C24 Dünyanın En İyi 500 Galerisi Arasında Gösteriliyor

C24 Dünyanın En İyi 500 Galerisi Arasında Gösteriliyor C24 Dünyanın En İyi 500 Galerisi Arasında Gösteriliyor

C24 Gallery ortağı Maide Kurttepeli sanat alanındaki çalışmalarını Klass’a anlattı

Sosyal yaşam dünyasının seçkin isimlerinden Maide Kurttepeli, eşi Emre Kurttepeli ile birlikte hayatını sanata adayan ve bu doğrultuda önemli çalışmalar yapan bir kişi. Yaklaşık 4 yıl önce New York’un Chelsea bölgesinde kurulan C24 Gallery’de çağdaş sanatın en güzel örneklerini sergileyen çift aynı zamanda düzenledikleri özel davetlerle de dünyaca ünlü sanatçıları ülkemizde ağırlıyor. Contemporary Istanbul, Art Miami Basel, Art Pulse gibi önemli sanat fuarlarına katılım sağlayan C24 Gallery bünyesinde Carole Fuerman, Dil Hildebrand, İrfan önürmen, Mike Dargas gibi yerli ve yabancı pek çok başarılı sanatçıyı bulunduruyor. Sanatın evrensel bir dilinin olduğunu ve bu nedenle C24 olarak kapsayıcı bir bakış açısıyla hareket ettiklerini belirten Maide Kurttepeli ünlü galeri Gagosian’ın karşısındaki yeni yerine taşımaya hazırlandıkları galerilerinin kuruluş öyküsünü, eşi Emre Kurttepeli ile birlikte sanat adına yaptıkları çalışmaları ve 2016 hedeflerini Klass okurları için anlattı.

 

 

“C24 Gallery eşim Emre Kurttepeli’nin sanata olan merakı doğrultusunda yaklaşık dört yıl önce New York’ta Chelsea bölgesinde kuruldu. Eşimle birlikte uzun zamandır sanat dersleri alarak kendimizi bu konuda geliştiriyoruz. Bunun yanı sıra yurt içi ve yurt dışındaki sanat fuarlarını ve galerileri geziyoruz.”

 

“C24 yaklaşık üç yıldır Modern Painters dergisi tarafından dünyanın en iyi 500 galerisi arasında gösteriliyor. Kısa sürede bu kadar başarılı olmamızda iyi sanatçılarla çalışmaya gayret göstermemizin büyük payı var. Ayrıca C24’te New Museum ve Musem of Modern Art’ın küratörleri karma sergiler gerçekleştiriyor. Bu sergiler de sanatseverlerden çok güzel tepkiler alıyor.”

 

“Contemporary Istanbul’a her yıl katılıyoruz. Bence ekip olarak son derece başarılı bir iş çıkarıyorlar. Ali-Rabia Güreli çifti bu işi çok iyi bir şekilde yapıyor. 10. Contemporary Istanbul bizim açımızdan çok başarılı bir fuar ve sergi dönemi oldu. Her yıl olduğu gibi bu yıl da sanatseverlerden çok güzel övgüler aldık.

 

“Dünya platformuna çıktığınız zaman kapsayıcı bir bakış açısına sahip olmanız gerekiyor. C24’ün sahipleri Türk olabilir; ancak biz bir Türk galerisi olarak hizmet vermiyoruz. Sanatçının vatanı olduğuna inanmıyorum. Sanatın evrensel bir dili vardır ve nereye ait olduğunun hiçbir önemi yoktur.”

 

“Geçtiğimiz Kasım ayında İspanyol asıllı Amerikalı sanatçı Domingo Zapata’yı ağırladık. ünlü ressam Zapata İstanbul’u gezerek tarihi eserlerden ve Türk sanatından feyz aldı ve oluşturduğu ‘Love, Passion, Art’ adlı sergisini Bilgili Holding’in sponsorluğunda sanatseverlerle buluşturdu. Dileyen herkes Domingo Zapata’nın eserlerini 11 Aralık tarihine kadar görebilir.”

