Dilek Çelik : “Kaliteli Eğitim Anlayışı Veli İle Aynı Dili Konuşabilmektir”

Dilek Çelik : “Kaliteli Eğitim Anlayışı Veli  İle Aynı Dili Konuşabilmektir” Dilek Çelik : “Kaliteli Eğitim Anlayışı Veli İle Aynı Dili Konuşabilmektir”

Özel Sancaktepe Girne Koleji Anaokulu Kurucusu Dilek Çelik, Eğitimdeki Vizyonlarını Ve Çocukların Sosyal Ve Duygusal Gelişimlerine Nasıl Katkı Sağladıklarını Klass’a Anlattı Okul öncesi eğitim alanında mutlu ve güvenli çocuklar yetiştirme misyonuyla hizmet veren Özel Sancaktepe Girne Koleji Anaokulu, çocuklara olan yaklaşımı ve velilerle kurduğu samimi ilişki ile fark yaratıyor. Her şeyden önce samimiyet ve doğallık ilkesiyle hareket eden kadrosu ile çocukların kendilerini evlerindeymiş gibi hissetmelerini sağlayan Özel Sancaktepe Girne Koleji Anaokulu, onları ilgi duydukları ve yetenekli oldukları alanlara yönlendirerek en iyi şekilde gelişmelerini sağlıyor. Kurumun kurucusu, başarılı iş kadını Dilek Çelik ile çocukların kendilerini erken yaşta keşfetmeleri adına nasıl bir yaklaşım izlediklerini ve okullarının eğitim anlayışını Klass okurları için konuştuk.  

Dilek Hanım, Anaokulu düzeyindeki eğitimde “mutlu ve güvenli çocuklar” yetiştirme hedefi, nasıl somut bir şekilde uygulamaya konuyor?
Aslına bakarsanız özel olarak hiçbir çaba sarfetmiyoruz. Kurumumuza gelen çocuklara sevgi ile yaklaşıyoruz. Olduğumuz gibiyiz. Onlar bizim bu sevgimizi ve enerjimizi geldiklerinde zaten hissediyorlar. Hocalarımız da çocuklara bu şekilde yaklaşıyor. Ben de kendim gibi olan insanlarla çalışıyorum. Kadromuz samimi, şeffaf ve doğal insanlardan oluşuyor. 

‘YETENEKLİ GÖRDÜĞÜMÜZ ÇOCUKLARDA SINIF DEĞİŞİMİ YAPABİLİYORUZ’

Anaokulundaki eğitim sürecinde çocukların yeteneklerini erken yaşta keşfetmeleri için nasıl bir yaklaşım izliyorsunuz?
Bununla ilgili rehberlik çalışmalarımız var. Çocukların gelişimleriyle ilgili üç aylık periyotlarda özel testler ve analizler yapılıyor. Onların üzerinde de gelişim ve meraka olan yöne doğru yönlendiriyoruz. Girne Koleji Rehberlik Programı kapsamında, öğrencilerimizin sosyal ve duygusal gelişimlerini titizlikle izliyor, onların zengin iç dünyalarını keşfetmek ve anlamak için öğretmenlerimizle ortak bir vizyonla hareket ediyoruz.
Her çocuğun benzersiz yolculuğuna rehberlik etmek, onların hayal güçlerini ve potansiyellerini desteklemek en büyük önceliğimizdir.

Sizin için kaliteli eğitim ne anlama geliyor ve bu anlayışı günlük eğitim programlarınıza nasıl entegre ediyorsunuz?
Bana göre kaliteli eğitim anlayışı veli ile aynı dili konuşabilmekten geçer. Farklı dili konuştuğunuzda da karşınızdaki kişiye bir şey aktarmanız çok zor. Bundan dolayı sağlıklı iletişimin çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Ebeveynler ile iş birliği içinde çalışmak, okulun eğitim anlayışında ne kadar önemli bir yer tutuyor? Bu ilişkiyi nasıl yönetiyorsunuz?
Bu ilişkiyi çok güzel yönetiyoruz. Ben bütün velilerle aynı zamanda arkadaş gibiyim. Velilerimiz kahve içmek için bile buraya gelirler. Ve hepsi reklamla değil referansla gelen insanlar. Çok saygılı ve samimiyiz. Bize son derece saygı duyuyorlar. Bunu da farkında olmadan sağladık.
“KENDİNİ BİLEN, ÖZGÜVENLİ, DEĞER YARGINI KAYBETMEMİŞ, KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURABİLEN ÖĞRENCİLER YETİŞTİRMEK ANA HEDEFİMİZ.”

