Diyarbakır’ın Ateşle Yazılan Sofra Ritüeli İstanbul’da: Goşto Sac Tava

Diyarbakır’ın Ateşle Yazılan Sofra Ritüeli İstanbul’da: Goşto Sac Tava Diyarbakır’ın Ateşle Yazılan Sofra Ritüeli İstanbul’da: Goşto Sac Tava

Mezopotamya’nın binlerce yıllık gastronomi kültürünü İstanbul’da yeniden yorumlayan Goşto Sac Tava, Diyarbakır mutfağının en özgün ritüellerinden biri olan sac tavayı, geleneksel pişirme teknikleri ve özgün reçeteleriyle misafirlerine sunuyor. Sadece bir yemek değil; şehrin hafızasını, ateşin verdiği karakteri ve misafirlik kültürünü sofraya taşıyan bu deneyim, İstanbul’da Diyarbakır’ın ateşle şekillenen lezzet dünyasına açılan bir kapı niteliği taşıyor.

Diyarbakır mutfağında sac tava, yalnızca hızlı pişen bir et yemeği olmaktan çok daha fazlasını ifade eder: sofranın etrafında toplanmayı, paylaşmayı ve geleneği yaşatmayı… Bakır ya da döküm sacın üzerinde kuşbaşı doğranmış etlerin yüksek ısıda mühürlenmesiyle hazırlanan sac tava; taze biber, domates ve sarımsakla harmanlanarak sade ama karakterli bir lezzet sunar. Acı pul biber karışımı ve tuz kullanılarak hazırlanan sosun aromatik dokunuşu yemeğe yalnızca lezzet değil, Diyarbakır’ın tarihini ve ritmini de aktarır. Yanında sunulan tırnaklı pide, köz sebzeler, ayran ve bostana ise bu kadim yemeğin ayrılmaz bir parçasıdır.

Sofraya Yayılmış Bir Diyarbakır Hikâyesi
Goşto Sac Tava’da sofra; ateşin sesi, baharatın kokusu ve Diyarbakır’ın kendine has sıcaklığıyla bir ritüele dönüşüyor. Sacın üzerinde pişen etin sesi daha masaya ulaşmadan; vişnenin mayhoşluğunu taşıyan bostananın ferahlığı, ustasının el emeğini yansıtan içli köftenin ince dokusu ve ağır ateşte pişen güveçlerin dumanı sofraya yayılıyor. Kuru patlıcan ve biber dolmasının ekşi aroması tırnaklı pidenin sıcaklığıyla buluşurken; sacda minimal baharatlarla harmanlanan kuşbaşı doğranmış etler mühürlenirken Diyarbakır’ın sade ama derin lezzet anlayışını şehir hayatının tam ortasında hissettiriyor. Bu yolculuğun ardından gelen cevizli burma kadayıf ise hem nostaljik hem de zarif bir final sunarak sofrayı adeta tamamlıyor. Goşto’nun masasında her detay birbirini tamamlıyor; misafirlerine yalnızca bir yemek değil, ateşin etrafında anlatılan modern bir Diyarbakır hikâyesi sunuyor.