 

“Hayatta beni mutlu eden şeylerin başında kesinlikle sanat geliyor. Eşime hayatımda farklı bir pencere araladığı için çok teşekkür ediyorum. Müzeleri, galerileri ziyaret etmek beni çok mutlu ediyordu. Ancak işin mutfağına girmek bambaşka bir duygu. Başlangıçta biraz tedirgin olsam da şu an yaptığım işten çok keyif alıyorum.”

 

Maide Hanım, eşiniz Emre Bey ile birlikte sanat alanında yaptığınız çalışmalarla sanata ve sanatçıya gereken önemi veriyorsunuz ve bu konuda örnek teşkil ediyorsunuz. C24 Gallery ile de kısa sürede başarıyı yakaladınız. Peki, Kurttepeli çiftinin sanata olan ilgisi nasıl başladı? C24 Gallery’i kurma fikri nasıl doğdu?

C24 Gallery eşim Emre Kurttepeli’nin sanata olan merakı doğrultusunda yaklaşık dört yıl önce New York’ta Chelsea bölgesinde kuruldu. Emre Bey uzun zamandır koleksiyoner olarak birçok ünlü ressamın tablolarını biriktiriyordu. Fakat bir gün bir sanatçıyla sohbet ederken yurt dışında Türk sanatını ve sanatçılarını tanıtan çok fazla galerinin olmadığına dair bir konu geçti. Sanata ilgisi olan eşim bunun üzerine bu alanda bir şeyler yapmaya karar verdi. Eşimi tanıdığım dönemde aile şirketi olan İpragaz ile ilgileniyordu. Daha sonra bilişim sektörüne atılarak Fornet ve ardından da Mynet’i kurdu. İnternet konusunda yeterli bilginin olmadığı o dönemde müthiş bir atılım yaptı. Kısa sürede çok başarılı bir yol kat etti. Mynet şu anda internet dünyasındaki en güçlü Türkçe portalı olarak dikkat çekiyor. Mynet’in başında bulunan eşim aynı zamanda Girişimciler Birliği Başkanlığı’nı yürütüyor. Emre Bey çok girişimci bir insandır. Başlangıçta bize her şey hayal gibi geliyordu; ancak eşim kafasına koyduğunu yapan bir kişi olduğu için girişimci ruhu her konuda başarılı olmasını sağlıyor. Sanat konusunda da aynı şey geçerli. Eşimle birlikte uzun zamandır sanat dersleri alarak kendimizi bu konuda geliştiriyoruz. Bunun yanı sıra yurt içi ve yurt dışındaki sanat fuarlarını ve galerileri geziyoruz.

 

New York’un Chelsea bölgesindeki ilk Türk galerisi olan C24’ün kısa sürede önemli başarılara imza atmasında nelerin etkili olduğunu düşünüyorsunuz?

Amerika’da yaşayan ortaklarımız Melih Doğan ve Aslı Soyak ile birlikte yürüttüğümüz C24 Gallery bizim için harika bir uğraşı oldu. Hem iş hem de hobi olarak gördüğümüz galerimiz sayesinde sanatçılarla sohbet etme ve önemli sanat eserlerini yakından inceleme fırsatı buluyoruz. Bu inanılmaz keyif veren bir şey. C24 yaklaşık üç yıldır Modern Painters dergisi tarafından dünyanın en iyi 500 galerisi arasında gösteriliyor. Kısa sürede bu kadar başarılı olmamızda iyi sanatçılarla çalışmaya gayret göstermemizin büyük payı var. C24 Gallery’de çağdaş sanatın en iyi örneklerini sergiliyoruz. İyi sanatçılarla birlikte güzel işler çıkarmaya gayret ediyoruz. Ayrıca C24’te New Museum ve Musem of Modern Art’ın küratörleri karma sergiler gerçekleştiriyor. Bu sergiler de sanatseverlerden çok güzel tepkiler alıyor. Dolayısıyla C24 bu yıl da Modern Painters dergisinin sunduğu en iyi 500 galeri listesinde yerini alıyor.

 

C24 Gallery bünyesinde hangi sanatçılar yer alıyor? C24 olarak hangi sanat fuarlarına katılıyorsunuz?

