Hastalarımızın Cildinin Doğal Dokusunu Korumak İlk Önceliğimiz

Hastalarımızın Cildinin Doğal Dokusunu Korumak İlk Önceliğimiz Hastalarımızın Cildinin Doğal Dokusunu Korumak İlk Önceliğimiz

Eva Botanica Beauty Klinik’in Kurucusu Dermatolog Dr. Julia Işık, dermotoloji alanında yaptığı çalışmaları Klass’a anlattı..

Güzellik sektöründe doğallığa dönüş felsefesi tüm dünyada yükselen trend olarak öne çıkıyor. Vücut sağlığımızı korumak için bir takım egzersizler ve tedaviler uygularken cilt sağlığımızı ihmal etmememiz, cildin doğal dokusunu da korumamız gün geçtikçe daha önemli hale geliyor. Profesyonel ekibi, uluslararası deneyimi ve kullandığı ürünlerle danışanlarına en kaliteli şekilde hizmet vermeyi hedefleyerek onlara doğal bir görünüm kazandırmak istediğini söyleyen Eva Botanica Beauty Klinik’in Kurucusu Dermatolog Dr. Julia Işık, dermotoloji alanındaki uygulamalarını ve hedeflerini Klass’a anlattı.


 

“Danışanımızdan bilgiler almamız gerekiyor; nasıl bir yaşam tarzı var, nasıl bir beklentisi var, neler yapılabilir... Bunu anlayıp bunun üzerinden düzenlemeler yapmamız lazım. Ben de bu noktada danışanlarıma önerilerde bulunuyorum. Bunların sonucunda doğru teşhisi koyup doğru uygulamalar yaparsak doğru bir netice almış oluruz.”
 

“Bizim buradaki hedefimiz sadece cilde doğal görünümü kazandırmak. Aynı zamanda bazı anatomik yapıları da düzeltebilmek. çok abartılı bir görünüm bizim istediğimiz bir durum değil. Biz hastalarımıza tamamen doğal bir görünümü kazandırmak istiyoruz”

 

“Genetik testler yapıp kilo kaybının nasıl sağlanacağı ve kişinin genetik yapısıyla nasıl kilo kaybedeceğine ilişkin olarak danışmanlık da yapıyoruz. Kan grubuna ilişkin olarak bir test yapıyoruz. Kilonun yediklerimizle çok ilişkisi var. Yanak içinizde pamukla tükürüğünüzden bir örnek alıyoruz. Rusya’da bir üniversiteye gönderiliyor. Daha sonra o genetik yapısına ilişkin olarak bize bilgilendirmede bulunuyorlar”

 

 

Güzellik sektöründe doğallığa dönüş trend olurken cildin doğal dokusunu da korumamız gün geçtikçe daha önemli hale geliyor. öncelikle siz dermatoloji alanındaki uzmanlığınıza nasıl başladınız ve ne gibi çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz, öğrenebilir miyiz?

öncelikle Moskova’da 6 yıl boyunca temel tıp eğitimi aldım. Ardından 2 yıl boyunca dermatoloji alanında uzmanlığımı yaptım. Eğitimimi tamamladıktan sonra Rusya’da çok bilinen büyük bir hastanede uzun bir süre çalıştım. Burası estetik merkezi değildi, devlet hastanesiydi. Aynı zamanda hem askeri alana hem de normal gelen hastalara hizmet veren bölümleri vardı. Ben cilt kanserlerinin olduğu bölümde ciltteki tıbbi konular üzerinde çalıştım. Bir taraftan da cildin değişmesi ve dönüşümü olan kısımlarda çalışıyordum. Mesela herhangi bir kazaya maruz kalıyorsunuz veya yanma sonrası ciltte oluşan hasarlara karşı tedaviler uyguluyorsunuz. Bunun dışında çocuklar doğdukları zaman ciltlerinde çok fazla problemler olur. çocuklar ile ilgili de çok fazla çalışmalarım oldu. Moskova’da çok bilinen bir Arbat Caddesi var. Orada bulunan büyük bir estetik kliniğinde bazı hastaların ameliyat olduktan sonraki oluşan travmatik süreci yönetmek üzere hastalara baktım. Avrupa’da cilt bakımı konusunda uzman olmanız gerekiyor. Estetik üzerine ancak dermatologlar çalışabilir. çünkü kişinin bu konuda temel bir eğitimi olması şartı var. Botoks, dolgu ve iğne işlemlerini sadece dermatologlar yapabiliyor.

 

Peki, Türkiye’de bir klinik oluşturma fikri nasıl oluştu?

2 yıl önce hayatımda bazı değişiklikler oldu ve Türkiye’ye geldim. Buraya geldiğim zaman bir birey olarak benim taleplerime cevap verebilecek bir dermatolog merkezi bulamadım. Burada çok fazla estetik merkezi ve plastik cerrahi var, aynı zamanda sert ve travmatik olan uygulamalar yapılıyor. Türkiye’deki eksikleri görünce klinik açmaya karar verdim. Amacım tamamen yüksek kalitede dermatolojik bir klinik açmaktı. Klinimiğizde hasta bakmaktan ziyade biraz daha işin estetik kısmındayız. Tabi ki bundan öncesi de onu da yapabilmemiz için teşhis koymamız gerekiyor. Bütün ciltler farklıdır ve bunlar için farklı teşhisler konulması lazım. Lekesiz, sivilcesiz, yağlı olmayan, nefes alabilen ve oldukça genç ve kaliteli görünen bir cilt oluşması için önce teşhis koymam lazım. öncelikle gelen danışanımıza ihtiyacını ve isteğini soruyoruz. Hastanın ne istediğini iyi bilmek gerekiyor. çünkü bütün cilt tipleri farklı özellikler gösterebiliyor. Bu noktada danışanımızdan bilgiler almamız gerekiyor; nasıl bir yaşam tarzı var, nasıl bir beklentisi var, neler yapılabilir... Bunu anlayıp bunun üzerinden düzenlemeler yapmamız lazım. Ben de bu noktada danışanlarıma önerilerde bulunuyorum. Bunların sonucunda doğru teşhisi koyup doğru uygulamalar yaparsak doğru bir netice almış oluruz.

 

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Ağustos sayısında..

Röportaj: Erdi Kartal

Fotoğraflar: Uğur Atun