Eshabil Yaşar : “Bi Cunda Masalı İle 80'lerin Ve 90'ların Gazinolarını Geri Getirmek Ve Yaşatmak İstiyoruz”

Eshabil Yaşar : “Bi Cunda Masalı İle  80'lerin Ve 90'ların Gazinolarını Geri Getirmek Ve Yaşatmak İstiyoruz” Eshabil Yaşar : “Bi Cunda Masalı İle 80'lerin Ve 90'ların Gazinolarını Geri Getirmek Ve Yaşatmak İstiyoruz”

Bi Cunda Masalı İşletmecisi Eshabil Yaşar, Sahnelerine Çıkan Sanatçıları Ve Mekanlarındaki Atmosferi Klass'a Anlattı "Şeflikten Gazino Patronluğuna Giden Yol" Küçük yaşlarda mutfağa adım atarak bu meslekte çekirdekten yetişen ve yıllar içerisinde şefliğe kadar yükselmesinin ardından kendi şirketini kuran Eshabil Yaşar, bugün 'Bi Cunda Masalı' ile İstanbul'da 80'lerin ve 90'ların gazino kültürünü yeniden yaşatıyor. Yalnızca özel lezzetleri ile değil muhteşem sahnesiyle de konuklarını mest eden Bi Cunda Masalı, 'müşteri değil misafir' konseptiyle ayrıcalıklı bir hizmet vererek farkını ortaya koyuyor. Bulaşıkçılıktan şefliğe, şeflikten de gazino patronluğuna yükselerek bir başarı hikayesi yazan Eshabil Yaşar ile restoran işletmeciliğine nasıl adım attığını, Bi Cunda Masalı'nda yarattığı konsepti, başarı sırlarını ve vizyonunu Klass okurları için konuştuk.   

Eshabil Bey, öncelikle sizi daha yakından tanıyarak şeflikten gazino patronluğuna giden yolda bu başarıya nasıl ulaştığınızı öğrenebilir miyiz?
Kahramanmaraş doğumluyum. Orada ailemizin küçük bir işletmesi vardı. O zaman hem okuyor hem de ailemin yanında çalışıyordum. Büyüklerim burada mutfak konusunda kabiliyetli olduğumu gördü. Beni tamamen mutfağa aldılar. Okulu da böylece bırakmış oldum. Bu şekilde çalışma hayatına atıldım. İnsanın içinde olması gereken bir liderlik ruhu olduğuna inanıyorum. Bu her insanda olmuyor. Kendimde bu ruhu keşfettim ve 13 yaşında İstanbul'a geldim. Kurumsal firmalarda önce bulaşıkhaneden başladım. 6 ay kadar bu işi yaptım. Sonrasında çırak olarak bir ustanın yanına girdim. Oradan da kalfalığa ve ustalığa kadar yükseldim. Bu süreçte yurt dışına çıktım. Uzun süre Dubai'de kaldım. Orada dünya mutfağı üzerine şeflik yaptım. Döndükten sonra özel davetler yapmaya başladım. Güzel bir catering şirketi kurdum. Galatasaray Spor Kulübü, Kadir Has Üniversitesi, Aydın Doğan Vakfı, Peak Game gibi birçok kurumsal markanın yemeklerini yaptık ve davetlerini üstlendik.

"DAHA ÖNCE YAPILMAMIŞ BİR BALIKÇI KONSEPTİNE İMZA ATTIK"
Çok zorluklarla yıllarca değişik alanlarda çalışmış ve başarıya ulaşmışşınız. Kendi mekanınızı açma hikayenizi de sizden dinleyebilir miyiz?
Buralarda başarılı olduğumu görünce kendi misafirlerime hitap edebilecek bir mekan açmak istedim. 2018'de Acıbadem'de steak ve kebap üzerine güzel bir restoran açtım. Ben gelişime açık bir insan olduğum için sadece balık ve meze değil farklı birçok ürüne hakimim. Tam orada büyümeye başlarken pandemi dönemi başladı. O pandemi bizi çok hırpaladı. Oldukça zorluk çektik ama yılmadık. Düşündüm, taşındım ve et konusunda başarılı olacağıma inanmadım. Üst düzey bir ürün sunmamıza rağmen maliyet, fiyat-performans noktasında beklediğimiz sonucu alamamıştık. Bu noktada durup ne yapacağımızı düşündük. Ben müziği çok seviyorum. Kulağım da çok iyidir. 2021 yılında Kartal İstMarina'da “Cunda” markası altında daha önce hiçbir AVM'de yapılmamış bir balıkçı konseptine imza attık. O balıkçı konseptine önce fasıl olarak başladık. İnsanların ilgisinin git gide büyüdüğünü görünce sanatçılar çıkarmaya başladık. 

İnsanların bu yeni konsepte ilgisi nasıl oldu?
Sanat camiasında da beni tanıyan insanlar var. İlk önce ‘no name’ sanatçılardan başladık. Zamanla Seda Sayan, Yılmaz Morgül gibi ünlü sanatçıları da sahnemize çıkarmaya başladık. Gelen misafirlerimize lezzeti ve eğlenceyi aynı anda sunduk. Bu da insanlar için vazgeçilmez bir şey oldu. Müşteri sayımız o kadar arttı ki haftanın beş günü insanları kapıdan çevirmeye başladık. O mekanımızın yanında bir Bistro Bar vardı. Orayı satın alarak bir gazino yapmaya karar verdim. İnsanların özlediği gazino konseptini yeniden yaşatmak istedim. Ve bunu da başardık. Orayı bir 80'ler gazinosu havasına soktuk. Çok güzel sahnelere imza attık. Fakat o mekan da bize yetmedi.