Bünyemize Carole Fuerman adında dünyaca ünlü bir sanatçıyı kattık. 10. Contemporary Istanbul’da da yer alan sanatçı dünyanın önde gelen hyperrealist heykeltıraşlarından biri olarak kabul ediliyor. Ailemize yeni katılan sanatçının tanıtımını C24 olarak biz gerçekleştiriyoruz. Bu ayın başında Art Miami Fuarı’na Carole Feuerman’ın solo sergisiyle katılıyoruz. Tabii kısa süre önce kurulan bir galerinin Art Miami’ye kabul edilmesi de çok önemli bir başarı. Bunun dışında C24 olarak bu yıl 10. yaşını kutlayan Contemporary Istanbul’a katıldık. Fuarda Kanadalı Dil Hildebrand’ın eserleriyle, Carole Feuerman’ın hyperrealist heykelleriyle, Mike Dargas’ın kanvas üzerine çalıştığı hyperrealist yağlıboya tablolarıyla ve tek Türk sanatçımız İrfan önürmen’in tüllerle katmalar halinde meydana getirdiği eserleriyle yer aldık. Ayrıca Domingo Zapata’nın da tablolarını ve matador ceketlerini sanatseverlerin beğenisine sunduk.

 

 “10. CONTEMPORARY ISTANBUL BİZİM AçIMIZDAN çOK BAŞARILI BİR FUAR VE SERGİ DöNEMİ OLDU”

Galerinizin de yer aldığı önemli sanat fuarlarından biri olan Contemporary Istanbul sizin açınızdan nasıl geçti?

Contemporary Istanbul’a her yıl katılıyoruz. Bence ekip olarak son derece başarılı bir iş çıkarıyorlar. Ali-Rabia Güreli çifti bu işi çok iyi bir şekilde yapıyor. Bünyelerine kattıkları galerilere ve sanatçılara baktığımızda titiz bir çalışma gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Bu yıl da Contemporary Istanbul’a inanılmaz bir ilgi vardı. Tabii fuarı ziyaret edenlerin tavrı da çok önemli. Bu yılki Contemporary Istanbul’da beni tek üzen şey ziyaretçilerin sanat eserlerine yaklaşımı oldu. Sanat eserine dokunulmaz diye sanatta çok temel bir kural vardır. Bunu herkesin bilmesi gerekir. Bunun dışında 10. Contemporary Istanbul bizim açımızdan çok başarılı bir fuar ve sergi dönemi oldu. Her yıl olduğu gibi bu yıl da sanatseverlerden çok güzel tepkiler aldık.

 

“SANATIN EVRENSEL BİR DİLİ VARDIR VE NEREYE AİT OLDUĞUNUN HİçBİR öNEMİ YOKTUR”

Galerinizde yer alan sanatçılara baktığımızda C24’de bir dünya vatandaşı kimliğiyle hizmet veriyorsunuz diyebilir miyiz?

Kesinlikle. çünkü dünya platformuna çıktığınız zaman kapsayıcı bir bakış açısına sahip olmanız gerekiyor. C24’ün sahipleri Türk olabilir; ancak biz bir Türk galerisi olarak hizmet vermiyoruz. Sanatçının vatanı olduğuna inanmıyorum. Tabii ki gittiğiniz bir sergide yer alan eserlerin sahibinin nereli olduğunu merak edebilirsiniz. Ancak sanatçının Amerikalı veya Türk olması o eseri almanızı engellemez. çünkü sanatın evrensel bir dili vardır ve nereye ait olduğunun hiçbir önemi yoktur.

 

C24 bünyesinde düzenlediğiniz sergilerin yanı sıra dünyaca ünlü sanatçıları da ülkemizde ağırlıyorsunuz. Geçtiğimiz aylarda ünlü ressam Domingo Zapata’nın İstanbul’a gelişi şerefine W Lounge’da eşiniz Emre Bey ile birlikte özel bir davet düzenlediniz. Bu organizasyon hakkında bilgi verebilir misiniz?

