Murat Bey, son dönemlerde hep Kaşıbeyaz’ın yeni yatırımları konuşuluyor. Son yatırımlarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Dediğiniz gibi son dönemlerde yeni yatırımlarımızla sürekli konuşuluyoruz. Önce Kaşıbeyaz’ın merkez üssü Florya’yı yenileyerek eski günlerini hatırlatan bir dekorasyona kavuşturduk. Sonra Büyükçekmece Kıyı’da ve Bahçeşehir Gölet’te yeni restoranlarımızı açtık. Bir yandan da Kaşıbeyaz Baklava ve Satır Arası markalarımızın şubelerine yoğunlaştık. Oldukça da yoğun ve güzel geri dönüşler aldık. Bir yandan yurt içinde yeni restoranlarımızın nerelerde açılması gerektiği konusunda hummalı bir çalışma yürütürken bir yandan da yurt dışındaki yeni şubelerimize yoğunlaştık.
Yurt dışında restoran açmaya nasıl karar verdiniz?
Aslına bakarsanız uzun yıllardan beri ciddi teklifler alıyorduk. Yurt dışına çıktığımız her yerde Kaşıbeyaz tutkunlarıyla karşılaşıyorduk. İstanbul’a gelen her yabancının yolu mutlaka bir Kaşıbeyaz’dan geçmiş. Onların da yurt dışında restoran açmamız için ciddi bir ısrarı vardı. Biliyorsunuz birkaç yıl önce birçok Türk markasının yurt dışı ataklarına birlikte şahit olmuştuk. Biz o günlerde dahi temkinli davrandık. Çünkü markamız, bizim soy ismimiz ve yıllardır oturttuğumuz bir kalite ve hizmet anlayışı var. Eğer bunu sağlayabileceksek, evet yurt dışında olmalıydık. Şu anda yurt dışına açılmak için en doğru zamanımızdayız. Yıl sonuna kadar İran, Özbekistan, Katar ve Mısır’da 4 restoran açacağız. Önümüzdeki dönemde de bu restoranların dışında Mısır’da 3, İran’da bir restoran daha açacağız.
Peki Türkiye için de yeni yatırımlar var mı?
Tabii. İstanbul’da 7, Ankara’da da 1 restoranımız var. Yıl sonuna kadar da İstanbul ve Ankara dışında belirlediğimiz 2 şehirde, 2 yeni restoran açacağız. Bir yandan da Kaşıbeyaz Baklava ve Satır Arası markalarımızı büyütmeye devam ediyoruz. Burada bir parantez açmamız gerekirse bu iki markamızı da Kaşıbeyaz çatısı altında yurt dışına taşıyoruz.
Kaşıbeyaz gastronomi olarak Türk mutfağına yönelik hangi evrensel mesajları vermek istiyorsunuz?
Kullandığımız tüm ürünleri yöresinden tercih ediyoruz. Örneğin mevsimsel keme kebabımız Urfa tarafında yetişen keme mantarından yapılıyor. Kebap için kullandığımız bir domatesle salatada kullandığımız domates aynı değil. Hepsi kullanım yerine göre ayrı bölgelerden tercih ediliyor. Altını çizmek istediğim bir konuda, sadece ülkemizde yetişen kuzu ve dana etlerini kullanıyoruz. Yerel olana sahip çıkıp kendi mutfağımıza has lezzetleri koruma gayemiz var. Yurt dışına giderken de bu özelliğimizi oraya taşıyacağız. Böylece Türk mutfağını yeni restoranlarımız üzerinden yurt dışına taşırken Türkiye’nin marka değerine de katkı sunmuş olacağız.