'Bi Cunda Masalı' da bu şekilde başladı herhalde
Bunun üzerine Ataşehir'de 400 kişilik 'Bi Cunda Masalı' mekanımızı açtık. Burada çok büyük bir ses getirdik. Burasıyla birlikte İdealtepe sahil şubemizi de açtık. Orada da aynı konsept ile devam ediyoruz. Şu anda Kalamış şubemiz tadilatta. Yakında tadilatı bitecek. Alaçatı'da da mevcut bir yerimiz var. Ankara'ya bir franchise verdik. Bodrum Türkbükü'nde de bir şubemiz var. Orası da çok güzel bir yer. Hem plajı hem de restoranı olan bir mekan. Ataşehir'deki mekanımızın açılışını Coşkun Sabah ile yaptık. Onun dışında Ümit Besen, Kamuran Akkor, Muazzez Ersoy, Pınar Eliçe gibi sanatçılarımız sahne alıyor.

“İNSANIN KAFASINA KOYUP BAŞARAMAYACAĞI HİÇBİR ŞEY YOK. YETER Kİ GÖNÜLDEN İSTESİN VE GİDECEĞİ YOLU KENDİSİNE ÇOK İYİ ÇİZSİN.”
Eshabil Bey, kısa sürede inanılmaz başarılara ve güzelliklere imza atmışşınız. Sizin başarı sırrınız nedir?
İnsanın kafasına koyup başaramayacağı hiçbir şey yok. Yeter ki gönülden istesin ve gideceği yolu kendisine çok iyi çizsin. Ben misafirlerimden hiçbir zaman kopmadım. Bizde müşteri anlayışı yoktur, misafir anlayışı vardır. Bu motto ile hareket ediyoruz. Her misafir ile tek tek iletişim kurmaya çalışıyorum. Anadolu Yakası'nda nerede mekan açsam en az 20 masa kendi portföyüm var. Bu konuda sevilen bir insanım. Yaptığımız bütün konserler ‘sold out’ geçiyor. Benim sahne direktörüm veya sahne ile ilgilenen bir arkadaşım yok. Sanatçıların tamamını ben kendim seçiyorum. Kendi sevdiğim, hayran olduğum sanatçılara öncelik veriyorum. Çünkü biliyorum ki en üretken jenerasyon bizim kendi jenerasyonumuz. Bugün bir Ümit Besen sahneye çıkacağı zaman iki gün içerisinde rezervasyonlarımız bitiyor. Kamuran Abla yıllardan sonra sahneye geri döndü. Başımızın tacı. Bu sanatçılar çıktığında hınca hınç dolu oluyoruz.

“Bi cunda Masalı” ile neyi hedefliyorsunuz?
80'lerin ve 90'ların gazinolarını geri getirmek ve yaşatmak istiyoruz. Herkes eğlenebilsin istiyoruz. Gelen misafirlerimizin tamamı aile ve beyaz yakalı. Güzel ve samimi bir ortam oluşuyor. Fiyatlarımız gerçekten çok makul. İnsanların bu tür mekanlara giderken fiyat konusunda yaşadığı korkuları yıktık. İnsanlar buraya gelip efsane lezzetleri tadıyorlar ve çok iyi solistler dinliyorlar ve çok iyi hizmet alıyorlar. Çünkü halktan koparsanız asla başarılı olamazsınız. İnsanları sosyalleştirmek, enerjilerini pozitife çevirmek istiyoruz.

"MEMNUNİYET BİZİM İÇİN HER ŞEYİN ÜZERİNDE"
Eshabil Bey, size göre sizi diğer işletmecilerden ve işletmelerden farklı kılan şey nedir?
Her şeyden önce mükemmeliyetçi bir insanım. Her sabah mutfağa giriyorum. Tüm reçetelerin tamamı bana ait. Şu an bizim meze dolabımızda 90 adet soğuk meze var. Bunların en az 20 tanesi düzenli olarak değişir. 30 çeşit ara sıcağımız var. Deniz balığı dışında asla çiftlik balığı kullanmıyoruz. Mezelerimiz de günlük olarak üretilir. Gerçek anlamda bizim en güçlü silahımız mutfağımızdır. Bunu çıkan sanatçılarımızla da süslüyoruz. Buraya gelen her bir misafirimizle teker teker ilgilenemesem de en azından göz kontağı kurmaya çalışıyorum ki sunulan hizmetten memnun olup olmadıklarını anlamaya çalışıyorum. Memnuniyet bizim için her şeyin üzerinde. Çok yorucu ve ağır bir tempoda çalışıyoruz ama günün sonunda kapıdan çıkarken insanların güzel sözlerini duyunca kendimizle gurur duyuyoruz. Biz hem sahnede hem yemekte başarılı olmuş ender mekanlardan biriyiz.