Ergün Bey, Nisan 2023 itibariyle Ergün Polat İnşaat’ın 25. yılına girmesini kutluyorsunuz. Bize firmanızın kuruluş hikayesini anlatabilir misiniz?
Ben Polat İnşaat’ın ikinci kuşağıyım. Çocukluğum inşaat alanlarında, şantiyelerde geçti. Amerika’da mimarlık okudum ve İstanbul’a gelip bir süre tekstil alanında çalıştıktan sonra tekrar aile işine geri döndüm. İnşaatlarımız devam ederken Alanya’da bir otel yaptık orada beş sene otel işletmeciliği yaptım. Sonrasında 1996 yılında babamdan borç alarak mimarımla ortak bir inşaat yaptık. 8 ay içinde babama olan borcumu ödedim. 1998 yılında kendi şirketim olan Ergün Polat İnşaat’ı kurdum. Birkaç küçük inşaattan sonra büyük siteler yapmaya başladım. 2000 yılında Atapol konut markasını kurdum. Ataşehir’de Atapol Konutları, Atapol Rezidans, Atapol Vadi, Atapol Polat Konakları gibi site şeklinde inşaatlar yaptım. Daha sonra da yaptığım binaların isimlerinde hep Atapol’u kullandım.
Siz İstanbul’un birçok bölgesinde inşaatlar yaptıktan sonra şu an ağırlıklı olarak Nişantaşı’nda inşaat projeleriniz var. Neden sadece Nişantaşı’nda proje ve kentsel dönüşüm yapıyorsunuz?
İstanbul Anadolu yakasında ağırlıklı olarak çalışırken şunu gözlemledim, Anadolu yakasında yapmış olduğumuz inşaatlarda arsa sahipleri arasında Polat İnşaat olarak bilinirliğimiz çok çünkü 60 yıllık bir inşaat firmasıyız. Fakat kat karşılığı sözleşmeler yapıldığında veya insanlarla görüştüğümüzde kim daha fazla metrekare ve kim daha fazla kira veriyorsa onu tercih ediyorlar. Yani insanlar senin Polat İnşaat olmana veya iyi inşaat firmalarından biri olmana bakmıyorlar. Öyle olunca da ortada haksız bir rekabet oluyor ve sağlam inşaatlar yapılamaz oluyor. Ben de sonrasında en iyisi Polat İnşaat’ın doğduğu semt olan Nişantaşı’na geçeyim dedim. Şu anda depremin de etkisiyle çoğu kişi bizim yeri de yap diye sırada bekliyorlar. Şişli’de, diğer ilçelere göre daha sıkı denetimler var. Daha bilinçli insanlar var, bir de burası sit alanı olduğu için bakanlık tarafından da projeler denetleniyor. Bizim projelerimiz Mimarlar Odası ve Mühendisler Odası tarafından denetleniyor sonrasında belediyeye gidiyor. Belediyeden ruhsat alıyoruz, ruhsattan alındıktan sonra da yapı denetim firması belirleniyor ve sonrasında inşaata başlıyoruz. Projemizin her safhası denetleniyor. Hatta belediyenin laboratuvarları bile inşaatlarımızın kontrollerini yapıyor. Biz zaten Ergün Polat İnşaat olarak kendimize güveniyoruz. Deprem yönetmenliğinden önce de binalarımız sıkı denetim altındaydı ve en iyi şekilde betonarmeyi yaparak, öngörüde bulunarak insan hayatına önem verdiğimizden dolayı inşaatlarımız da sağlamdı. Bunu bizim sadık müşterilerimiz de bilirler. Ülkemizde yaşanan depremden sonra yapmış oluğumuz projelerde yaşayan sakinler bizleri arayarak binaların nasıl olduğunu sorduğunda, bende bizim binalarımızın sağlam olduğunu söyleyerek yine de isterlerse lisanslı kuruluşlardan denetleme yaptırmalarını istiyorum. Yapılan denetlemelerden sonra da müşterilerimizin olumlu geri dönüşleri ve teşekkürleri bizi mutlu ediyor. Ben Ergün Polat İnşaat’ın yapmış olduğu tüm binaların sağlam olduğunu biliyorum.
‘BİLİNÇLİ MÜŞTERİ BENİM İÇİN ÇOK DEĞERLİDİR’
Özellikle yaşadığımız deprem felaketinden sonra gözler inşaat firmalarına çevrildi. Size göre kentsel dönüşüm faaliyetlerinde insanlar en çok hangi noktalara dikkat etmeliler?
