Halk müziğinde birçok ilki başaran, henüz 32 yaşındayken devlet sanatçısı unvanı alarak, Süleyman Demirel ve Rauf Denktaş tarafından övgülere mazhar olan ve birçok birincilik elde eden Armağan Coşkun Elçi, idealist kişiliği ve akademisyen yönüyle yediden yetmişe herkesin takdirini kazanmış örnek bir Türk kadını. İstanbul üniversitesi Devlet Konservatuvarı Türk Müziği Ana Sanat Dalı Başkanı unvanına da sahip olan ve verdiği halk konserleriyle de kendisine büyük bir sevgiyle bağlı olan geniş bir hayran kitlesine ulaşan Prof. Dr. Armağan çoşkun Elçi ile kariyerindeki mihenk taşlarını, devlet büyükleriyle olan anılarını, akademik çalışmalarını ve hem yüreğimize hem de aklımıza hitap eden türküleri Klass okurları için konuştuk.
“Toplumsal Etik Derneği, her yıl meslek onurunu koruyarak yaşamı boyunca etik ilkelere duyarlı olan kişi ve kuruluşlara “Meslekte Etik Davranışları Teşvik ödülü” vermektedir. Bu noktada 2019 yılında Türk Halk Müziği Dalında Etik İlkelere Duyarlılık ödülü” aldım. Büyük onur duydum ve güç aldım.”
“Sayın Demirel bana “Sen yoluna devam et, çok güzel bir ışığın var, çok güzel bir enerjin var evlat. Sen bunları onurlu bir şekilde elde ettin, en çok sarılacağın nokta bu.” demişti. Ben onun o cümlesinden sonra inanılmaz güçlendim. Hayatımı bana bu sözü söylediği 1998 yılından önce ve sonra olarak ikiye ayırıyorum.”
Armağan Hanım, Türk halk müziği alanında yaptığınız önemli çalışmalarla tanınmış değerli bir sanatçısınız. öncelikle sizi daha yakından tanıyarak kariyerinizdeki mihenk taşlarını öğrenebilir miyiz?
Kariyerimdeki mihenk taşlarımın ilki Halk Müziği’nde doktora unvanına sahip ilk sanatçı olmak. Halk müziğinde devlet sanatçısı unvanını ise 32 yaşında aldım. Doçentliğimi Türk Halkbilimi üzerine, profesörlüğümü Türk müziği üzerine aldım. Bunlar benim ilklerim oldu. Hem yurt dışında hem de Cumhurbaşkanlığı konserleri kapsamında sahneye çıktım. Askeri bölgelerde askerlerimize moral vermek amacıyla konserler verdim. Ses sanatçısı olarak TRT ve Kültür Bakanlığı’nda birincilik elde ettim. Amacım akademik kariyer yapmaktı bundan dolayı çok fazla ön planda olmak istemedim. Halk müziğinde hem icracıyım hem de akademisyenim. Anadolu’da, Türk dünyasında ve Balkanlar’da birçok alan çalışması yaptım. Kitaplar ve makaleler yayınladım. Sempozyumlara katıldım ve konferanslar verdim. Bu çalışmalarım devam etmekte... İstanbul üniversitesi’nde Türk Müziği Anasanat dalı başkanıyım. Darül-El-han kökenli konservatuvarımızda Profesör Doktor Aygül Günaltay öncülüğünde bu bölümü kurmak nasip oldu.
Kariyerinizde birçok ödül de var. En son hangi ödülü almıştınız?
Toplumsal Etik Derneği, her yıl meslek onurunu koruyarak yaşamı boyunca etik ilkelere duyarlı olan kişi ve kuruluşlara “Meslekte Etik Davranışları Teşvik ödülü” vermektedir. Bu noktada 2019 yılında Türk Halk Müziği Dalında Etik İlkelere Duyarlılık ödülü” aldım. Büyük onur duydum ve güç aldım.
“BENİ KEŞFEDEN SAYIN SüLEYMAN DEMİREL OLDU”
Devlet sanatçısı unvanını almanızda hangi özellikleriniz etkili oldu?
Türkiye’yi çok iyi bilmem ve uluslararası tanınırlığım bu unvanı almamda etkili oldu diyebilirim. Halk müziğinde doktora unvanına sahip ilk sanatçı olmamı da buraya ekleyebiliriz. Beni keşfeden Sayın Süleyman Demirel oldu. Bana “Bedenin küçük ama sahneye çıkınca devleşiyorsun.” demişti. ülkem adına yüz ağartıcı konserler verme onuruna eriştim. Amerika, Bosna Hersek, İtalya, Belçika, Hollanda, Almanya ve Türki Cumhuriyetlerde konserler verdim. Balkanlar’da bilimsel araştırma projeleri yaptım. Daha çok Anadolu Alevi müzik kültürü üzerine çalışıyorum. Doçentlik çalışmam aşık müziği, profesörlük çalışmam “Cem Zakirliği” üzerineydi. Anadolu’yu çok iyi biliyorum. Anadolu’ya gittiğimde uçaktan iner inmez elime defter ve kalemimi alarak direkt alana giderim. Halk kültürünün bütün ürünleri benim için çok kıymetlidir.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Temmuz sayısında...