Ünlü Olabilirsiniz Ancak Bu Marka Olduğunuz Anlamına Gelmez

Ünlü Olabilirsiniz Ancak Bu Marka Olduğunuz Anlamına Gelmez Ünlü Olabilirsiniz Ancak Bu Marka Olduğunuz Anlamına Gelmez

Marka, pazarlama ve satış alanlarındaki uzmanlığı ile iş dünyasında önemli bir saygınlığa sahip olan ve başarısını aldığı ödüllerle taçlandıran Roberto Murat Özdemir, çalıştığı kurumlarda edindiği deneyimler sayesinde kariyer basamaklarını adım adım çıkarak bugün Türkiye’nin en önemli danışmanları arasında girdi. Aynı zamanda “Çağrı Merkezi Yöneticisi El Kitabı” ve “Satışta Jedi Bilgeliği” kitaplarının yazarı olan Roberto Murat Özdemir “Kendinin Kahramanı Ol” isimli yeni kitabının yayım çalışmalarını da sürdürüyor. Uzmanlık alanlarında birçok kuruma eğitim, danışmanlık ve mentorluk hizmeti sunan Roberto Murat Özdemir ile çalıştığı kurumlarda edindiği tecrübeleri, marka olmanın altın kurallarını ve satış ile algı arasındaki bağı Klass okurları için konuştuk.  

Roberto Bey, bize öncelikle kendinizden bahsedebilir misiniz? Uzmanlık alanlarınız nelerdir?
1978 İspanya doğumluyum. Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni tamamladıktan sonra Barcelona Üniversitesi Sermaye Piyasaları programında yüksek lisansını tamamladım. İş hayatına HSBC'de başladım ve çeşitli kurumlarda üst düzey yöneticilik yaptım. Çalışma hayatım boyunca marka, satış ve pazarlama alanlarında yer aldım. Çağrı Merkezi Yöneticisi El Kitabı ve Satışta Jedi Bilgeliği kitaplarının yazarıyım. “Kendinin Kahramanı Ol” isimli kitabımın yayımlanması için görüşmeler yapıyorum. Marka, pazarlama ve satış alanlarında uzmanım. Birçok kurum ve genel katılımcılara eğitim, danışmanlık, mentorluk hizmeti veriyorum. Nöro bilim ve nöro satış pazarlama kavramları ile müşteri odaklı süreçleri oluşturuyorum. Mesleki hayatım süresince 4 ödülün sahibi oldum. Sırasıyla Türkiye’nin En İyi Yöneticisi, Türkiye’nin En İyi İnteraktif Satış Fikir Yöneticisi, En İyi Marka Danışmanı ve Yılın Marka Danışmanı seçildim. 2015 yılından itibaren eğitimci, danışman, yazar ve konuşmacı olarak mesleki faaliyetlerimi sürdürmekteyim.

Kurumsal firmalarda uzun süre çalışmanızın şu anki çalışma hayatınıza ne gibi artıları oldu. Edindiğiniz tecrübeleri bizimle paylaşabilir misiniz?
Her çalışma, her kurum ve her iletişim insana bir deneyim kazandırır. Önemli olan bu deneyimler karşısında neler edindiğinizin ve neleri geliştirebileceğinizin farkında olmanızdır. Birçok kurumda çalışmış ve eğitimler veren biri olarak şunu size söyleyebilirim ki en büyük deneyimim, iletişimin her konuda ne kadar önemli olduğunu kavramış olmamdır. Eskiden yaşadığım olumsuz deneyimler beni küstürür veya bunaltırdı. Ancak yıllar içinde gözlemledim ki olumsuzluklar aslında başarının altın anahtarıdır. Bu bakımdan başarısızlıklardan kaçmamak, başarısızlıklar karşısında öğreti modunu içselleştirmek ve buna göre yol almak sizleri etkin noktalara taşıyacaktır.

Kişisel marka olmak artık kişiler için önemli bir faktör hâline geldi. Kişilerin marka olması doğuştan gelen bir yetenek midir? Marka olmak için nasıl bir yol izlenmelidir?
Marka kavramı sadece logo, resim, renk gibi kavramlardan ibaret değildir. Günümüz dünyasında marka bunların çok ötesindedir. Marka karşınızdaki insanlarla iletişim ve bağ kurabilmeniz, müşterilerinizle ortak hareket edebilmenizdir. Müşterilerinin hayat boyu sizinle yaşadığı olumlu deneyimi sürdürebilmesi çok önemli. Marka için çalışan tüm kadroların ortak vizyon ve misyonu karşı tarafa yansımalıdır. Bir marka müşterilerinin hayatını kolaylaştırabilmeli ve sorunları çözebilmelidir. Marka olmak demek imaj ve itibar yönetimini başarabilmek ve bunların tümünü sürdürülebilir yapıda yapabilmektir. Marka doğuştan bir yetenek değil kişisel gelişim ve doğru stratejiler ile ulaşılabilecek bir kavramdır. Andy Warhol’un çok meşhur bir sözünde der ki “Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacaktır.” Yaptığınız çalışmalarla o an, o dönem için ünlü olabilirsiniz ancak bu marka olduğunuz anlamına gelmez. Twitter’da trend topic olabilirsiniz ancak bu sizi marka yapmaz. Popüler olmak, geçici ün kazanmak marka olduğunun anlamına gelmez. Bunlar size anlık bir başarı kazandır, marka ise bir ömür boyu. İster firma ister kişi olun, sonuç her zaman aynıdır.

Bir satış uzmanı olarak satış ile algı arasında nasıl bir bağ olduğunu düşünüyorsunuz.  Satış için ne gibi teknikler kullanılmalıdır?
Algı yönetimi, mevcut bir düşüncenin insanlara kabul ettirilmesidir. Bu düşünceler bilinçli bir şekilde kabul ettirilebildiği gibi bilinç altına da empoze edilebilir. Bu bakımdan satış süreci karşıdaki kişinin algılama durumuna göre yönetilmesi gereken bir süreçtir. Satış yönetim süreçleri ya da teknikleri pasif değil, dinamik bir yapı gerektiren process’leri içerir. Satış için birçok teknik kullanılmaktadır. Ancak bunların en önemlileri; ürün ya da hizmet odaklılık yerine müşteri odaklılık, çok konuşmak değil çok dinlemek ve müşteriye doğru soruların yöneltilmesidir.

Geriye dönüp baktığınızda “Çocukluğunuzda kurduğum hayalleri gerçekleştirdim.” diyebiliyor musunuz?
Çocukluğumdan beri birçok hayalim oldu. Bazısını gerçekleştirebildim bazısı ise henüz gerçekleşmedi.  Bu hayallerimden biri de bilgiye daha çok ulaşmak ve bu bilgiyi yayabilmek. Bulunduğum konum itibari ile hayallerimi gerçekleştirerek ilerlediğimi gözlemledim diyebilirim. İnsanlara en büyük tavsiyem: “Hayal kurmaktan vazgeçmeyin ve o hayal için çalışın”

İnstagram:robertomuratozdemir


 

Roberto Murat Özdemir