İnsanların aslında dairelerin içiyle fazla uğraşmalarına gerek yok. Statik ve betonarmeyle ilgili durumları bilmeliler, denetlemeyi yaptırmalılar özellikle her inşaatta bir denetici uzmanı, bir mühendisi tutarak inşaatı kontrol ettirmeliler. Biz zemin etüt raporları, beton raporları, bakanlığın tüm raporlarını ve belediyenin onaylarını iskandan sonra bir dosya halinde apartman yönetimine teslim ediyoruz. Daire satın alacak kişiler bir mühendisle birlikte alacakları projenin statik hesaplarına bakabilirler, projeyi alıp binayı gezebilirler doğru yapılmış mı diye. Kontrolleri mühendisler eşliğinde yapanlar daha rahat ederler, bu bizim için de iyi bir durumdur. Bilinçli müşteri benim için çok değerlidir. O zaman ben tercih edilmede birinci sıraya gelmiş oluyorum. Bilinçli müşteriler ise her zaman bizi tercih ediyor. Kentsel dönüşümü yaptıracak kişilerin bilinen inşaat firmalarını tercih etmeleri avantajlı olur. En önemli noktalardan biri de kat karşılığı sözleşmeyi hangi tarihte yapmış, iskanı hangi tarihte almış, yani inşaata başlama süreçlerini kontrol ederlerse doğru firmayı seçip seçmediklerinin kanıtını görmüş olurlar. Ben şirket olarak para kazanmayacağım bir işe girmem. Şirketimin tecrübesini çok cüzi rakamlara satıyorsam o zaman bu işte ticaret olmaz, sağlamlık ve mutluluk da olmaz. Ben işimin hakkını almalıyım ve hakkına göre de fiyat veriyoruz. Asansör boşlukları, yangın merdiveni, binaya giriş çıkış, yatak odaları, hol gibi mimari çözümler konularında çok iyiyiz. Tecrübelerimiz çok, bu tecrübeler kolay kazanılmış şeyler değil. Benim çocukluğum şantiyelerde geçti baktığımda neyin ne olduğunu hemen görüyorum.
‘İNŞAATA BAŞLADIKTAN SONRA 10-11 AY GİBİ BİR SÜREÇTE İNŞAATI BİTİYORUZ’
İnşaatlarınızı genelde ne kadar sürede bitiyorsunuz?
Her şey ve herkes tamam olduğunda sözleşmeden itibaren Şişli bölgesi sit alanı da olduğu için imar durumu hepsi Anıtlar Kurulundan alınıyor. O süreç 6 ayı buluyor. En erken 6 ya da 8 ay içerisinde biz inşaata başlamış oluyoruz. İnşaata başladıktan sonra 10-11 ay gibi bir süreçte de inşaatı bitiyoruz. 2-3 ay da iskân safhası sürüyor ama biz o süreçte projeyi bitirince insanlara dairelerini teslim ediyoruz.
‘NİŞANTAŞI’NDA’Kİ BİNALARDA, ÇATI TERAS DUBLEKSLERİ VE BAHÇE DUBLEKSLERİ EN DEĞERLİSİDİR”
Şu anda sadece Nişantaşı bölgesinde projelerinizi ve kentsel dönüşüm projelerini yapıyorsunuz. Nişantaşı’nın farkı nedir size göre?
Açıkçası, rekabetin acımasız oluşu, 60-70 yıllık inşaat firmasını değil de iki sene önce inşaata başlamış firmaların tercih ediliyor oluşu, Anadolu’da topraklarını satmış toprak ağalarının buraya gelip inşaat sektörüne giriyor oluşları beni sadece Nişantaşı’na yönlendirdi. Maraş’ta, Hatay’da, Antep’teki inşaat firmalarının birçoğu İstanbul’da inşaat yapmaya başladılar. Bunu söyleme nedenim şu, Anadolu Yakası İnşaatçılar Derneği Başkan Yardımcısı görevini üstleniyorum. 3. toplantı da gördüm ki yeni üyelerden Adıyamanlı, Antepli, Urfalı, Adanalı inşaat firmaları çıktı karşıma. Bu kişiler inşaatla ilgili eğitimler almadığından işçilikten kaynaklı hatalar oluyor. Yapı denetim biraz dikkat etmez ise işte o zaman sıkıntı oluyor. Eskiden yapı denetimler inşaat firmalarını kendileri tayin ediyorlardı. Şimdi şansa, kurayla kim çıkıyorsa onlar geliyor. Tanımıyorsun, etmiyorsun adam işini yapıyor. Sonuçta sen işveren gibi görünsen de bakanlık onu tayin ediyor. Anadolu’da biraz daha hemşerilik durumu var. Yani her şeye imza atılıyor. Ben bizzat yapı denetim firmasına, benim işimde özellikle bir şey varsa lütfen haber verin, ikaz edin diyorum. Hatta bizi sürekli iş güvenlik firmaları da denetliyorlar. Ufacık bir boşluğumuz varsa hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayın, cezayı kesin bende onlardan alayım diyorum. Çünkü bizim halkımız cezadan ve para vermekten korkuyor, yaptırımımız ancak bu şekilde oluyor. Her şeyde dört dörtlük, kuralına göre işimizi yapıyoruz. Ona göre de fiyat veriyoruz. Sorduğunuz soruya da gelecek olursam; Nişantaşı’ndaki insanların daha bilinçli olduğunu düşündüğüm için bu bölgede iş yapıyorum. Bir de bizim aileyi çok tanıyorlar, bu da bize güven duymalarını sağlıyor. Nişantaşı’ndaki binalarda, çatı- teras dubleksler ve bahçe dubleksleri çok değerlidir. Ayrıca bize gelen kişilerin her birinin bir avukatı var. 10 kişi geliyor bazen 10 tane avukat oluyor ama içlerinden daha hiç mühendis veya mimar getirenini de görmedim henüz. Halbuki bir mimar mühendis gelse ben derdimi daha iyi anlatacağım. Nişantaşı’nda oturmanın ve yaşamanın avantajları da var. Alışveriş, kafe restoran ve sanatın iç içe olması, sağlık açısından hastane ve doktorların bu bölgede yer alması, sağlam zeminde yer alması, yatırım açısından Türkiye’nin en değerli yeri olması da benim Nişantaşı’nda olmamı sağladı.