Star Olmak İsteyen İnsanların Önce Kendilerine İnanması Gerekiyor

Star Olmak İsteyen İnsanların Önce Kendilerine İnanması Gerekiyor Star Olmak İsteyen İnsanların Önce Kendilerine İnanması Gerekiyor

Ünlü Menajer ve İletişim Danışmanı Özgür Aras, yeni kitabını ve ilham veren hayat hikayesini Klass’a anlattı...

Ünlü Menajer ve İletişim Danışmanı Özgür Aras mesleğindeki başarısı ve sahip olduğu ün kadar hayat hikayesi ve çalışma azmi ile de çevresindekilere ilham olan bir isim. İdealist yönü ve insani değerlere verdiği önemle ünlülerin ışıltılı dünyasına adım atan ve başarı merdivenlerini adım adım çıkan Özgür Aras, hayatının 1999 yılında elim bir kaza sonucu hayatını kaybeden ünlü sanatçı Ajlan Büyükburç’un gidişiyle değiştiğini söylüyor. Saynur Gelendost ve Zerrin Özer gibi duayenlerin yetiştirdiği ve Tarkan, Yonca Evcimik gibi ünlü isimlerin iletişim danışmanlığını yapan Özgür Aras ile yeni kitabını, çocukluğunu, başarısının sırrını ve Deniz Seki ile olan anılarını Klass okurları için Lazzoni Hotel’in muhteşem ambiyansında konuştuk.

 

Özgür Bey, meslek hayatınızdaki onca başarı arasına bir de 11 kitap sığdırdınız. Bu kitapların en sonuncusu ‘Henüz tanışmadık’ oldu. Kitabınızı ana hatlarıyla bizimle paylaşabilir misiniz?

‘Henüz tanışmadık’ benim 28 yıllık meslek hayatımda ilk defa frene bastığım dönemde üretilen bir eserdi. Ben 28 yıldır hiç bu kadar durmamıştım. Yaşadığımız bu pandemi dönemi herkesin içinde bir şeyleri uyandırdı. Bende yazmayı tetikledi. Ben önceki kitaplarımı bölük pörçük zamanlarda, otel odalarında, yalnız kaldığım zamanlarda yazdım. Kitapların yazımı uzun müddetlere yayılırdı. Bu kitabı yazarken Bodrum’daki evimde tek başıma sadece kitabıma odaklandım. Yazarken içimde adeta kelimeler uçuşuyordu ve bundan dolayı bende ayrı bir yeri var. İnsanlardan çok güzel dönüşler ve övgü dolu sözler aldım. Ben her zaman şükreden bir insanım. Allah’ın bana yaşattığı bu güzel duygulardan dolayı her zaman şükrediyorum.

 

“KAYRA KARAKTERİNİ GONCA VUSLATERİ’NİN OYNAMASINI İSTERDİM”

Kitabınızı beyaz perdeye aktarmayı düşünür müsünüz?

Bir kitabımın dizi ya da sinema filmine dönüştürülmesini çok isterdim. Bunu içimden geçirdim ve evrene bıraktım. Umarım bu dileğim bana gerçek olarak geri dönecektir. Kayra karakterini Gonca Vuslateri’nin oynamasını isterdim. Gonca’nın ona hayat vereceğini hissediyorum çünkü çok başarılı bir oyuncu. Hayatımda özel bir yeri olmasının dışında oyunculuğuna hayran olduğum bir isim.

 

Henüz 9 yaşında meclis koridorlarında koşuşan bir çocuktunuz. Saynur Gelendost gibi önemli bir ismin yanında yetiştiniz. Bu sizin için nasıl bir deneyim oldu. Çocukluğunuzdan ve hayatınızda sizin için anlam ifade eden tecrübelerinizden bahsedebilir misiniz?

Saynur Gelendost’u rahmetle anıyorum. Benim babam serbest mali müşavirdi. Birlikte Bodrum’da yaşıyorduk. Babamın muhasebesini tuttuğu şirketlerin arasında Bodrum Ekspres gazetesi de vardı. Bu gazetede Saynur Gelendost haftalık yazılar yazıyordu. Babam hep kendisinin çevreyle ilgili yönünü, eylemci ruhunu evde anlatıyordu. Bende böylece kendisine aşina olmuştum. Televizyonlarda da Gökova için yaptıklarını, betonlaşmaya nasıl karşı durduğunu görüyorduk. Bir gün okula giderken Bodrum Belediyesi’nin önünde bir palmiye ağacının önünde Saynur Gelendost’u gördüm ve yanına gittim. ‘Merhaba’ diyerek kendimi tanıttım. Kendisine ‘Ben de sizinle bir şeyler yapmak istiyorum, sizin gibi çevreci olmak istiyorum’ dedim. Bana bir adres verdi ve oraya gelmemi istedi. Bir sonraki gün oraya gittiğimde Bodrum’daki gönüllüler tarafından oluşturulan bir oluşumun bastırdığı tişörtleri bana vererek onları Bodrum Meydanı’nda satmamı istedi. Gittim ve satabildiğim tişörtleri sattım. Bir sonraki buluşmamızda beni başka bir yere davet etti. Bu şekilde yavaş yavaş onlara dahil olmuştum. Bütün grup orta yaştayken aralarında küçük olan bir tek ben vardım. Onun yanında adeta bir stajyer gibi çevreciliği öğrenmeye başladım. Kendisinden yazım ve telaffuz kurallarını öğrendim. Bütün röportaj ve eylemlerde daima yanındaydım.

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Ocak sayısında...