Mehmet Bey, alanınızda yakaladığınız başarıyla ön plana çıkmış ve örnek olmuş bir isimsiniz. Bu başarının temellerinin nasıl atıldığınız dinleyebilir miyiz?
Ben turizm kökenli bir ailede ve bunun hizmet olarak Türkiye’de en iyi uygulandığı bölgede büyüdüm. Çocuk yaşta uluslararası misafirlerin beklentilerini, isteklerini anlayarak bir deneyim edinme fırsatım oldu. Bu coğrafyada edinmiş olduğumuz pratikliği ve hizmet kalitesini, diğer medeniyetlerin ideolojilerine karşı ürettiklerimizle harmanladık. O yüzden Türkiye Cumhuriyeti’nde bir doktor olarak edindiğim tıbbi tecrübe ve kaliteyi, turizmle birleştirme imkânım oldu. Pozitif bilimlerin olmazsa olmazı olan neden-sonuç ilişkisi misyonunu edinmiş olmamız, saç ekiminde ve sağlık turizminde doğru akıl yürütmemizi ve deneyimimizi ilerletti. Ülke sınırlarını aşmak gerektiği zaman alanında başarılı bir doktor olmak tam olarak yeterli olmuyor; doğru yerde doğru zamanda bu işi yapmak için gerekli olan çabayı da harcamak gerekiyor. En önemlisi bugünün çağında bunu anlatabilmek ve yurt dışındaki hastaya da doğru şekilde aktarabilmemiz gerekiyor. Çünkü doğru yaptığımız işi, doğru anlatamazsak dünyanın en güzel işini de yapsak yeterli olmuyor. Sadece tıbbi tarafı değil, medikal ve dijital ekibi de doğru kurmak gerekiyor. Biz, sağlık turizmi sektörüne girdiğimizde, bu alanda yetişmiş insan gücü maalesef çok azdı. Bu durum doktorluğun yanında bizim de bunun bir parçası olmamızı gerektirdi. Her şeyin başı merak olduğu için, edindiğimiz bilgiyi tüm departmanlarda doğru harmanlamamız gerekti ve başlı başına bir stratejiyi bu şekilde yolda öğrendik.
Peki başarıya giden bu yolda engellerle karşılaştınız mı?
Her şeyi çok iyi yaptığımızı düşünsek bile bazen bildiğimiz doğrular, realitede karşılık bulamayabiliyor. Biraz deneme yanılmayla ve bunlardan kısa zamanda ders alarak stratejiyi tekrar gözden geçirdiğimiz zamanlar oluyor. Bu hatalara dönüp baktığınız zaman, nerede hata yaptığınızı anlıyorsunuz. Eğer anlayamazsanız zaten girdap içinde kaybolup gidiyorsunuz. O yüzden üstüne düşünüp fikir inşa etmek, takımı dinlemek, hasta geri dönüşlerini iyi analiz etmek gerekiyor. Çünkü yaptığınız ufak bir hata yüzünüze acı bir şekilde çarpılabiliyor. Bu süreci minimal ve çözülebilir problemlerle atlattık. Ama bu sorunların üzerine yoğunlaşmasaydık telafisi zor durumlarla karışılabilirdik.
Bu engelleri aşarken neler yaşadınız? Kariyerinizde ‘Şu olay olmasaydı bu kadar başarılı olamazdım’ dediğiniz bir şey var mı?
Belki en önemli nokta kendi kliniğimizi kurma kararını, başka bir kurumda çalışırken alma cesaretini göstermekti. Kurumlarda çalışmak iş yaşamına ait deneyimler kazandırdığı kadar diğer bir tarafta da ‘Neyi değiştirebilirim’ diye kendinize sorular sordurabiliyor. Bunları etüt ettikçe aslında kendi doğrularımızı oluşturma fırsatı bulduk. Çünkü sonuçta tıp ve bilimsel nedensellik ilkesiyle eğitildik. Gerçek hayat ve kurum sorunlarının çözülebilirliği bir hekim olarak gözlemde kalan faaliyetlerdi. Bireysel olarak başladığımız bu süreçte karşımıza çıkan sorunlarda hep karar vermek durumunda kaldık, sorunları iyi irdeledik, üzerine düşündük ve doğru kararı vermeye çalıştık. Doğru kararlar bizi hep doğru sonuca götürdü.
Başarıya ulaşmanın altın kuralları nelerdir? Başarınızın altın kurallarını paylaşır mısınız?
Sağlık alanında başarıyı yakalamak kolay değil. Her şeyden önce insan ile çalıştığınız için hata payını en aza indirmeniz gerekiyor. Bunun yanında sürekli gelişen ve değişen teknolojileri ve yöntemleri de takip etmeniz gerekiyor. Bize göre başarının altın kuralları:
1- Yaptığın işe meraklı olmak
2- Çalıştığın insanları anlamak ve dinlemek
3- Çalıştığın insanlara güvenmek
4- Cömert olmak
5- Araştırma ve öğrenmeye isteklilik
6- Sorunlarda kök nedene ulaşmak ve aksiyon almak
7- Önüne gelen her soruna zaman ayırıp, üstüne düşünmek
8- Her işi bireysel kontrol etmek
9- İşe alımlarda adayın geçmişine değil, geleceğine öncelik vermek
10-Sabırlı olmak ve beklentileri doğru anlamak