Geçtiğimiz Kasım ayında İspanyol asıllı Amerikalı sanatçı Domingo Zapata’yı ağırladık. “American Panda” ve “A Bullfighter in New York” adlı eserleriyle ünlü ressam Zapata İstanbul’u gezerek tarihi eserlerden ve Türk sanatından feyz aldı ve oluşturduğu "Love, Passion, Art" adlı sergisini Bilgili Holding’in sponsorluğunda sanatseverlerle buluşturdu. Bilgili Holding yer sponsorumuz olarak sanatçının şu anda eserlerinin bulunduğu Akaretler 14 nolu sergi mekanını bizim için tahsis etti. Dileyen herkes Domingo Zapata’nın eserlerini 11 Aralık tarihine kadar görebilir. Sergimizde aynı zamanda yine Domingo Zapata’nın yaptığı ve geçen yılki sergimizde de yer verdiğimiz matador ceketleri de bulunuyor. Bu ceketlerin hikayesi de şöyle: Matadorlar giydikleri ceketleri kimseye vermezler. çünkü bunu uğursuzluk olarak görürler. Domingo Zapata üzerinde boğanın boynuzundan dolayı delikler oluşan, matadorun terinin, kanının bulunduğu ceketleri alarak heykel formuna soktu. Bu heykelleri de 11 Aralık tarihine kadar merak edip görmek isteyen tüm koleksiyonerler yakından inceleme fırsatını elde edebilirler.

 

“DOMİNGO ZAPATA, FAUSTO ZONARO’NUN ESERLERİNDEN VE OSMANLI PADİŞAHLARINDAN çOK ETKİLENDİ”

Domingo Zapata’nın “Love, Passion,Art” adlı sergisini oluştururken Türk sanatından etkilendiğini belirttiniz. Peki, sanatçı tablolarını meydana getirirken hangi eserlerden feyz aldı?

W Otel’in bulunduğu yerde Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde sarayın baş ressamı Fausto Zonaro’nun evi bulunuyormuş. Şu anda Domingo Zapata’nın sergisinin bulunduğu yer de Fausto Zonaro’nun atölyesiymiş. Domingo bu durumdan çok etkilendi. Zonaro’nun Topkapı Sarayı ile Dolmabahçe Sarayı’ndaki eserlerini inceledi. Domingo, Zonaro’nun Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında İstanbul’u fethini resmeden eserinden çok etkilendi ve sergide yer alan büyük triptik tabloyu meydana getirdi. Domingo, bu sayede Zonaro’nun yüzyıllar önce oluşturduğu eseri günümüz çağdaş sanatına uyarlayarak bir gönderme yaptı. Kısacası Domingo burada bulunduğu 15 gün boyunca ağırlıklı olarak Fausto Zonaro’nun eserlerinden ve Osmanlı padişahlarından çok etkilendi. Dolayısıyla "Love, Passion, Art" adlı sergide yer alan tablolarda matadorların Osmanlı padişahlarına dönüştüğünü görebilirsiniz.

 

önümüzdeki dönemde Domingo Zapata gibi dünyaca ünlü başka sanatçıları da Türkiye’deki sanatseverlerle buluşturmayı düşünüyor musunuz?

Tabii önümüzdeki dönemde başka sanatçıları da Türkiye’ye getirmeyi planlıyoruz. Şu anda aklımızda birkaç sanatçı var. Ancak bu isimler şimdilik sürpriz olsun.

 

Peki, Türkiye’deki sanatçıları Amerika’ya götürme gibi bir planınız var mı?

Bugüne kadar İrfan önürmen’in iki tane solo sergisini gerçekleştirdik. Mart ayında da New York’ta üçüncü sergisini düzenleyeceğiz. Bu sergiler dolayısıyla İrfan önürmen’in çok güzel bir koleksiyoner grubu oluşmaya başladı. Sanatçıyla ilgili tarafımıza çok güzel teklifler geliyor. Şu anda bu teklifleri değerlendirme aşamasındayız. Durum netlik kazandığında sonucu sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyacağız. Türk bir sanatçının Amerika’da yabancı koleksiyonerlerle buluşması bizim için müthiş keyif verici bir şey.

 

“C24’üN YENİ ADRESİ DüNYANIN EN MEŞHUR GALERİLERİNDEN BİRİ OLAN GAGOSIAN GALLERY’NİN TAM KARŞISI”

2016 yılı itibariyle C24 Gallery ile ilgili gerçekleştirmek istediğiniz hedefleriniz nelerdir?