Öğrencilerinizin sosyal ve duygusal gelişimlerine ne gibi katkılar sağlıyorsunuz?
Kendini bilen, özgüvenli, değer yargını kaybetmemiş, kendi ayakları üzerinde durabilen öğrenciler yetiştirmek ana hedefimiz. Böyle bir nesil yetiştirmeye çalışıyoruz. Bana göre çok sakin olan, her şeye ‘evet’ diyen çocuk duyguları bastırılmış çocuktur. Tıpkı patronunun her dediğine ‘evet’ diyen bir çalışan gibi. Çocuğun gerektiğinde tepki ve cevap vermesi, hakkını savunması çok önemli.  

Çocuklar ve velilerle olan ilişkinizde ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
En önemli zorluğu ödeme noktasında yaşıyoruz. Ebeveynlere zaman zaman çocuklarının kaliteli bir eğitim alması için belli bir bütçeyi gözden çıkarmaları gerektiğini anlatmakta zorlanıyoruz. Ancak ben de bir anne olduğum için onları çok iyi anlayabiliyorum. Onun dışında herhangi bir sıkıntı yaşamıyoruz. Çocuklarla da bir sıkıntı yaşamıyoruz. Çünkü biz zaten onlar için buradayız.

‘YAKINDA FRANSIZCA DERSLERİMİZ BAŞLAYACAK’

Okulda kullanılan eğitim yöntemleri ve materyaller hakkında bilgi verir misiniz? Teknolojiyi eğitim süreçlerine nasıl dahil ediyorsunuz?
Bütün yöntem ve materyalleri kullanıyoruz.
Burada karma bir eğitim sistemi var. Milli Eğitim Sistemi’ne bağlıyız. Yabancı dil konusunda da Cambridge ve ORACY olarak ilerliyoruz. Aynı zamanda ikinci dönemden itibaren Fransızca derslerimiz de başlayacak. Galatasaray Lisesi mezunuyum. Fransızca öğretmenleri de ben olacağım. Bu konuda teknolojiden de faydalanıyoruz. Akıllı tahtalarla dijital olarak derslerimizi yürütüyoruz. Yapay zeka ve diğer dijital süreçlerde çok olmak istemiyorum. Günümüzde otizmin en yaygın sebeplerinden bir tanesi çocukların tablet ve telefonlara çok maruz kalması. Olabildiğince bunlardan uzak kalmaya çalışıyoruz. Ancak ihtiyaç doğrultusunda elbette dijital olanaklardan da yararlanıyoruz.

VİZYON VE MİSYONUMUZ ‘MUTLU ÇOCUK, GÜVENLİ OKUL’

Eğitim konusundaki vizyonunuz çocukların eğitim sürecine nasıl yansıyor?
Vizyon ve misyonumuz ‘Mutlu çocuk, güvenli okul’. Böyle bir ortamda çocuk her şeyi alır. Güven duyduğunuz yerde mutlu olursunuz. Çocuklarımız gerçekten mutlu. Fazla özgüvenleri var. Beş yaş öğrencisi bizden okuma-yazma ile mezun oluyor. Üç yaşındaki çocuklarımız İngilizce renkleri söyleyebiliyor. Çocukların genel anlamda rahat hissetmesini istiyoruz. Biz çocuğa masa başında otur demiyoruz. Rahat hareket etmesine engel olmuyoruz. Kurumumuzun formasını giyme zorunluluğumuz yok. Onları şimdiden belli bir kalıba sokmak istemiyoruz. Masa altında ve yerde yatarak yazı yazan çocuklarımız var. Bizim için en önemli şey kendilerini rahat ve güvende hissetmeleri.

Son olarak kayıt sürecinde velilere ne tavsiye edersiniz?
Erken kayıt süreçlerini kaçırmasınlar. Gerçekten önemli avantajlar sunuyor. Bana göre erken kayıt süreci ile beraber bir çocuğun en iyi eğitimi alacağı yer evine yakın yerdir.