Girişimci, sanatçı ve bağımsız küratör olarak sanat projeleri üreten Hazal Fırat, kurum ve kişilere alanında danışmanlık hizmeti veriyor. çağdaş sanatın tanınmış isimleriyle birlikte çeşitli projelerde çalışma fırsatı yakalayarak tecrübe edinen Hazal Fırat, edindiği bilgi ve deneyimleri dünyayı takip eden bir bakış açısıyla harmanlayıp sosyolojik bir köprü kurduğunu belirtiyor. Deneysel ve mekanik teknikler geliştirmeyi ve katılımcı destekli interaktif işler üretmeyi hedeflediğini söyleyen Hazal Fırat, yaptığı çalışmaları ve hedeflerini Klass’a anlattı.
“Dört nesil boyunca Kapalıçarşı’da ticaret yapan bir ailede büyüdüm. çocukluğumdan beri Kapalıçarşı’nın içerisinde barındırdığı zengin dokusu, çeşitli kültürü ve zanaatı beni hep yeni şeyler keşfetmeye yöneltti. Görev aldığım projelerde, edindiğim bu bakış açışıyla hem ticareti hem de sanatı bir arada yorumlamaya özen gösteriyorum.”
Hazal Hanım, öncelikle sanat alanında edindiğiniz deneyimlerle ne gibi çalışmalar yaptığınızı öğrenebilir miyiz?
Girişimci, sanatçı ve bağımsız küratör olarak sanat projeleri üretiyor, kurum ve kişilere danışmanlık veriyorum. Bu sırada multimedya tekniği ile kendi sanat üretimime devam ediyor ve çalışmalarımla uluslararası sergilere katılıyorum. Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’ni okuduğum yıllarda fotoğrafa, dansa ve müziğe yoğun bir ilgim vardı. Hem sanatı pratik ediyor hem de galerilerde asistan olarak çalışıyordum. Devamında Yeditepe üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde ürün Tasarımı eğitimi aldım ve Gra?k Tasarım bölümünü onur belgesi ile tamamladım. Tasarım ile başladığım bu yolculuğumda, sanat ve iletişime olan tutkumun her zaman peşinden gittim. Kısa zaman içerisinde Japon sanatçı Yoko Ono, Türk sanatçı Yiğit Yazıcı ve Letonyalı sanatçı Zane Mellupe gibi çağdaş sanatın tanınmış isimleriyle birlikte çeşitli projelerde çalışma fırsatı yakaladım. Şu an eş küratörlüğünü Jon Hendricks ile birlikte yürüttüğüm Yoko Ono’nun kişisel sergisi üzerine çalışıyorum. Yiğit Yazıcı ile birlikte çocuklara yaratıcılık üzerine atölye çalışmaları vermekteyiz. Ayrıca Beze Group’un Kurucu Başkanı Bengü Bilik yakın aile dostumuzdur. Bengü Bilik beni ve çalışmalarımı yakından takip eden bir isim. Beze Group’a bağlı olarak da girişimci, sanatçı ve koordinatör olarak çalıştığım çeşitli yerel ve uluslararası sanat projelerimiz bulunuyor.
Yaptığınız çalışmaları hangi alanlarda kullanıyorsunuz?
Artık Türkiye’deki kurumlar ve şirketler çağdaş sanatın hayatın bir parçası olduğunu kabul etmeye başladı. Analitik düşünce, yaratıcı düşünce ile birleşince ortaya kritik bir düşünce çıkıyor. Kritik düşünce de hem şirketlerin performans geliştirmesine katkı sağlıyor hem de sosyal becerileri gelişiyor. Bu sebeple sanat etkinliklerine ve eğitimlerine verilen önem her geçen gün artıyor. Modern sanatın yarattığı özgür konsept ve kavramlar, 1970’lerde Fluxus akımı ile deneysel ve performans sanatını doğurdu. Dijital devrim çağında olduğumuz günümüzde modern sanat aynı zamanda sayıları, robotları, ışığı ve sesi de barındırıyor. Dünyada sanatçılar kavramlar ve teknolojiler üzerine çok çeşitli yeni çalışmalar üretiyorlar. Tüm bunlar teknolojiye, bilime ve insanlığın gelişimine doğrudan destek veriyor. Ben de araştırmak, seyahat etmek ve keşfetmekten büyük bir heyecan duyuyorum. Güçlü iletişim yönümle edindiğim bilgi ve deneyimleri dünyayı takip eden bir bakış açısıyla harmanlayıp sosyolojik bir köprü kuruyorum. Kimi zaman sanatçıyı mekan ve izleyiciyle buluştururken, kimi zaman izleyiciyi dünyanın yeni trendleriyle buluşturuyor ve bu trendleri deneyimleme fırsatı sunuyorum.
Daha önce eserlerinizi nerelerde sergilediniz?
2018 Mayıs ayında 42 Maslak’ta ArtBizTech tarafından gerçekleştirilen Bang Art Innovation Prix sergisinde Free Fall isimli video loop çalışmamla yer aldım. 2017 Aralık ayında ise 4 ay süreyle çin Halk Cumhuriyeti’nde WhyWhyArt tarafından uluslararası gerçekleştirilen Karşılaştırmalı Feminizm isimli sergiye katılmıştım. Tasarladığım giyilebilir sanat ürünleri ile sergide yer alan tek Türk sanatçıydım. Sergilenmiş tüm çalışmalarıma internet adresim üzerinden erişilebiliyor.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Ağustos sayısında...
Röportaj: Erdi Kartal
Fotoğraflar: Mert Can Alşahin
Mekan: Point Hotel Barbaros