Az önce de bahsettiğim gibi 2016 yılının Mart ayında İrfan önürmen’in New York’ta solo sergisi olacak. Şu an bu sergiye hazırlanıyoruz. Bu arada galerimizde ufak bir yer değişikliği söz konusu. Yine Chelsea bölgesinde 10. ve 11. Avenue arasında 24. caddede yer alıyoruz. C24’ün yeni adresi dünyanın en meşhur galerilerinden biri olan Gagosian Gallery’nin tam karşısı. Kendimize ait mekanımızda yer alıyor olmaktan dolayı içimizde çok güzel bir heyecan yaşıyoruz. Bu ayın sonlarına doğru yeni yerimizde olmayı planlıyoruz. Bunların dışında Mayıs ayının sonlarında hyperrealist yüzücü boneli kadın heykelleriyle ünlü Carole Feuerman’ın bir solo sergisi olacak. Yaza doğru ise kullanılmış floopy disklerle tablolar yapan Nick Gentry’nin bir sergisini sanatseverlerle buluşturacağız.

 

C24 dolayısıyla New York ve İstanbul arasında adeta mekik dokuyorsunuz. Ayrıca dünyanın pek çok şehrini de gezdiğinizi sosyal medyada yaptığınız paylaşımlardan takip ediyoruz. Peki, iki çocuk annesi olarak bu yoğun programınızda çocuklarınıza nasıl vakit ayırıyorsunuz. çocuklarınızın sanata karşı ilgisi nasıl?

Yurt dışına yaptığımız seyahatlerin tümü sanat ağırlıklı oluyor. Eşimle birlikte yurt dışındaki pek çok fuara katılıyoruz. örneğin geçtiğimiz yıllarda Art Miami, Contemporary İstanbul, Art Pulse gibi fuarlara katıldık. New York’ta hizmet veren bir galeri olduğumuz için sürekli fuarlara katılmak adına seyahat etmemiz gerekiyor. Galerimizin başında çok profesyonel bir ekip bulunuyor. Contemporary İstanbul döneminde çok yoğun oluyorum. Onun dışında fuarlara katıldığımız zaman çocuklarımızı da yanımıza alıyoruz. çocuklar başlangıçta “Yine mi galeriye gidiyoruz?” diyorlardı. Ancak duruma o kadar alıştılar ki müzeleri, galerileri ziyaret etmeyi çok seviyorlar artık. Geçen yılki Contemporary Istanbul’da benim de çok sevdiğim dünyaca ünlü heykeltıraş Jaume Plensa’nın eserlerini incelerken oğlum alt katta bulunan bir yabancı galeride sanatçının bir gravürünü gördü ve çok beğendi. Bunun üzerine ilk kez kendi bütçemizle oğluma beğendiği bir sanat eserini alma mutluluğunu yaşadım. O da ilk eserine sahip olmaktan dolayı çok mutlu oldu. Büyük veya küçük, pahalı veya ucuz olması hiç önemli değil. çocuklarımın da bir koleksiyonunun olmasını çok isterim. çünkü önemli olan sanata ve sanatçıya verilen değer.

 

“HAYATTA BENİ MUTLU EDEN ŞEYLERİN BAŞINDA KESİNLİKLE SANAT GELİYOR”

Sanatla ilgilenmek belli ki sizi çok mutlu ediyor. Bu konuda kendinizi daha da geliştirmek adına neler yapıyorsunuz?

Hayatta beni mutlu eden şeylerin başında kesinlikle sanat geliyor. Eşime hayatımda farklı bir pencere araladığı için çok teşekkür ediyorum. Müzeleri, galerileri ziyaret etmek beni çok mutlu ediyordu. Ancak işin mutfağına girmek bambaşka bir duygu. Başlangıçta biraz tedirgin olsam da şu an yaptığım işten çok keyif alıyorum. örneğin İrfan önürmen ve heykeltıraş eşi Ayfer önürmen ile oturup sohbet ederken onlardan çok şey öğreniyorum. Bunun dışında Sosyolog Nusret Polat’tan dersler alıyorum. Eski, klasik ve çağdaş döneme ait eserler ile sanat akımları hakkında bilgi sahibi olurken çok güzel insanlar tanıdım, çok güzel dostluklar edindim. Bu açıdan çok keyifli zamanlar yaşıyorum.