Aylin Hanım, son yıllarda diş hastaları arasında çok popüler olan “gülüş tasarımı” uygulaması nasıl bir uygulamadır? Bu konuda hekim olarak düşünceleriniz nelerdir?
Bilindiği üzere güzel bir diş yapısına, açık renkli dişlere, düzgün ve simetrik diş dizilimine ve bunlarla uyumlu diş eti yapısına sahip olan bireyler toplum içerisinde daha özgüvenli hareket edebilmektedirler. Bu da kişileri iş ve sosyal yaşamlarında olumlu şekilde etkilemektedir. Gülüşlerinden veya dişlerinden memnun olmayan bireyler daha beyaz ve simetrik, aynı zamanda diş etleriyle uyumlu dişlere sahip olmak için başvurmaktadırlar. Bazen sadece beyazlatma işlemi bile kişinin kendine ait gülüşünden memnun olmasını sağlayabilmektedir. Daha problemli gülüşlerde dişlerin estetik porselenle kaplanmasıyla beraber dişetine de küçük operasyonlar yapılması gerekebilmektedir. Bu şekilde kişinin gülüşündeki pembe ve beyaz dengesi kişi için ideal duruma getirilmiş olur. Günümüzde bu şekilde, çok fazla kişinin çok erken yaşlarda sağlıklı dişlerine radikal, geri dönüşü olmayan işlemler yaptırmaktan kaçınmadığını görmekteyiz. Açıkçası gülüş tasarımı isteğiyle başvuran bireylerde öncelikle kişinin talebini en kolay nasıl ve ne şekilde sağlayabileceğimizi planlarız.
Gülüş tasarımında pembe ve beyaz dengesi diye bahsettiğimiz durumu biraz daha açıklayabilir misiniz?
Örneğin, gülerken diş etleri çok fazla görünen tanıdıklarımız vardır. Bu kişiler gülüş tasarımı için diş hekimine başvurduklarında öncelikle diş etlerinin görünürlüğünün azaltılması talebinde bulunurlar. Bu durumun sağlanabilmesi için hastaya nasıl bir işlem uygulanacağına karar vermek üzere detaylı bir muayene yapılır. Bu muayenede kişinin diş boyları, üst dudak konumu ve hatta üst dudağın kas aktivitesi dahi değerlendirilir. Muayene sonucunda basit bir botoks işlemiyle dahi kişinin gülüşü istediği seviyeye getirilebilir. Dişlerin boylarını uzatmak için diş etlerinin cerrahi olarak uzaklaştırılması da gerekebilmektedir. Yine pembe beyaz dengesi dahilinde sayabileceğimiz diş eti rengi de gülüş tasarımında önem taşımaktadır. Sağlıklı diş eti açık pembe renkte, oldukça sıkı yapıda ve sınırları düzenli bir halde olmalıdır. Fakat bazı kişilerde yapısal olarak ya da sigara kullanımına bağlı diş etlerinde yoğun ve yaygın, çok koyu renklenmeler gözlenebilir. Bu durumun kişinin sağlığına herhangi bir zararı olmamakla beraber kişi talep ettiği takdirde lazer veya konvansiyonel cerrahi yöntemiyle tedavi edilebilmektedir. Diş etinin renk değişikliği aynı zamanda periodontal hastalık kaynaklı olabilir. Böyle bir durumda kişiyi periodontoloji uzmanına yönlendirerek diş estetiği öncesinde mutlaka periodontal tedavi görmesini öneriyoruz.
Diş eksiklikleri tedavilerinde son yıllarda çok tercih edilen implant uygulamalarıyla ilgili bilgi verebilir misiniz?
İmplantlar insan vücuduyla bio uyumlu metallerden yapılmış, çene kemiğine yerleştirilebilen vidalardır. Ülkemizde özellikle son 20 yılda diş hekimliği pratiğinde en çok gerçekleştirilen tedavi halini almıştır. Tabii bu durumun oluşmasında hastanın talepleri de büyük önem taşımaktadır. Özellikle çoklu veya tam diş eksikliği yaşayan bireyler implant tedavisi yaptırarak takıp çıkarma protez kullanımından kurtulmaktadırlar. Bu durum kişilere hem büyük bir konfor sağlamakta hem de uzun vadede çenelerde meydana gelebilecek erimelerin önüne geçmektedir. Sadece çoklu diş eksikliklerinde değil, tek diş eksikliklerinde de komşu dişlerin bütünlüğünü koruyan bir uygulama olduğu için alternatiflerine göre sıklıkla tercih edilmektedir.
Herkese implant yapılabilir mi?
Açıkçası kişinin genel sağlık durumu elverdiği sürece herkese implant yapılır. Tabii ki her vakaya aynı kolaylıkta implant yapılamaz. Kemik hacmi yeterli olan çene bölgelerinde gerçekleştirilen operasyonla çok ince kemiğe sahip tam dişsiz vakaların operasyonları ve süreçleri arasında ciddi farklar vardır. Bu sebeple diş eksikliği durumunda eğer implant gibi bir düşüncesi varsa bireyin ne kadar erken başlatırsa süreci o kadar iyi sonuç alır.
Mesleğiniz diş hekimliği eğer başka bir seçenek olsaydı hangi alanı tercih ederdiniz?
Böyle bir alternatifi dahi düşünmedin inanın. Mesleğime alternatif bir düşünce içeriğine hiç girmedim. Ama Diş Hekimliği gibi spesifik bir branş olmasaydı şayet Genel Tıp alanında ilerlemek tercihim olurdu muhtemelen. Tabi ki sadece Diş Hekimi olup genel mesleki eğitim ile kalmadım. Mesleki anlamda birçok farklı eğitime katıldım ve yeterlilik kazandım. Benim gözümde eğitim biterse hayat biter. Eğitim süreklilik arz eden bir dinamiktir. Devlet hastanelerinde çalışırken Mesleki bilirkişilik yaptım. Bütünlük arz etmesi adına hukuk fakültesi okudum. Eğitimimi bırakmadım şu an ise Anadolu Üniversitesi Sağlık Yönetimi Bölümü öğrencisiyim.
İş hayatındaki başarı kriterleriniz nelerdir?
Başarının en temel ve reel kaynağı disiplindir. İşinize gösterdiğiniz özene disiplin eklediğiniz takdirde başarı kaçınılmaz bir sonuç oluyor. Benim gibi çocukluk hayali icra ettiği meslek olan tüm hekim arkadaşlarım temel olarak başarılarını bu iki olguya borçludur. Özellikle mesleki gelişime olanak sağlayacak eğitimlere katılmak, bilimsel yayınları takip etmek, mesleki yeniliklere ve dijital dönüşümlere vakıf olmak bana göre yine temel iş disiplini dahilindedir. Gelişime açık olan tüm bireyler için başarı kaçınılmazdır. Bilim insanlarının belirttiği gibi “Büyümenin gerçekleri vardır, büyümek pozitif değişiklik gerektirir.” İş hayatınızda özellikle mesleğinizi icra ederken sahip olduğunuz pozitif iletişim becerileri iş disiplininizle harmanlandığında başarı kapısı ardına kadar açılıyor. Mesleki yeterlilik anlamında tatmin sınırı tanımayan hekimlerdenim denebilir.
İnstagram: a2.dent
Aylin Adanur
.JPG)
.jpg)
.JPG)
.JPG)
.jpg)
.JPG)
