Dünyayı kasıp kavuran Coronavirüs (COVID-19) salgınıyla mücadele için harekete geçen iş dünyasının önde gelen isimlerinden A&S Holding Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Akkuş, 200 milyon liralık yatırımla Türkiye’nin en büyük yerli ve milli maske fabrikasını üretime başlattı. Akkuş, verdikleri hizmeti “Günlük 8 milyon 640 bin adet maske üretimi gerçekleştiriyoruz. İlk 3 aylık üretimimizin yüzde 30’unu Sağlık Bakanlığı’na hibe ettik. Geri kalanını da Sağlık Bakanlığı’nın yönlendirdiği noktalara göndereceğiz” diyerek anlatıyor. A&S Yatırım Holding, 28 günde kurduğu dünyanın en büyük maske fabrikasının ardından şimdi de ‘yüzen fabrikalar’ aracılığıyla dünyanın maske ve tulum ihtiyacını karşılamaya hazırlanıyor. A&S Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Akkuş, “Bu süreçte yurt dışından çok yoğun bir maske talebi aldık. Yurt dışında fabrika kurmaktansa satın aldığımız gemileri yüzen fabrikalara çevirmenin daha avantajlı olduğunu gördük. İlk etapta 3 gemi aldık. Gemilerimiz Yunus Emre, Rumi ve İbn-i Sina ile Temmuz ayı içerisinde ABD’ye toplamda 1,5 milyar adet maske ulaştırmış olacağız” diyor. A&S Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Akkuş ile hayata geçirdiği bu muhteşem projelerini Klass okurları için konuştuk.
“Türkiye’nin en büyük, yerli ve milli maske üretim fabrikasını kurarken işe 100 makine ile başladık. Yüzde 60 kapasiteyle günlük 8 milyon 640 bin adet, aylık ise 260 milyon adet üretim gerçekleştiriyoruz. 25 kişilik bir ekip, gece gündüz var gücüyle çalışarak tesisi 28 gün gibi kısa bir sürede üretime hazır hale getirdi. 200 milyon TL’lik yatırımımızı tamamen öz sermayemizle hayata geçirdik.”
Uğur Bey, Coranavirüs (COVID-19) salgını nedeniyle birçok şirket, elini taşın altına koyarak; üretim hatlarını sağlık ürünlerine çevirdi. Bu şirketlerden biri de A&S Yatırım Holding oldu. Global Mask markasıyla dünyanın ve Türkiye’nin en büyük, yerli ve milli maske üretim fabrikasını kurma kararını nasıl aldınız?
Bizim gibi şirketler için evde oturma değil, üretim zamanı dedik. Bugün ABD’den çin’e kadar birçok şirket üretim hatlarını sağlık ürünlerine çevirdi. Biz de bu konu üzerine çalışmalar yaptık. A&S Holding olarak kısa süre içerisinde fizibilite çalışmalarını tamamladık. Mart ayında süreç başladığında biz ne yapabiliriz düşüncesi ile ekibimiz projeler geliştirdi. Bu projeler arasında yerli ve milli maske üretimi hızlıca hareket edebileceğimiz alan olarak karşımıza çıktı. İstanbul Hadımköy’deki üretim tesisimizi maske üretimine uygun hale getirebileceğimizi gözlemledik. Hemen makine parkuru için siparişlerimizi verdik. 30 Nisan’da Türkiye’nin en büyük maske üreten fabrikasını açtık.
“AYDA 260 MİLYON ADET MASKE üRETİYORUZ”
Günde kaç maske üretebiliyorsunuz? Maskeleri ulaştırma koordinasyonunu nasıl sağlıyorsunuz?
Türkiye’nin en büyük, yerli ve milli maske üretim fabrikasını kurarken işe 100 makine ile başladık. Yüzde 60 kapasiteyle günlük 8 milyon 640 bin adet, aylık ise 260 milyon adet üretim gerçekleştiriyoruz. 25 kişilik bir ekip, gece gündüz var gücüyle çalışarak tesisi 28 gün gibi kısa bir sürede üretime hazır hale getirdi. 200 milyon TL’lik yatırımımızı tamamen öz sermayemizle hayata geçirdik. Şu an ilk 3 ay itibarıyla üretimimizin yüzde 30’unu Sağlık Bakanlığı’na hibe etmiş durumdayız. Geri kalanını da Sağlık Bakanlığı’nın yönlendirdiği noktalara ulaştıracağız.
Bu süreçte yerli ve milli ürünlerle üretim yapmak için de çalışmalar gerçekleştirdiniz. Biraz da bu çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Türkiye’de bu alanda makine üretimi yapan şirketlerle el sıkıştık. Makinelerin hiçbiri ithal değil. Bu bizim için en önemli kurallardan birisiydi. Biz bu makineleri yurt dışından çok daha uygun fiyata getirebilirdik. Ancak yerlilik kuralımız gereği bunu yapmadık. üretimde kullanılan makinelerin tamamı cıvatasından vidasına kadar yüzde 100 yerli makineler. Tamamen ultrasonik, hijyenik ve el değmeden maske üretmeye böyle başladık. “Turkish Power” ismini verdiğimiz makinelerin her biri dakikada 200 maske üretiyor. Dünyadaki diğer emsal makineler dakikada 80 ila 100 maske üretim kapasitesine sahip. Bizim gibi ülkesi ve milleti için çalışmayı ilke edinen iş insanları için şu anda görev zamanı. Gün plazalarda, masa başında oturma günü değil, araziye inme günüdür. Evimizden çıkıp sahaya indik. ürettiğimiz ürünle, yatırımımızla, sağladığımız istihdamla bu ülke için elimizi taşın altına koymaya gece gündüz çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Temmuz sayısında...