Disiplin ve Vazgeçmemek Benim Başarı Sırrım. En Önemlisi İnsanın Kendisine İnanması

Disiplin ve Vazgeçmemek Benim Başarı Sırrım. En Önemlisi İnsanın Kendisine İnanması Disiplin ve Vazgeçmemek Benim Başarı Sırrım. En Önemlisi İnsanın Kendisine İnanması

General Electric Girişimsel Radyolojı Akademik Hastaneler Strateji Geliştirme Direktörü Pınar Özbek, Amerika’daki hayatını Klass'a anlattı...

General Electric Girişimsel Radyoloji Akademik Hastaneler Strateji Geliştirme Direktörü Pınar özbek, iş ahlakı, girişimci yönü, sporcu geçmişinin kendisine kazandırdığı özgüvenli kişiliği ve geniş vizyonuyla Türkiye'nin gururu olan bir iş kadını. University of Michigan'dan aldığı voleybol bursuyla Amerika'ya giden ve çalıştığı radyoloji alanında dünyanın en iyi şirketlerinden birisi olan General Electric'te kariyerine başlayan Pınar özbek, kariyer basamaklarını hızla tırmanarak şirketin Girişimsel Radyoloji alanındaki satış departmanında Kanada ve Amerika sorumlusu olmayı başardı. İş hayatındaki başarısının yanı sıra annelik yönüyle de ön plana çıkan Pınar özbek, kızları Zaman ve Hayal'in tıp alanında ilerleyerek kendisi gibi olması için de tecrübesiyle onlara rehberlik ediyor. Pınar özbek ile Amerika serüveninin nasıl başladığını, General Electric bünyesinde üstlendiği önemli görevleri, gelecek hedeflerini Fairmont Quasar İstanbul’un muhteşem atmosferinde Klass okurları için konuştuk. 

 

Pınar Hanım, Amerika'nın en önemli şirketlerinden birisi olan General Electric bünyesinde kariyer basamaklarını hızla çıkarak Girişimsel Radyoloji Akademik Hastaneler Strateji Geliştirme Direktörü olarak görev alıyorsunuz. General Electric'teki kariyerinizin nasıl başladığını anlatabilir misiniz?

Bugünkü konumuma çok çalışarak, mücadele vererek, çeşitli sınavlardan başarıyla çıkarak geldim. Girişimsel Radyoloji Teknolojisi alanında bir hastanede çalışırken anjiyo makinelerinin eğitimci olarak görev alabileceğim ayrı bir branş olduğunu öğrendim. Dünyada anjiyo makinelerini yapan üç büyük firma var. Bunlar; General Electric, Siemens ve Philips. Seçimimi General Electric'ten yana kullandım. Bir kullanıcı olarak diğer makinalar ile kıyaslama yaptığımda General Electric'in çok daha kolay öğrenildiğini ve kullanımının çok daha kolay olduğunu gördüm. En önemlisi de daha az radyasyon yayan makineler olduğunu bilmemdi. Etik olarak da çalıştığım firmanın hastalara en az radyasyon veren makinalara sahip olmasını istedim. Bugün bir hastaneye gittiğim zaman benim makinelerimin en az radyasyon yayan makine olduğunu ve bunun da bilimsel olarak ispatlandığını gururla söyleyebiliyorum. 11 yıldır General Electric'de çalışıyorum. İlk görevim hastanelerin aldığı makinelerle ilgili eğitim vermekti. önceki deneyimlerimden dolayı doktorlara ve benim görevimi yapan girişimsel radyoloji teknolojistlerine makineler ile ilgili eğitimler veriyordum. Generel Electric bünyesinde çalışan personele yaptıkları yanlışları da gösteriyordum. En iyi fiyata daha çok satış yaptırmak istiyordum. Doğuştan gelen bir satış pazarlama kabiliyetim olduğunu zamanla öğrendim.

 

"PINAR, SEN BENİM İçİN BİR FUTBOL TAKIMININ FORVETİ GİBİSİN." DEDİ"

Girişimsel Radyoloji Akademik Hastaneler Strateji Geliştirme Direktörü görevine atanana kadar şirket bünyesinde başka ne gibi görevler üstlendiniz?

Kısa bir süre içerisinde eğitim departmanından satış departmanına kliniksel yardımcı olarak geçiş yaptım. İlk dönemlerde bölgesel satışlar yaparken daha sonra akademik hastanelere satış yapmaya başladım. Akademik hastanelerde çalışırken Amerika'nın en önde gelen iki büyük markasının görevleri bana verildi. Amerika'nın en başarılı damar ve beyin cerrahları ile çalışmaya başladım. Bu süreç içerisinde ürün geliştirme departmanına atandım. Makinelerle ilgili raporlar hazırlıyordum. Bu raporlar sayesinde makinelerin geliştirilebileceğini fark ettim. ürün geliştirme mühendisleriyle kapalı olan iletişim kanallarını açtım. ürün geliştirme benim kişisel girişimimdi. Merkezi Paris'te olan General Electric'in Girişimsel Radyoloji bölümünde bana ilk defa Amerika'da bir rol açıldı. General Electric Health Care'in CEO'su beni şahsen aradı. Bana "Pınar, sen benim için bir futbol takımının forveti gibisin." dedi. Beni Amerika'ya satış departmanında görev vermek üzere çağırdı.  Benim için stratejik akademik hastanelerin ilişki geliştirme direktörlüğü rolünü düşündüğü söyledi. İngilizce'deki karşılığı "Strategic Development Leader" Bu benim General Electric'te geçirdiğim 11 yıldaki dördüncü görevim oldu. Bu görevimde çalışmış olduğum hastaneler var. Bunlar; Meoclinic, Cleveland Clinic, Duke University, University of North Carolina, Columbia University ve Cornell University. Bu üniversitelerin hastanelerinde dünyaca ünlü doktorlarla çalışıyoruz. Bir sempozyumda veya bir konferansta konuşma yapacakları zaman makineleri nasıl anlatabilecekleri konusunda onlara eğitim veriyorum. Gerçek terminolojiyi kullanmalarını istiyorum. çünkü bu benim için de bir bakıma reklam haline geliyor. Şu anda şirketimizin Amerika genelinde 56 tane uzmanı var. Bu grubun başında ise ben yer alıyorum. Şirkette bu görevi üstlenen tek kişi benim. Amerika'da zaman zaman çeşitli bölgelerde Türk doktorlarla karşılaşıyorum. Bu benim için çok güzel bir duygu oluyor.

 

"HAYATIMIN YARISINDAN FAZLASI AMERİKA'DA GEçMİŞ OLDU"

Ne kadar süredir Amerika'da yaşıyorsunuz? Bu süreçte yaşadığınız zorluklar neler oldu?

Amerika'ya 24 yaşındayken gittim. 27 yıldır Amerika'dayım. Hayatımın yarısından fazlası Amerika'da geçmiş oldu. Arkadaşlarımı görmek için sık sık Türkiye'ye geliyorum. Buradaki samimi arkadaşlıkları Amerika'da kurmak kolay değil. Kanunlar ve eğitim sistemi ise çok farklı. Yalnızca referansla iş yapmak gibi bir şansınız yok. Manevi değerler olarak da Türkiye'den çok farklı. Her şeye rağmen çocuklarımı Türk örf ve adetlerine sadık kalarak büyütmeye çalıştım. 22 yaşında  Hayal ve Zaman adında ikiz kızlarım var. Her ne kadar Amerika’da yıllardır bulunsamda ailemin desteğini her zaman arkamda hissettim.

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Ekim sayısında...