Yurt içinde ve yurt dışında sanatseverlerle buluşturduğu sergileri ve hayata geçirdiği interaktif gösterilerle adından sıkça söz ettiren ünlü ressam Gülay Alpay kişileri sanatın birleştirici ve paylaşımcı gücüyle çalışmalarına dahil ediyor. İnteraktif gösterilerinde izleyicileriyle adeta yer değiştirerek sanatına farklı bir noktadan bakabilen Alpay, renkli anlara sahne olan gösterilerinde eserlerini parçalara ayırıp sanatseverlerle dahi paylaşıyor. Eserlerinin paylaştıkça çoğaldığını ve farklı bir boyut kazandığını ifade eden başarılı sanatçı son olarak geçtiğimiz ay Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde “Love Rainbow” adlı sergisini sanatseverlerle buluşturdu. Sanatını New York’tan Hawaii’ye, İstanbul’dan Antalya’ya uzanan geniş bir coğrafyaya yayan ünlü ressam Gülay Alpay çok yönlü çalışmalarını ve ilham kaynaklarını Klass’a anlattı.
Gülay Hanım, yurt içinde ve yurt dışında sanatseverlerin beğenisine sunduğunuz çalışmalarınız büyük ilgi görüyor. Gerçekleştirdiğiniz interaktif gösterilerle sanatseverleri çalışmalarınıza dahil ediyorsunuz. Bu sayede insanların sanatla iç içe olmasını sağlıyorsunuz. Peki, çalışmalarınızı kişilerle interaktif gösterilerde buluşturma fikri nasıl ortaya çıktı?
Sergilerimde ve performanslarımda mutlaka izleyiciyle tamamlanan çok boyutlu ve interaktif katılıma açık çalışmalarıma yer veriyorum. Bazen ben izleyicilerin yerine geçiyorum; izleyicilerim ise benim yerime geçiyor. Bu durum yaptığım işe farklı bir açıdan bakma şansı veriyor. çok farklı malzemeleri sanatseverlere sunarak onlarla birlikte yeni sanatsal üretimler oluşturma fikrini seviyorum. Bu malzeme kimi zaman kocaman bir kayık kimi zaman bir resim odası oluyor. İnteraktif gösterimlerimde sanatseverleri büyük ebatlı çalışmalarımla sarıp sarmalıyorum. Bu etkinliklerde eserlerimi izleyicilerim taşıyor ve böylece kişiler projeye dahil olarak kendilerini o çalışmanın içinde daha fazla hissediyorlar. İnteraktif gösterilerimde kimi zaman da bir çalışmamı parçalara ayırarak sanatseverlerle paylaşıyorum. Bu paylaşım ritüelini seviyorum. çünkü eserlerim paylaştıkça çoğalıyor ve farklı bir boyut kazanıyor.
“SANATIN BİRLEŞTİRİCİ GüCüYLE TüM DüNYA POZİTİF, RENGARENK VE YAŞANABİLİR BİR YER OLABİLİR”
Sanatçıyı hayatın her anı, yaşanılan her duygu besler. Peki, sanat çalışmalarınızda sizi neler besliyor? İlham kaynaklarınız nelerdir?
İçimde çok küçük yaşlarda başlayan, resimlerimi sevdiklerimle ve yakınlarımla paylaşma içgüdüsü var. Bu içgüdü beni bu noktaya getirdi. Eserlerimle çok geniş kitlelere ulaşmak ve hep güzel mesajlar vermek istedim. Resimlerime hakim olan sevgi, çok renklilik ve çok seslilik yaşam felsefemi oluşturuyor. Birkaç ay önce Hawaii’de ArtForallpeople’ın organize ettiği yoga ve sanat çalışmalarına katıldım. Orada bu duygularımı besleyen o kadar olağanüstü deneyimler ve gözlemler yaşadım ki… ArtForallpeople bünyesinde Lisa Rassmussen ve Ceylan Hülya ile yağmur ormanlarında, okyanuslarda, balina gözlem teknesinde, yanardağın yer aldığı National Park’da, lavların tepesinde ritüeller ve performanslar gerçekleştirdik. İnanılmaz motive edici ve heyecan verici bu deneyimler sonrasında kendi kendime “Sanatın birleştirici gücüyle tüm dünya pozitif, rengarenk ve yaşanabilir bir yer olabilir” dedim. çünkü sanat dünyaya farklı bir açıdan kreatif, yapıcı ve onarıcı bir şekilde bakmamızı sağlar. Bu deneyimler geçtiğimiz ay Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdiğim “Love Rainbow” adlı sergime de ilham oldu. “Love Rainbow” adlı sergimde rengarenk mutluluk çığlıkları atan umut dolu resimler oluştu.
Sizin de belirttiğiniz gibi geçtiğimiz ay Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde “Love Rainbow” adlı solo serginizi sanatseverlerin beğenisine sundunuz. Her zaman olduğu gibi farklı bir sunumla sanatseverlerin karşısına çıktığınız serginizden ve aldığınız tepkilerden bahseder misiniz?
Love Rainbow sonuçlarıyla beni çok mutlu eden, motive edici, sürprizlerle dolu ve sımsıcak izleyicisiyle tamamlanan bir sergi oldu. öncelikle Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’a ve TSKM’nin Sanat Direktörü sevgili dostum Ayşe Sipahioğlu’na sonsuz teşekkürler ederim. Şahsımla ve çalışmalarımla çok ilgilendiler ve beni üretimlerim konusunda tamamen özgür bırakarak dilediğim gibi çalışmama olanak sağladılar. Küratörüm dünya çapında tanınmış usta tasarımcı Yılmaz Zenger ile eserlerimin boyutlarını çok ileri noktalara taşıdık. Sevgili sanatçı dostum Emre Ertürk ile performanslarımız çok büyük ilgi buldu. İzleyicilerimizle resimler yaptık. Sanat sohbetleri gerçekleştirdik. Maltepeli sanatseverler yeni sanat akımlarına çok açık ve çok ilgili. Onlardan büyük destek ve ilgi gördük. Bu arada sergim esnasında Nazım Hikmet Akademi Korosu da muhteşem bir konser verdi.
“8 MART’TA TSKM’DE GEçEN YIL KAYBETTİĞİM CANIM DOSTUM ARZU KALKAVAN’IN SERGİSİNE KüRATöRLüK YAPACAĞIM”
Başarılı sanatçı kimliğinizi gerçekleştirdiğiniz sergi ve interaktif çalışmalarla besliyorsunuz. Bu kimliğinizi üretkenliğinizle de pekiştiriyorsunuz. Bu yılın Haziran ayında ise yeni bir sergiyi sanatseverlerin beğenisine sunacaksınız. Peki, yeni çalışmanız hakkında birkaç ipucu vermenizi istesek neler söylersiniz?
8 Mart’ta TSKM’de geçen yıl kaybettiğim canım dostum Arzu Kalkavan’ın sergisine küratörlük yapacağım. Mart ayında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü haftasında TSKM’de başka önemli bir projeye daha imza atıyorum. Bu proje kapsamında farklı coğrafyalardan, yörelerden gelen kadınlarımızın hayallerini, umutlarını resmetmesini isteyerek hep birlikte büyük bir resim yapacağız. Mayıs ayında projelerimin dünya çapındaki tanıtım ve organizasyonlarını yapan, Hawaii’deki ve Los Angeles’daki projelerimi düzenleyen ArtForallpeople ile birlikte New York’ta yoga ve sanat çalışmalarımız olacak. Haziran ayında ise Antalya Akvaryumu’nda gerçekleştireceğim performans ve sergi projemde sanatseverlerle buluşacağım.