çıkardık. Göbeklitepe koleksiyonu tamamen gümüş, pırlanta, 24 ayar altın karışımı ürünler ve Göbeklitepe’deki eserlerden, duvarlardaki sembollerden oluşan bir koleksiyon. Atiye kolyesi ve Göbeklitepe koleksiyonu şu anda sektörün en iyisi diyebilirim.